Efendim geçtiğimiz Pazartesi günü yorumluyorum da dedik ki Ekim ayında seçim var. Evet, nereden duydunuz? Duyduk bir yerden… Ekim veya Kasım ayında yani orada bir değişiklik Olabilir…
Benim Tabandan, tavandan, kenardan, köşeden insanlardan aldığım bilgiye göre veya temayüle göre; cumhurbaşkanı değişiminde çok büyük bir değişim olmayacak gibi görünüyor. Ama milletvekilliği noktasında, Parti noktasında dengeler müthiş değişebilir!
Şimdi senaryolar yazılıyor. Adaylar şimdiden bu havada… Artık Haziran geçti ya, seçimler Haziranda da olsa Kasımda da olsa milletvekili adayları Senaryoları yazılmaya başladı…
Ama kim var mesela şu anda? Kadın Kolları Genel Başkanı Düzce milletvekili Ayşe Keşir hanımın listede birinci sırada olacağı, Faruk Özlü ’nün belediye başkanlığından feragat edip milletvekili adayı olacağı, Fahri Çakır'ın aday olacağı ve bu arada İl Başkanı Mustafa Keskin’in milletvekili adayı olacağı söyleniyor…
Efendim iyi partiye geldiğimizde, Tuncay Şahin ismi göze çarpıyor. Çünkü burada Tuncay Şahin artı Mehmet Keleş'in ismi geçiyor. Mehmet Keleş'in Ak Parti'den aday adaylığına müracaat ettikten sonra, buradan aday olmaması durumunda iyi Parti'den belediye başkanlığına aday olacağı düşünülüyor.
Siyaset bu ya! Her tarafta bir senaryo var yani. E milletin ağzı torba değil büzesin hesabı herkes bir şey söylüyor.
Bizim insanlarımızla yaptığımız görüşme; mesela Akçakoca’da mutlaka bir aday söz konusu, listeye gireceği söyleniyor… Burada en kuvvetli adayın Ali Uzun, Esvet Sarıoğlu… Bunların milletvekili aday adaylığına müracaat edeceği duyumlarını almaya başladık bu iki üç günden beri.
Tabii herkesin aday adayı olma şansı var hakkı var. Bir de nöbetçi adaylar var. Her seçimde nöbetçi olan, her seçimde aday adayı olan nöbetçi adaylar var. Bunları zaten saymaya gerek yok.
Şimdi biz kısa bir değerlendirme yapalım. Bu konuda, istiyoruz ki Düzce'de doğmuş, Düzce'de büyümüş tozunu toprağını yutmuş, oyununda oynamış, çocukluğunda gençliğinde Düzce’de gezmiş, bir Lisesi'nde okumuş, Düzce’yi seven biri aday olsun.
Artık Düzce'den bağını koparmış, en büyük adam olmuş, bu döneminin sonuna doğru ben bu kadar devlette edindiğim bilgiyi tecrübeyi Düzce'de kullanayım diye gelen adaylar var.
Düzce'de yaşayan Düzce'de büyüyen Düzce'de ölecek olan adaylar var…
Biz bir Yaşar Yakış gibi bir milletvekili istemiyoruz! Ne demek istemiyoruz? Akçakoca'da doğmuş büyümüş, büyükelçi olmuş, ondan sonra bir bakanlık yapmış… Nerede Yaşar Yakış? Yaşar Yakış nerede? Düzce'de mi? değil! Evi var mı? Yok! Belki de (Allah hayırlı mübarek uzun ömür versin ameline göre herkese öldüğü zaman) Akçakoca’ya bile gömülmeyecek…
Bir zamanlar profesör geldi saman alevi gibi esti, bir dönem milletvekilliği yaptı çekti gitti.
Yani Düzce'de yaşamayan, Düzce'de büyümeyen ve milletvekili, belediye başkanı ve bu makamlara geldikten sonra Düzce'nin hizmetinde bulunup veya kendi vizyonuna değer kattıktan sonra Düzce'de yaşamayacak, o güçten, o etkiden o yetkili etkili noktada olup da Düzce'de çok halk arasında dolaşamayacak, çoluğu çocuğu Düzce'de kaynaşamayacak aday istemiyor bu vatandaş!
Vatandaş ne istiyor biliyor musunuz? Düzce'de doğmuş, Düzce'de büyümüş ve Düzce'de ölecek (Allah herkese hayırlı uzun ömür versin ama) aday istiyor! Burayı bir geçiş tahtası, 25 30 bin lira Milletvekili maaşı veya başka bir makamda o maaşı alıp da… Anlatabiliyor muyum?
Buraya gelip dört yıl milletvekilliği yapıp dört yıl sonra Ankara'da oturan, İstanbul'a giden veya başka memleketlerde yaşayacak olan adamı Düzceli istemiyor!
Yani Milletvekilliği yaptığınız, Belediye Başkanlığı yaptığınız bu memlekette; siyaset yaptığınız, iradesi ile seçildiğiniz ve hizmet ettiğiniz millete sırtınızı dönmeyeceksiniz!
Yüzünü gösteremeyecek, o görev bittikten sonra milletin içine çıkamayacak adamı, başka memlekete gidecek adamı hiçbir Düzceli, Düzce milletvekili adayı olarak görmek istemiyor!
Burada bir CHP örneğini verelim… Geçtiğimiz günlerde Sayın Kemal Kılıçdaroğlu Düzce’yi ziyaret etti, faydalı oldu. Neyse… Burada kamyoncular kooperatifini ziyaret ettiğinde (AK Parti il yönetim kurulu üyesi aynı zamanda biliyorsunuz) Orhan Yılmaz, konuşmalar dilekler ve temenniler bittiğinde şu ifadeyi kullanıyor; (yani siyasi danışmanlık yapıyor) Sayın Kılıçdaroğlu'na diyor ki ‘Düzceli olmayan ithal adaylar, dışarıdan gelen göçmenlerden bizleri uzak tutun. Düzceli olsun adayımız diyor…’
Güzel bir fikir veriyor. AK Parti il yönetim kurulu üyesi… Evet, doğruyu söylemiş, doğru söylemiş!
Düzce'den olan, Düzce'de yaşayan, Düzce'de bu değerlerle yaşayan!
Ama bu değerleri yaşayıp bu görevleri yaptıktan sonra milletin içine çıkabilecek! Ben bir dönem milletvekilliği yaptım İnsanları mutlu ettin memnun ettim hizmet ettim deyip de sokaklarda böyle adam gibi dolaşacak olana ihtiyaç var!
Yoksa “Harç bitti yapı paydos” birisi orada, birisi burada… Düzce'de yaşamıyorlar!
E peki niye milletvekili oluyorsunuz? Burada niye geldiniz? Mesela İbrahim Korkmaz, Düzceli midir değil midir diye tartışıldı mı? Korkmaz Düzce'de yaşıyor! Bu adam Trabzonlu, Düzce'de yaşıyor. Fahri Çakır bir dönem milletvekilliği yaptı, Ticaret Odası Başkanlığı yaptı sonra yine milletvekili… Fahri Çakır'la yarın Gümüşova’da Cumayeri’nde veya Düzce’nin her hangi bir sokağında oturup çay ocağında çay içebilirsiniz. Ha içtik mi? içtik. Oturduk mu? Oturduk! Ama bir Yaşar Yakış modeli biz istemiyoruz arkadaş! Burası garip gurbetçi yer mi? Yani seçim döneminde Düzceli olup da, görev yaparken Düzce’de olup da, görev bitince ben burada yaşamak istemiyorum…
Niye burada bu insanların duygularını değerlerini o oy verilen iradeyi kullandınız? Seçim yaklaştıkça Bunlar tabi gündeme gelecektir dolaylı yollardan. Ben isimlerden bahsettim, isimler teferruat…
Düzce'de Yaşasın, Düzce'nin değerlerine sahip çıksın, Düzce'nin değerleriyle değerlensin, değerleriyle hizmet versin! Zamanı geçtiği zaman da; çoluk çocuğuna, torununa aslında ben bu memlekette bunu yaptım evladım torunum! Ben milletvekili iken bunu yaptım bu memlekette. Siz de bunu anlatabilecek, çoluk çocuğuna sermaye bırakabilecek bir asaleti yaşasın yaşatsın. Biz böyle milletvekili istiyoruz!
Eskiden ceketi koyup Milletvekili seçiliyordu, şimdi ceketi koyanlar ceketi alır gider!Hiç tartışmıyoruz, zaten durum aynen o pozisyonda…
Baştan söyledim ya Sayın Cumhurbaşkanının karşısına şu anda çıkabilecek alternatif noktasında bir aday, seçim kazanamayacak gibi görünüyor. Halk ona kızıyor buna kızıyor ama Cumhurbaşkanına gelince duruyor.
Evet, biz bunları Göreceğiz; Bu listede olursa oy veririz, vermeyiz…
Yani işin Özünde isimlerden ziyade, bu memlekette bu memleketin değerleriyle değerlenip, tabiri caizse tarlada izin olacak harmanda yüzün…
Hani güzel bir söz ya “Tarlada izi olmayanın harmanda yüzü olmazmış.” Sen bu topraklarda büyü yetiş, güzel noktalara gel, ondan sonra buraya tepeden inme gel; efendim bir dönem milletvekili yap ondan sonra ‘ben bu memlekette yaşayamam’ Niye yaşamıyorsun bu memlekette?
Sen bu memleket sayesinde anıldığını bileceksin. Seni oraya irade olarak koyanlar ve o iradeye sana verenler onlar…
Sonbaharda Bu ülkede bir seçim var! Bu seçimde; sizin değil bizim da tasarruf gösterdiklerimiz listelerde olsun! Bu memlekette hangi partiden olursa olsun, kimden olursa olsun onların değil bizim!
Ama mutlaka ikinci sırada 3 sırada veya bir yerde tabi Genel Başkanların tasarrufları, partilerin tasarrufu olur ama diğer listelerde milletin derdine dertlenmeyeni, milletin haliyle hâllenmeyeni koyarsanız; ceketi alır giderseniz!
MHP beş tane belediye başkanlığı kazandı Düzce'de. En güzel ilçelerden belediye! Niye kazandı biliyor musunuz? Kiminle kazanırım diye baktı, particilik yapmadı! Bu memlekette itibar gören isim kim?
Hiçbir şey bilmiyorsanız, hiçbir şey görmüyorsanız ve görmek istemiyorsanız Milliyetçi Hareket Partisi İl Başkanı İlhami Caboğlu’na sorun, bu beş belediye nasıl kazandınız diye…
Yapılan anketlerde kim çekilecekse onu getirdiler. Ceket işi bitti! Ama asalet ve maharet noktasında ehil olan, bizim mahallenin çocukları bizim mahallenin isimleri, vizyonları vekil adayı olduğunda; Düzce'de Siyasette başarılı mı? Başarılı…
Diğer türlü Atı alan Üsküdar'ı geçer, kimse de bunun farkına varmaz!