BU MİLLETİN İMANIYLA OYNADI, İMANSIZ KAFİRLER

Sabahın ilk saatlerinde Fethullah Gülen öldü diye bir bilgi geldi. Biz de haber merkezimiz olarak aldığımız bilgiyi değerlendirdik. Fethullah Gülen öldü mü, ölmedi mi? Öldü ama işin aslına bakmak gerek. Fethullah Gülen, Amerikan derin devletinin Türkiye’ye yapılandırdığı tarihin en büyük haini olarak anılacak bir isim. 2011 yılında ben ‘Dinler arası diyalog ihaneti’ diye bir yazı yazdığım günden itibaren gerek adliyede, gerek mülkiyede, gerek emniyette haklı olduğum yerlerde de haksız olduğum yerlerde zaten çok haksızlaştırıldım. Bu öyle bir hal ki… 12 Eylül 1980; Allah rahmetiyle muamele eylesin, devrin Başbakanı Süleyman Demirel diyor ki ‘11 Eylül akşamı durmayan kan, 12 Eylül sabahı nasıl durdu?’ Ülke öyle bir sarılmış ki 12 Eylül 1980'de yapılan ihtilalde Amerikan devlet başkanının tiyatro seyrettiği bir pozisyonda geliyorlar. Türkiye'de ihtilal oldu. ‘Bizim çocuklar işi bitirdi.’ dediği çocuklar, bu memleketin evlatları. 100 binin üzerinde solcusu, sağcısı, ülkücüsü, milli görüşçüsü vatan için canını verecek evlatların hepsi pasifize edildi. 12 Eylül 1980'de dindar ve mütedeyyin kesim o zaman Fethullah Gülen sahaya çıktığında o 15 Temmuz'u yapan generaller, 12 Eylül 1980'den sonra devletin kademesine sokuldu. 12 Eylül 1980'de bu memleketin vatansever olan evlatları, 15 Temmuz'da aynı şekilde 100 bin kişi, bu memleketin kaderini belirleyen beyin takımı gene bertaraf edildi. 28 Şubat Darbesi’nden sonra bu memlekette muhafazakar, mütedeyyin evladının dindar, imanlı olmasını isteyenler için Fethullah Gülen sahneye çıktı. Bu memleketin ne kadar dindar, mütedeyyin, muhafazakar aileler varsa çocuklarını okullarına aldılar, dershanelere aldılar. 12 Eylül 1980'de bertaraf edilen bu memleketin vatansever evlatlarıyla, mütedeyyin ve muhafazakar ailelerin tek tek ayıklanıp tespit edilen çocuklarının arasında çok bir fark yok. Bunlar da bir inanç uğruna, bir teşvikle beraber hepsi ayrıldı. Peki 12 Eylül'de kadrolara kim geçti? 100 bin kişinin arasına onu bilmiyoruz ama 15 Temmuz'dan sonra birileri gene kazandı.

12 EYLÜL’DE DE 15 TEMMUZ’DA DA 100 BİNLER BERTARAF EDİLDİ

Fethullah Gülen denilen hareket, askeri kamuflajın üzerine cübbe giyip ‘komünizmle mücadele dernekleri’ adı altında bu memlekette Amerikan emperyalizminin müdafaasını yaptı. Fethullah Gülen'den ayıkladığı kadroların yerine kimler geçti?

Fethullah Gülen hareketi en güzel 28 Şubat'tan sonra palazlandı. Anadolu'nun Milli Görüş hareketinden yetişmiş muhafazakar, mütedeyyin ailelerin çocukları bertaraf edildi. Fethullah Gülen'in en büyük ihaneti buradadır. Bu memleketin dini değerlerine hassasiyet gösteren ailelerin çocuklarını o yapıya soktular. 1960'larda başlayan Milli Görüş hareketiyle Fethullah Gülen ihanetinin başladığı tarih, zamanlama olarak aynıdır.

Akçakoca’da gazetecilik yaptığım günlerde postanenin olduğu sokakta, CHP'li de MHP'li de AK Partili de aynı yerdeydi. Bugün de aynı yerdeyim yarın da aynı yerde olacağım. Bu FETÖ denen ihanetin, bu memleketin mahreminin satılması, milletin değerleri ve maneviyatının bertaraf edilmesi üzerine kurulmuş bir tuzak olduğuna inanıyorum. Malumun ikrarı olur, geberdi gitti. Ama arkaya ne bıraktı? İnsan vücudunda bir tahribat olduğu zaman ameliyat yapılıyor. Hala daha bu cezaevlerinde veya burada Fethullah Gülen denilen ihanetin peşine gidip de bunun ne olduğunu bilmeyen veya buna inanan insanlar da var. Düzce Eski Vali Yardımcısı Yakup Tatoğlu, FETÖ'den görevden alındı. Bir daha göreve geldi bu adam. Papanın karşında eğilen, bükülen, ‘Dinler arası diyalog’ diyenler bu milletin imanını bozdu. Bu imansızlar ‘Muhammeden Resulullah demeye gerek yok.’ dedi. Camilerde ‘Allah indinde tek din İslam’dır.’ diye bir ayet vardı bunu okutmadılar. Bunlar imansız, kafirler. Ama gel gör ki hala bunlardan medet umanlar var. Milliyetçisi, muhafazakarı, laik cumhuriyetçi Atatürkçüsü, ülkücüsü kim olursa olsun bu memleketi sevenler var bir de sevmeyenler var. Eskiden beni tanıyanlar bilir yazdıklarımı da bilir. Ben ‘Dinler arası diyalog ihaneti.’ diye bir yazı yazdığımda Herkül.org bizi takip etmeye başlamıştı. Herkes evinin önünü temizlesin, gıyabi cenaze namazları kılınır. Adam Türk değil, anne tarafından Yahudi, baba tarafından da Ermeni olmuş. Bundan sonrası önemli. Allah devletimize, milletimize, devleti ebedi müddet için müdafaa eden, yöneten, dertlenen devlet büyüklerimize güç kuvvet versin.

BİN LİRALIK MALA KART ÇEKMEYEN OLUR MU?

Bugün çarşıya indik, ‘Birkaç alışveriş yapalım.’ dedik. Bir soba alacağız sobanın fiyatı 9 bin 500 lira. “9 bin liraya veririz.” dediler. “Kart olmaz, nakit olacak.” dediler. “Bir tencere-tava alalım.” dedik. “Bin lira ama kart olmaz.” dediler. Çünkü kayda girmeyecek. Bir akşamda 35 bin lira yediğine, içtiğine para veren Türk insanı, kredi kartı limitleri 100 bin lira üzeri olanlardan yılda bir defa 750 lira vergi alınmasını öngören düzenlemeyi duyunca ayağa kalkmıştı. Vatanı sevmenin bir parametresi ölçüsü yok ama Gülen'den daha tehlikeli. Bin liralık alışverişe kart çekmeyen esnaf olur mu? 9 bin liralık soba satışında veya bir mal satışında kart çekilmeyecek, ondan sonra devlet vergi almasın. Maalesef bu da ihanettir. FETÖ'nün de ihanet. Devletten kaçırmakla devletten çalmanın ne farkı var?

PROGRAMIN TAMAMI İÇİN TIKLAYIN;