Türk Polis Teşkilatı’nın kuruluşunun 180. Yıldönümünü kutluyoruz. Gecesiyle-gündüzüyle, canıyla, malıyla, bütün değerleriyle bu milletin huzur ve asayişini korumak için mücadele veren; bekçisinden memuruna, komiserinden müdürüne, Emniyet Genel Müdürü’ne kadar tüm teşkilat mensuplarının 180. yıl dönümünü kutluyoruz.

Ve bunu kutlarken, bu hafta içinde Sayın Valimiz Selçuk Aslan bir açıklama yaptı. 2023–2024 döneminde, o yıllara ait yapılan istatistiklerde Düzce’de suç oranının düştüğünü söyledi. Evet, gerek polisimiz, gerek jandarmamızın ve Cumhuriyet Başsavcılığı koordinatörlüğünde yürütülen operasyonlarda suç oranı Düzce’de düştü. Bu, hakikaten toplum adına, millet adına, Düzce’miz adına çok ama çok iyi bir gelişme.

Bu, memurlarımızın, görevlilerimizin, devlet büyüklerimizin, devlet yetkililerimizin meseleye gönlünü koymaları, elini koymaları ve hayatını koymalarıyla endeksli çıkan bir grafik. Çok teşekkür ediyoruz. Gecesiyle-gündüzüyle, toplumda faydalı hizmetler noktasında, asayiş noktasında, güven noktasında hizmet eden tüm güvenlik görevlilerimizi ve bunları koordine edenleri, özellikle de Düzce’de uyuşturucu noktasında verilen mücadeleyi saygıyla karşılıyoruz.

Mutlaka bu devlete hizmet etmenin, millete hizmet etmenin ekonomik bir karşılığı var. Başta Sayın İl Emniyet Müdürü İbrahim Ergüder, İl Jandarma Alay Komutanımız Mustafa Tetik olmak üzere çok ama çok özverili çalışmaları var.

Şimdi, dünyada makam, mevki, yetki noktasında insanlara hizmet edilebilir, ekmek de kazanabilir. Ama bu işin bir de ahiret boyutu var. Polis ve jandarma teşkilatımızın, Cumhuriyet Başsavcısı Sayın Yasin Emre Beyefendi'nin de koordinesinde, adliye teşkilatımızın, Sayın Valimiz Selçuk Aslan Beyefendi'nin bu konuda koyduğu iradeyle beraber Düzce’de halk huzur ve güven içinde yaşıyor.

Bizim inancımızda olan ve‘İnsan anadan doğduğu gibi olacak ve güneş bir mızrak boyu üstünde olacak,öyle bir hâl olacak ki kimse kimseden habersiz kalacak.’ şeklinde anlatılan mahşer gününe inanıyoruz.

Hakikaten şu andaki fedakarlıklar, mahşer gününde, "Allah'ım bunlar, bu ekip, bu insanlar, bu görevliler; rıza-i ilahi noktasında, insanlara hizmet noktasında, aileleri parçalayan, paramparça eden uyuşturucu ve diğer asayiş noktalarında çok büyük mücadeleler verdi." diyecek hâlde bir düzeyde bir fedakârlık var gerçekten. Çünkü suç oranlarının Sayın Vali tarafından düştüğü istatistiklerle paylaşıldı.

İşte bu; polisimizin, jandarmamızın, sayın valimizin, sayın başsavcımızın, adliyemizin ve devletin — bununla ilgili Sağlık İl Müdürlüğü’nün — bütün yapılarının gerçekten gönlünü koyduğunu gösteriyor. Bu gönülleri Allah indinde, Allah inşallah dünyada ve ahirette mükafatlandırsın.

Biz bu tabloyu, bu sonuçları görmekten çok mutluyuz. Düzce'nin asayiş konusunda, özellikle uyuşturucu konusunda ve güvenli bir şehir olma noktasında hızla ilerlemesinden de bir Düzceli olarak tüm devlet yetkililerine teşekkür ediyoruz. Gününüz kutlu olsun, gününüz hayırlı olsun.

Bir debasından bahsetmek istiyorum. Şimdi bir özeleştiri yapmak lazım. Şehrin bir değerleri var, şehrin bir markası var. Düzce ne ile anılıyor, ne ile biliniyor? Bir zamanlar Düzce, Bermuda Şeytan Üçgeni gibigayrinizami yapıların olduğu bir şehirdi.Böyle biliniyorduk. Ama bakın, suç oranları düşmeye başlamış.

Basın olarak daDüzce’yi ulusalda ve yerelde haberleştirirken, bu değerlerin, kazanılan bu değerlerin üzerine koyarak katkı sağlayacak haberlerle, konularla, gündemlerle anmamız lazım, bildirmemiz lazım, duyurmamız lazım. Her konu diğer basına geldiği gibi bize de geliyor. Biz bakıyoruz buna: Düzce’ye bunun faydası ne? Düzce’ye bu ne katar? Düzce toplumuna ne katar?

Kamuoyunun oluşmasında etkin olan, basındaki arkadaşlarımız - biz başta olmak üzere- toplumun ahlaki, milli, manevi değerlerini ihlal etmeyen ve mümkün mertebe Düzce'nin adını yüceltecek ifadelerle, haberlerle, konularla gündeme gelmeliyiz. Bu yaklaşımda olmakta fayda var.

Biz de çok sorumluyuz. Kamuoyu da çok sorumlu. Sosyal medyayı kullananlar da çok sorumlu. Ama hepsinden önemlisi, yargı, yasama, yürütme ve basın diyor anayasamız. Basın da burada; polisimize, jandarmamıza ve toplumun bütün öğelerine, bütün bireylerine, bütün noktalarına hitap edecek şekilde, haberleriyle yerelde ve ulusalda Düzce'nin daha güzel, daha mantıklı, daha makbul olması yönünde bir çalışma yapmalı.

Yani bir iş adamı, bir memur, Düzce’ye tayin isteyen veya Düzce’ye akademisyen olarak gelmek isteyen; her kim olursa olsun, "Düzce" dediği zaman, Düzce ile ilgili çok güzel intibalar oluşturacak bir hâle gelmeliyiz.

Düzce güvenli şehir. Bunu tüm Türkiye duysun. Ama Düzce güvenilir bir şehir. Bunu da tüm Türkiye duysun. Düzce'de yaşanan, toplumu etkileyen olayların hepsini haberleştirirsek, her şeyi haber diye, reyting diye yaparsak, o zaman ne yaparız? Bindiğimiz dalı keser, kendi kuyumuzu kendimiz kazarız.

Bizim topluma katacağımız, Düzce’ye katacağımız çok şeyler var. İnşallah Düzce’nin Türkiye’de çok güzel anıldığı, çok güzel bilindiği ve bir yaşam merkezi, bir yaşam kalitesi, mutlu şehir olduğu günlerde buluşmak üzere…

Hoşça kalın, dostça kalın, Allah’a emanet olun.

KÖŞE YAZISININ VİDEOSUNU İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN