Siyaset kazanı kaynamaya başladı. Odunlar atılıyor, fokurdamaya az kaldı ama tabi ılımaya başladı soğuk su ısınmaya başladı. Şimdi ben bir hesap ettim. Sordum, soruşturdum siz de sormuşsunuzdur, soruşturmuşsunuzdur. AK Parti cenahına sorduğunuz zaman, camiasına sorduğunuz zaman yetkilisine sorduğunuz zaman, il başkanına sorduğunuz zaman nasıl olur dediğiniz zaman 3-0 seçimi alacağız diyor 3 tane milletvekili. Milliyetçi Hareket Partisi’ne sorduğunuz zaman biz diyor iki tanesini alacağız. Bu Asena’mız var Rümeysa Ataseven onu da çıkaracağız diyor. Doğru kendine göre. Cumhur ittifakının durumu bu. Millet ittifakında gerek İYİ Parti olsun gerek Cumhuriyet Halk Partisi olsun adaylarına sorduğunuz zaman biz biri aldık ikincisinde almak üzere iki tane milletvekili çıkaracağız diyor. Ben şimdi hesaplıyorum bunu Düzce’de 7 tane milletvekili ve 6 tane milletvekili yok ki… 3 tane milletvekili var. Çıkardın çıkaracağım… Bu 7 tanesi herkes bir şey söylüyor 4 taneyi nereye koyacağız biz şimdi? 7 tane biri 2 çıkaracağım diyor birisi iki çıkaracağım diyor birisi 3 çıkaracağım diyor.

Bir film var diye bütün köyde oylar hepimiz kullandık hesabından beraber iki tane oy çıktı birisi diyor benim diyor birisi benim diyor Şener Şen'in bir filmi vardı benim oyum nereye gitti hesabı… Burada baktığımızda herkes bir hayal bir umuyor, bir beklenti içinde ama bunların hepsi algı. Bir AK Partili dostumuz nasıl olur? Valla canının istediğini duymak istiyorsan 3 tane değil 6 tane sıralama olsa altısını da AK Parti alır diyorum. CHP de aynı şekilde. Ne var burada? Bir tercih yapacak insanlar. Cumhuriyet Halk Partisi'nin seçmeni beklenti ve talebi doğrultusunda milletvekilini adayını göremediyse kendini anlatamamıştır genel merkeze ve Cumhurbaşkanı adaylarına veya genel merkez genel başkanlarına. Bunlar sandıkta cevap verecek. Sandıkta diyecek ki sen benim irademi ve benim talebimi yerine getirmedin benim milletvekili adayımı istediğimi vermedin bu İYİ Parti içinde geçerli. İYİ Partililerde beklediğini bulamadığı noktada adaylıkta bu da sandıkta partisine veya tepki artık nasıl bir de bu da bunun karşılığında bu olacak. Milliyetçi Hareket Partisi’nde de keza öyle. Biz bu aday bekliyorduk fakat bu aday olmadı bunun cevabı da partime oy vermek veya vermemek bir karşılığı olacak. Bu Ak Parti’de de geçerli. Vatandaşın genel merkezine, partisine anlatamadığı derdi, talebi, doğruyu sandıkta milletvekilliğinde partilisine veya başka bir partiye bilemiyoruz tercih yaparak gösterecek. Vatandaş duyuramadığı sesi, konuşamadığı ifadeyi sandıkta gösterecek ve göstermeli. Yani senin gönül verdiğin siyasi partide mücadele verdiğin siyasi partide seni dinlemiyorlar, senin iradene saygı göstermiyorlar, senin doğrularınla, senin emeklerinle, senin mücadelenle örtüşen bir isim önüne koymuyorlar başka bir şey koyuyorlar. Başka bir hesaplar var bilemiyoruz, o hesapları. Peki benim doğrum ne zaman? Benim doğrum sandığa yansıyacak.

3-0 alanda, 2-2 alanda, 2 alanda herkes bir beklenti peşinde. Doğrudur. Herkesin de siyasette bir hedefi vardır. Bu Ak Parti için Milliyetçi Hareket Partisi için Cumhuriyet Halk Partisi için İYİ Parti için geçerli ama hem bu ilk ildeki birinci sıra veya diğer liselerdeki adaylar bu milletin Düzce'deki beklentisinin haricinde gerçekleştiğini genel anlamda diyebiliriz.

Bunun karşılığı partilerden birbirine çok oy geçişi olabilir. Hiç beklemediğimiz partiler bir anda çok fark atabilir tepki oylarıyla. Belki de tam tersi olur. Hani gelin ata binmişte ağlıyormuş. Babası demiş ki kızım ağlıyorsan evden ayrılmak zor geliyorsa gitme, in aşağıya. Baba ben hem ağlar hem giderim demiş. Hem ağlayıp hem gidecek olanlar da var, attan inecekler de var. Ben hasbel kader çeyrek asra yakın şu meslekte gerek muhtarlık, gerek siyaset, gerek ticaret, gerek gazeteci sektöründeyim ama benim şu anda Düzce'de görebildiğim bir tablo yok. Gören de canının istediğini görüyordur. Bu nasıl bir şey? Şimdi karşınızda bir siyaset konuşuyorsanız adamın İşine geliyorsa doğru diyor. Kendi hesabına uyuyorsa, işine gelmiyorsa sen ne biliyorsun diyor. Ha doğru o da doğru. İşine geldiği zaman yani ayıya sormuşlar bu sene armut nasıl olacak? Ayı demiş ki; bol olacak, ballı olacak, sulu olacak. Nereden biliyorsun? Canım öyle istiyor demiş. Herkes canını istediğini söylüyor, canının istediğini kabulleniyor, canının istemediğini reddediyor. Neticede tarlada izi olanların harmanda yüzü olur derken tarlada hiç iz olmayan tarlada çalışıyorsun ediyorsun, eyliyorsun, topluyorsun veya buğdayı hasat ediyorsun geliyorsun harmana, harmanda harmanlayacağım bakıyorsun 2-3 tane adam var. Bunlar tarlada bizle beraber ter dökmedi, çalışmadı, etmedi, eylemedi bunun burada ne işi var? Nasıl geldi? Geldi işte. Ne yapacağız işte bu hasadı bununla bölüşeceğiz veya sen bu hasattan vazgeçecektin gelenlere teslim edeceksin. Ter ne oldu? Emek ne oldu? İdeal ne oldu? Maalesef Düzce'de bu sıkıntı olduğu için genel anlamda diyorum parti isim üzerine durmuyor genel anlamda bu sıkıntı olduğu için gerek kavim gerek farklı kavimler var Düzce’de ama bu kavimlerin sıralamadaki yeri ve dengesi olsun insanlar hani cuma namazında hoca bize cuma da diyor ya bir ayet okuyor. Allah size hısmınıza, akrabanıza iyilik yapmayı emreder. Ha şimdi burada da herkesin hısımı, akrabası uzayan kol bizden olsun mantığıyla beraber her kavim kendinden bir ismi görmek istiyor. Bununla beraber dengeler çok değişik olacak kimse müneccim değil, kâhin değil ama görünen bir tablo var. Bu seçimin sonucu çok sürpriz olacak Düzce’de.

Beklenen, söylenen, umulanla bulunan hani ne umardık ne bulduk der ya büyükler umduğumuzdan bulduğumuz birbirine uymayacak öyle görünüyor.

Dün akşam Gölyaka’daydık. Gölyaka Belediye Başkanı Yakup Demircan geldi geleli 3. 4. sene sanırım. Orada pazar yerinde büyük bir iftar aşağı yukarı 3000 kişi 3500 kişi civarında o Gölyaka halkıyla buluşuyor ve bu iftarlara da hakikaten katılım da güzel, muhabbette güzel.

Dün akşam orada iftara gittik. İnsanlar mutlu bir şekilde geldiler. Biz de oraya gittik son anlarda pazar yerinin ön tarafında bir yoğunluk oldu misafir geliyor diye. Yakup Demircan ve Gölyaka'daki yerel siyasetçiler oraya doğru bir yöneldiler, olmadı diğer tarafa gittiler oraya gittiler. Hanımefendi Ayşe Keşir’in geldiği ve tabii oturdu yerine. Yakup Bey çok güzel bir kitapta bulundu. O kadar güzel hitapta bulundu ki 4 sene boyunca Gölyaka’da attığı imzada, yaptığı hizmette, Kardüz yaylasından pazar yerindeki krediye kadar ne yaptıysa Yakup Demircan bunların hepsini Ayşe Keşir Hanım'ın takibiyle, desteğiyle, himmetiyle, hürmetiyle neyse gücüyle olduğunu ifade etti. O mikrofonda böyle heyecandan bunu anlatırken çok heyecanlanmıştı, aşırı derece heyecanlanmıştı o mutluluğu da anlatıyordu ve bu arada tabi iftar yemeğinde tabii Ayşe Hanım da gelince bir ilgi odağı oldu. O geldi, bu geldi kadıncağız orada yemeğini de yiyemedi. Orada insanlar yemekler de soğudu giden gitti, işi olan söyledi. Yakup Demircan burada kendisini oradan alıp Gölyaka Belediyesi’nin Sosyal Tesislerinde yani aç da bırakmadı güzel ayrı bir özel güzel bir iftar verdi ve burada da burada da kendisine hizmet noktasında destek olan Düzce'nin ablası Ayşe ablasına Ayşe Hanım'a gereken özene özelliği, özerkliği neyse yapılması gereken çünkü orada yemek yiyecek hal kalmamıştı, iftar açacak hal kalmamıştı.

O da yakışanı yaptı ve öğrendik ki Gölyaka'daki bütün hizmetin arkasında yani başkaları yokmuş demek ki sadece Ayşe Keşir Hanım varmış. Bunu da başkan yüksek sesle heyecanlı da söyledi. Gölyaka'nın bu hizmetlerinin mimarının dün akşam öğrenmiş olduk.

PROGRAMIN TAMAMINI BURADAN İZLEYEBİLİRSİNİZ...