Akçakoca’da Fikret Albayrak döneminde yapılan, Fikret Albayrak dönemi dediğimiz zaman Akçakoca’nın bir ucundan bir ucuna sahil bandında geziyorsak bugün, o günlerde o çileyi çeken Fikret Albayrak sayesindedir. O dönemde yapılan yap işlet devret modeliyle çalışan Kamelya restaurant satıldı, ihaleye çıktı. Ortalama 22 milyon küsür liraya satıldı ve yerin işlemecisi aldı gibi görünüyor, resmiyette. Sata sata bu memleketi bitiremediler. 200 milyonun üzerinde belediyenin varlığı satıldı. Akçakoca halkı şöyle değerlendirsin veya gören gözler dokunan vicdanlar bu paranın karşılığında Akçakoca’ya neler yapıldığını görsün. Satıldıktan sonra çok tepki geldi ; ‘niye satılıyor bu belediyenin malları, giderayak bu kadar satışa ne gerek var’ AK partinin ilçe başkanından CHP’nin ilçe başkanına kadar. Bu mal satışına engel olunmaya çalışılsa da, Cumhur ittifakında olan AK partinin bu konuyla ilgili verdiği önergeyi kabul bile etmedi, gözden çıkardılar, satacaklar, sattılar, muradına ermiştir. Bu akşam bunları eski başkan Fikret Albayrak ile konuşacağız saat 21.00’da.
Akçakoca’ya da gittik. Söyleyecek sözü olan vatandaşlarla bir röportaj yaptık, onları da değerlendireceğiz. Akçakoca, her Düzcelinin haftada bir iki defa gittiği bir yer, hele yaz aylarında daha çok gidilen bir yer. Düzce’deki kalıcı konutlar kadar Akçakoca Düzce için o kadar önemli, oradaki hali konuşacağız.
Gelelim Düzce’ye. Kalıcı konutlar veya Bahçeşehir yolunda olan asfaltlama çalışmasından dolayı iki üç gündür insanlar çok büyük sıkıntı çekiyor. Trafik noktasında büyük bir sıkıntı var. Öyle bir sıkıntı ki, çarşının içinde Melen’de yapılan projeyi bile unutturdu. Bir an önce bu çalışmanın bitmesini istiyor halk. Bu sıkıntıyı çözmek için yetkililerin; karayollarının, belediyenin bir an önce harekete geçmesi gerektiğini bir kere daha buradan hatırlatmak istiyoruz.
Belediye demişken, Ahmet Çalışkan vardı biliyorsunuz. İmar usulsüzlüğünden dolayı belediye ile ihtilafa girmişti. En son Faruk Özlü’ nün odasından bile kovulmuştu ve partisinden istifa etti, bağımsız olarak devam edecek. Bağımsız olarak Anıt Park’a çıksaydın, görseydi millet seni. Bağımsız belediye meclis üyesi olarak mı seçildin de bağımsız devam ediyorsun. Sizi isim yapmışlar, vizyon görmüşler, bir yere koymuşlar. Siz de ele yetkiyi alınca, imara aykırı iş yapmışsınız, ondan sonra da odadan kovulacak şekle gelmişsiniz. Peki bağımsız olarak girdiniz mi, hayır. Niye belediye meclis üyeliğinden istifa etmiyorsunuz.
İnsanda feraset olur, Faruk Özlü ile ihtilaflı mısın? İmar yolsuzluğuna göz yummadı, seni odadan dışarıya çıkardı. Benim partide ‘işim yok’ diyorsun. Seni oraya seçen kim? Ak Partili seçmen. Seni listeye koyan kim, Faruk Özlü, arkanda da duran bu teşkilat. Bağımsız olma hakkı noktasında, eğer bir ferasetin varsa, bir adamlığın varsa, bir erdemliğin varsa, ‘ben belediye meclis üyeliğinden de parti üyeliğinden de istifa ediyorum’ demelisin. Ben partiden istifa ettim. Seni oraya getiren parti, böyle bir şey olabilir mi? Neticede hadiseye baktığımız zaman eylem ile söylem birbirini tamamlayacak. İnsana sadakat yakışır görse de ikra, yardımcısıdır doğruların cenabı Allah. Senin sadakatin menfaat ise, ki öyle görülüyor, işine gelmediği zaman partinden istifa ediyorsun. Seni oraya seçtiren de partidir seni kovar gibi odadan çıkaran da Faruk Özlüdür. Onlar olmasaydı sen olabilecek miydin, ama tek başına gelirsin postanı koyarsın. Himmet iste, hürmet iste, minnet iste, bir yere geldikten sonra ‘himmette benim hürmette benim, minnette benim’ öyle olmaz. Geçtiğimiz günlerde Faruk bey Düzce gazeteciler cemiyetini ziyaret etti, ziyaretinden dolayı kendisine teşekkür ediyoruz. Biz gazeteciler cemiyeti olarak ziyaretinden fevkaladenin fevkinde mutlu olduk, teşekkür ediyoruz. Orada açıklama yaptı, yaptığı açıklamada ‘’sanayi sitesindeki dükkanlar ile ilgili hızlı bir şekilde bu sene bitecek dedi.’’ Dükkânların maliyeti ile ilgili 1 milyon 7 yüz bin lira ile 1 milyon 9 yüz bin lira gibi bir rakam verdi. Sürekli birileri veya bir mecra tarafından eleştiri konusu, dükkanlar pahalıymış. Bizleri biliyorsun doğru bildiğinden şaşmayan birisiyim. Bir dostum dükkan kiralayacak, 90 metre kare küçük sanayi sitesi civarında yani bu dükkanların yapıldığı yerde. Bizde birkaç kişiyi Aradık sorduk, en son dediler ki, ‘biz burayı satıyoruz, kiralamayacağız.’ Bizde kaç lira diye sorduk, “dükkanların bir tanesi 3 buçuk milyon 90 metre kare dükkan, iki tanesi 7 milyon. Belediye bunu ne kadara veriyor, aynı dükkanı 1 milyon 7 yüze veriyor aynı dükkanı. Efendim ben alamazdım da 10 bin lira taksit ödüyorum da, peşinat fazlaydı, eksikti, o zaman sen sanatı bırak. Sanayi çarşısında esnafa sunulan veya sanatkara sunulan, çalışana, emekçiye sunulan imkan, özel sektörde istenilen 3 buçuk milyon, Belediyenin verdiği 1 milyon yedi yüz lira daha ne olsun arkadaş. Eleştirelim ama eleştirirken kendimize de bakalım, şartlara göre eleştirelim, konumlara göre eleştirelim, yapılaşmaya göre eleştirelim, ama eleştiri yaparken de vicdanlı, ihsanlı, ve insani boyutta olsun, inşallah bu yıl sonunda küçük sanayi sitesinde Belediyenin inşaata başlamakta olduğu dükkanlar biter, ve esnafımız, sanatkarımız, ustamız daha nezih ortamda hizmet eder ve insanımız da daha nezih bir ortamda hizmet alır.