Düzce Belediyesi Meclis Toplantısı vardı. Biz de meclisteki çalışmaları izlemek için gittik. Ali Dilber Meclis Başkanvekili olarak, meclisi yönetiyordu. Fakat orada bir şey dikkatimi çekti. Erkan Özkasap olsun, birkaç isim olsun, muhalefet noktasında bulunan belediye meclis üyelerini konuşturmamak üzerine meclis toplantısı vardı. CHP'li belediye meclis üyesi bir eğitim politikasıyla ilgili Düzce Belediyesi'nin etkisinde olmayan boş bir şeyden bahsetti. Ama adamın bir konuşma hakkı var. Koro halinde, bunu susturma noktasında bir eyleme girdiler. Özellikle AK Partili meclis üyeleri AKP dediği için CHP'li meclis üyesine dediler ki ‘Sen burada AKP diyemezsin AK Partisi diyeceksin.’ Sığ bir siyaset, bu adam AKP demek istiyor. Senin dediğin gibi söylemek istemiyorsa, bunu sen kontrol edemezsin ki. Hengame olarak meclisi dinledik.
SEN AYRILMA, İSTİFA ETME, HALLEDECEĞİZ
NASIL HALLEDECEKSİN?
‘Ölüm hak miras helal’ der büyükler. İnsanların izdivaçları var, yaşamları böyle devam ediyor. Selma Şeyma Kurt, AK Parti'nin gençlik kollarından, belediye meclis üyeliğine seçilen bir hanım. Fakat izdivacından dolayı, Düzce'den ayrıldı. Eşinin devlet memuriyeti olmasından mütevellit ayrıldı. Düzce'de yaşamayan insan, Düzce'nin derdini bilmeyen insan, nerede, ne yapılacak, hangi mecliste ne karar verilecek, ne söylenecek? Bunu bilemez. Bunlar olmadan, bir mecliste bulunmanın bir anlamı var mı? Yok. Bir iddia var. AK Parti İl Başkanı Hasan Şengüloğlu’na giderek, ‘Böyle bir izdivaç gerçekleşti, eşim devlet memuru, ben istifa edeceğim.’ diyor. Fakat Hasan Şengüloğlu diyor ki ‘Sen ayrılma, devam et, biz onu halledeceğiz.’ Nasıl halledilecek? Nasıl bu milletin iradesi mecliste yansıyacak? Velev ki hanımefendi kardeşimiz istifa etti. Kim geliyor yerine? Yedekler var; yani hepsi istifa etse, yine yedek var. Çağlar Yıkın geliyor, Düzce'de esnaf. Seçimde ciddi katkı sağlamış isimlerden biri. Çağlar Yıkın, Çay mahalleli olması münasebetiyle Hasan Şengüloğlu’ndan kabul görmeyebilir. Hasan Şengüloğlu, oraya gençlik kollarından bir hanım kardeşi yerleştirip de, başka birinin gelmemesini de isteyebilir. Ancak demokrasi ve sistemin yürümesi için, halkın iradesinin hayat bulması için, Düzceli’nin derdine derman olması için, sürecin mecliste işlemesi lazım. Fakat ‘İstifa etmeyin!’ diyorlar. Bu nasıl olacak?
Ankara Genel Merkez’den aldığımız bilgi. 14 tane il tespit edilmiş, teşkilatlar komple değişiyor. İl teşkilatı, il başkanları, ilçe başkanları. Bunların içinde Düzce de var. Bunun değişimi mi beklenecek? Meclise devamlı gelmemenin bir müeyyidesi var. Bu hanım kardeşimiz diyelim ki, eşinin tayiniyle beraber Diyarbakır'a çıktı. Kendisini aradım, ‘Aslında böyle bir şey yok.’ dedi, ama böyle bir şey var. Tayini belli olacak, gidecek. Oradan gelecek, meclise katılacak, bir yol masrafı var, bir zaman kaybı var. Düzce'den kopacak, Düzce'nin içinde yaşayan insanla, Düzce'nin dışında yaşayan insan Düzce'nin meselesini, belediyenin gündemini bilmesi mümkün mü? Maalesef böyle tutarsız, hesapsız, kitapsız bir görüntü var. Kime ne fayda sağlar? Sebep ve sonuç ilişkisine bakmak lazım. Ayda bir bulunduğu yerden buraya gelmesi, hiçbir şeyden haberdar olmaması, sadece el kaldırmak AK Parti'ye, Düzce’ye ne katar? Ona bakmak lazım. Bence her şeyin olması gerektiği şekilde yürümesinde fayda var. Hasan Şengüloğlu, hesaptan ve kitaptan uzak, darmadağın olan bir yapıyı düzeltmek adına, bir siyaset uygulamalı. Uygulamazsa sonucu siyasi olur. Belediye meclisi fotoğraflarında, bu hanımefendiyi göremeyeceksiniz. Hasan Şengüloğlu da görmüyor, diğerleri de görmüyor. Ama birileri görüyor, görünce de bunlar niye söyleniyor? Daha söylenecek çok şey var da inşallah Düzce'nin dengesi, uygun olan insanlarla yürüsün.
CHP ORADA BAŞARDIĞI ZAMAN NE YAPARLAR?
Akçakoca’da bir kongre oldu. Cumhuriyet Halk Partisi'nin kongresi oldu. Eski partili Nurol Badanoz vardı. Nurol Bey partinin eski büyüklerinden. Akçakoca'da bir rahatlama başladı. Bundan sonraki süreç içinde, Cumhuriyet Halk Partisi Akçakoca'da iyi toparlanır. Akçakoca'da başardığı zaman Hasan Şengüloğlu veya diğer siyaset ne yapar, ne eder? Bilmiyorum. Talih Özcan'ın tabandaki muhabbeti, Belediye Başkanı Fikret Albayrak'ın olayı toparlamaya başlaması, Akçakoca adına ve Cumhuriyet Halk Partisi adına çok ciddi bir kazanım.
DÜZCELİ DE FINDIK ÜRETİCİSİ DE SAHİPSİZ
Siyaset bu şekilde ilerlerken, insanların fındıktan derdi var. Fındık alımından derdi var. 105 lira olmuş fındık. 8 milim elek çıkmış 11 milime. Fındıkçının sahibi yok, karşında kapitalist, güçlü bir yapı var. Türkiye ağanın hali gibi. Hiyerarşi içinde öyle bir güç olmuşlar. Sözlerinin üzerine söz yok. Millet dağda, bayırda, tarlada, fındığını derleyeyim diye uğraşıyor. Akçakoca'nın Ziraat Odası Başkanı çıkıyor, birtakım söylemlerde bulunuyor. Yani fındık köylüsünün üreticisinin yanında. AK Parti Teşkilatı ‘Her seçimde senin aleyhine olacağız.’ diyor. Adam gerçekleri söylüyor, hakikati söylüyor. Akçakoca Ziraat Odası Başkanı Kadir bey gerçekleri söylüyor, sesi fındıkçının sesi oluyor, derdin dertlisi oluyor.
45 GÜNLÜK SÜREYİ 10 GÜNE Mİ DÜŞÜRDÜN?
Bizi her zaman arıyorlar ‘Bu 45 günlük süre ne olacak? Düzelmedi mi?’ diye. Düzelmedi. Hasan Şengüloğlu bununla uğraşacağına onunla uğraş. Tarım Bakanı’ndan randevu al. Sayın Cumhurbaşkanı’ndan randevu isteyin. ‘Biz burada çok büyük bir sıkıntıdayız, vatandaş sıkıntıda. 45 gün TMO’nun ödemesi milleti perişan etti.’ deyin.
Bir de kelek elek koydular ortaya. Üretici mahvoldu, buna bir çözüm üretelim. “45 günü 15'e düşürelim.” diyen var mı? Yok. O buraya gelmesin, bu buraya gelmesin. Bu iş burada bize dönsün, o ona dönsün. Böyle siyaset olur mu? Vebal bu, namaz kılıyoruz. Allah'a secde ediyoruz. Hep kendiniz için bir şeyler yapıyorsunuz. Herkes kendisi için bir şeyler yapıyor. Allah için ne yaptınız? Ey Hasan Şengüloğlu, 45 günlük süreyi 10 güne mi düşürdün? Bu kelek elek meselesinde ne yaptınız? Biz bunu niye size söylüyoruz? İktidar sizsiniz, çözüm mekanizması, çözün. Ama kimin nerede olacağına, kimin neyin etrafında döneceğine karar veriyorsunuz. Hasan Şengüloğlu’nun pek burada duracağını da zannetmiyorum. Muhalefet dursun istiyor. Bazen muhalif il başkanları veya muhalifler diyor ki ‘Sadullah niye sen bu Hasan Şengüloğlu’nu bu kadar eleştiriyorsun? Eleştirme bizim için bulunmaz Hint kumaşı, bundan daha iyi il başkanı gelmez.’ Onlar oradan bakıyor, başkaları buradan bakıyor. Ben de halkın gözünden baktığımda, Düzce'deki halk, Düzce'deki fındıkçı sahipsiz. Kimsesizlerin kimi olacaktık, ne oldu?