Hafta sonu 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutladık. Yani, bu Kadınlar Günü, Çocuklar Günü, Babalar Günü, Sevgililer Günü gibi günlerde, kapitalizm insanları maddi olarak sömürüyor.

ANADOLU KADININ SOSYAL HAKLARININ KONUŞULACAĞI 8 MART OLSUN

Ama bir kadın olmak başka bir şey çünkü, Anadolu'ya Hayme Anneyle gelmişiz, bizim için kadın kutsaldır. Annemiz, eşimiz, kızlarımız kutsal. Şehirde kendi ayaklarının üzerinde duran kadınlarımızın yanı sıra köylerde yaşayan kadınlarımız da var. Köylerde yaşayan kadınlarımızın tabiri caizse bir sosyal güvenliği yok. Tarlada, bağda, bahçede, ahırda üreten kadınlarımız var. Bunların bir sosyal güvencesi yok. Yani yarın bir gün evinde, işinde, eşinde bir dert olsa kadın tek başına mücadele ediyor. Onun için, bu söylemlerle, sohbetlerle, güzel sözlerle, çiçeklerle değil, üreten kadınımızın, özellikle Anadolu kadınının sosyal haklarının bir an önce hayata geçmesi, o mücadelede toprakla böyle örtüşen ve bağdaşan, toprakla kaynaşan kadınımızın, geleceğe yönelik bir endişesinin olmadığı günlerde, İnşallah Kadınlar Günü’nü kutlarız.

ASALET ASLINA RÜCU ETMEKMİŞ

‘Asalet aslına rücu etmektir.’ diyor. Allah rahmetiyle muamele eylesin, Gölyaka'nın eski Belediye Başkanı rahmetli sayın Fehmi Coşkun’un oğlu Muzaffer Coşkun çeyrek asır belediyede bürokratlık yaptı. Milliyetçi Hareket Partisi’nin de ‘üretken belediyecilik’ denilen bir ifadesi var. Belediyeler üretmeli, kazanmalı, kazandırmalı ve devlete yük olmamalı. Muzaffer Coşkun, Düzce'de bir ilke imza atıyor. Belediyenin arsasına kooperatifleşme usulüyle konut yapıyor. Uygun olan da bu, daha doğrusu öyle uygun görmüşler. Konut yapıyor ve vatandaşa satacak, hem belediye kazanacak, hem de ne kamu arazisi birilerine peşkeş çekilmemiş olacak. Belki araziyi satsa, değerini bilemiyorum artık, 30 milyon olsa, yapacak olduğu konutlarla, bu üçe, beşe katlanacak, katma değer sağlayacak. Muzaffer Coşkun Başkan, Düzce'de bir ilke imza attın. Düzce’de bir ilke imza atan, gönlünü ortaya koyan o babanın o evladı olarak belediyedeki tecrübelerle beraber yaptığın projede Allah seni utandırmasın. İnşallah muvaffak olursun ve olacaksın, ona inanıyoruz. Düzce'deki diğer belediyelere de örnek teşkil etsin. Bak, nasıl oluyormuş? Yani, şimdi bizde konutlar, müteahhitler, kooperatifler var. Çiziyorlar mimari projeyi ‘bu kat’ diyerek, hiç daha kazma vurulmadan, insanlar satın alıyor. Burası da öyle olacak inşallah.

Aynı şekilde Akçakoca Belediye Başkanı Fikret Albayrak da, ABİTAŞ şirketi üzerinden aynı konut ve iş yeri yapma noktasında çabaya girdi ve bir adım attı. İşte, belediyeler böyle olacak. Kazanacak ve devletin sırtından beslenmeyecek. Kendi hamuruyla yoğurulup, yanacak, pişecek ve ekmeği ortaya koyacak. Son günlerde tartışıyoruz ya, ‘Camiler SGK'ya satılıyor’, ‘Camiler satılıyor’ diye, devlet dolaylı bir şekilde belediyelere bir imkan sağlamış. Bu kadar müsrif belediyeler, parayı çok harcayan belediyeler de dahil olmak üzere, örtülü bir af gibi, burada öküz altında buza aramanın bir anlamı var mı? İstersen var ama istemezsen yok. Öküz altında da olmuyor buza, ineğin altında oluyor. Belediyeler demişken, bir laf var: "Para basmaz, adam asmaz." diye. Belediye başkanlarının ve belediyelerin geniş yetkilileri var. Belediyelerde şirket gibi bütçe var. İşletme gibi yönetilirse, topluma, memlekete fayda sağlanıyor. Yani, ‘Ayranın yok içmeye, faytonla gidiyorsun falana’ diyor ya, ayran yoksa, imkan yoksa, inanç var. İşte bu inancı, bu imkanı ve bu düşünceyi Muzaffer Coşkun Düzce'de başarıyor ve başaracak da. Bu proje, Düzce'de uzun vadede faydalı bir yatırım olacak. İnsanlar, 1+1, 2+1, 3+1 konutlar inşa ediliyor buradan dairelerini alsın. Akçakoca'yı da atlamayalım, Akçakoca’da da belediye, şirketi ABİTAŞ üzerinden bu işi yapıyor. İki belediye başkanını kamuoyunun önünde saygıyla, sevgiyle tebrik ediyorum. Benim gibi birçok insan böyle düşünüyor. Ben bu konuyla ilgili birkaç kişiyle görüştüm, hakikaten, ‘Düzce’de örnek olsun’ dediler.

İLTİFAT MARİFETE TABİDİR

Yörük malıyla kurban kesilmiyor, burada Yörük ahalisine hizmet ve yaşam alanı veriliyor. Bu ne kadar güzel bir şey, tabiri caizse bütün belediyelere örnek olsun. Fevkaladenin fevkinde bir çalışma. Hani, konuya girdik ya, asalet aslında rücu etmekmiş. İşte, bir işe gönül vermeye başladığınız zaman o makamdan güç almayıp da o makamlara güç vermeye başladığınız zaman, övgüye layık oluyorsunuz. ‘İltifat marifete tabidir’ demiş ya, marifetli bir adım atılıyor. Ben ‘Bütün belediyelerimize örnek olsun.’ diyorum. Sadaka-i cariye, üç kişinin amel defteri kıyamet kopuncaya kadar kapanmazmış, bir; “hayırlı evlat yetiştiren anne ve babanın”, iki; “topluma hayır ve hasenat hizmetleri yapan idarecinin”, üç; “ilim adamı yetiştiren ilim insanının, alimlerin” amel defterleri kıyamet kopuncaya kadar kapanmaz diyor bizim dini öğretilerimizde, bunun bir hadis-i şerif olduğunu biliyorum. Onun için Fehmi Coşkun amca, Allah rahmetiyle muamele eylesin, hayırlı bir evlat yetiştirmişsin. İnşallah da bu memlekette böyle güzel insanların, güzel gönüllerin, güzel marifetlerin, güzel adımların mutlaka dünyada da, ahirette de bir karşılığı olacak.

ESKİ DANIŞMANDAN YENİSİNE TAVSİYE: İSRAİL ALGISINA GÜVENME

Arkadaşlarımız, bir haber yaptı. Haberde Faruk Özlü’nün iki danışmanı var. Eski danışman Saim Tut. Yeni danışman Üzeyir Yiğit, bu Esad artıklarının İsrail’e davetiye çıkartmak isteyen lobilerin, bizim anladığımız anlamda söylüyorum, bizim aklımız ermez Ortadoğu’ya, dış siyasete. Anlaşılana göre, Hatay’da bir kanaat önderinin veya işi mezhepçilik yapmaya çekmeye çalışanların, orada ‘mezhepçilikten dolayı bir katliam yapıldığı’ söylemleri İsrail, Amerika, Fransa, Hüsnü Mahalli Tele 1’de bir programa katılmış, ne diyorsa, Üzeyir Yiğit de aynısını söylemiş. Saim Tut, il başkanlığı yaptı AK Parti’de, Suriye’de bulunmuş konuyla ilgili bilgilere ve bilgisinden dolayı fikrine itibar edeceğimiz bir insan. O da ona, ‘İsrail algılarına inanma, güvenme Üzeyir, oradaki ilk hareketin başladığı yer, ilk başladığı şekil, atılan adım, senin dediğin gibi değil’ diyor.

DEVLET AKLINA AYKIRI PAYLAŞTI

Üzeyir Yiğit, Faruk Özlü olmasa Düzce’de bir hiç. Faruk Özlü’nün hiçlerinden biri. Faruk Özlü ile bir intisabı olmasa, ne paylaşırsa paylaşsın, hiçbir şekilde itibara alınacak bir isim değil, ama bu paylaşım AK Partili bir belediye başkanının, AK Partili bir bakanın danışmanlık statüsünde bir pozisyonda yapılacak paylaşım değil. Bu ne devlet aklıyla bağdaşıyor ne AK Parti’nin siyasetiyle ne de ülkenin şu andaki devlet aklının geldiği doğrularla bağdaşıyor. Türk askeri Suriye’ye girdi, niye girdi? Bir mezhep kavgası, bir çatışma, bir İsrail davetiyesi, aylardan yıllardan beri iğne ucuyla ektiği tohumları, birileri bertaraf etmek istiyordu. Yani, işin özünde şu var, bir insanlar etraflarıyla büyür, hani, ağaç dallarıyla büyür de, yazık olan, bu memlekette milli savunma noktasında savunma sanayi müsteşarlığı yapmış, devletin stratejik bilgilerine haiz ve hakim, bakanlık yapmış, milletvekilliği yapmış, şu anda belediye başkanlığı yapmış bir belediye başkanının yanında yapılan bir paylaşım, gönüllere dokundu.

Bu paylaşım, olacak bir paylaşım değil. Bilgin olacak ki fikrin olacak, bilgisiz fikir yapraksız ağaca benzer, öyle diyelim.

Hoşça kalın, dostça kalın, Allah’a emanet olun.

MAKALENİN VİDEOSUNU İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN