Soysuz bir ülke ve onun soysuz başkanlarının değişimi, yarından sonra gerçekleşiyor.
Bu gerçekleşirken, giden başkan son zalimliklerini sergileyerek gidiyor iken, gelen de nasıl zalimlik yapacağını ilan ederek geliyor, sonuçta her iki tarafta tüm boyutları ile cibiliyetsizliklerini ortaya koyarak insanlığın gözlerini boyuyorlar.
Bu kişilerin geçmişlerine, atalarına ve yaptıklarına bakarsanız ne kadar soysuz olduklarını göreceksiniz.
Hiçbirinin, hiçbir zaman iyilik adına yeryüzünde bir icraatları olmamıştır.
Dünyanın değişik coğrafyalarından, özellikle Avrupadan, çalarak çırparak, katlederek, kaçarak geldikleri bu coğrafyada, yetmemiş kızılderelileri de katlederek, bu coğrafyanın zenginliklerine çökmüşlerdir.
Arkasından, Afrika’dan getirmiş oldukları siyahileri, köle olarak kendilerine hizmetçi kılmışlardır.
Yetmemiş, gücü elde edince, gerisin geri dönerek, okyanusları aşarak, dünya coğrafyasının tüm zengin noktalarına güçle müdahale ederek, sömürgeci zihniyetlerini ihraç etmişlerdir.
Tek hedefleri, zalimliklerini hakim kılarak, kendi refah seviyelerini yükseltmek olmuştur.
Şimdi de Filistin’de, özellikle Gazzede bataklığa düşmüş olan İblisin çocuklarını, bu bataklıktan, elinden tutup çıkarmak için yeni bir oyun içerisine girmişlerdir.
Bu oyunun adı da barıştır!
Hedefledikleri ne ise, onu kamufle ederek, niyetlerini çarpıtarak, oradaki çocukları, kadınları, mazlum insanları barış içersinde bir hayat sunmak gibi bir aldatmaca ile karşımıza çıkmaktadırlar.
Ama asla bu kaygıyı taşımamaktadırlar.
Sadece bataklığa saplanmış olan İsrail’i nasıl olurda bu bataklıktan çıkarırız, bunun kaygısı ve hareketi içerisindedirler.
Üzüldüğüm yanı ise, bir çok insanın Trump’ın gelişiyle birlikte barışın sağlanacağını düşünmeleridir.
Bilinmeli ki, bu bataklığı oluşturan tarafın bizzat kendisidir Trump.
Öylede bilinmeli ve bu unutulmamalıdır.
Trump’ın kurmuş olduğu tezgahı, evirip çevirip başka bir yöntem ile Biden devam ettirmiştir.
Biden ile araların da sadece yöntem farklılığı vardır. Onun ötesinde vicdani bir davranış her iki tarafta da kesinlikle söz konusu değildir.
Niyetleri ve hedefleri, varacakları yer aynıdır.
Tam da burda dedem aklıma geldi.
Kavramlar biraz ağır kalacak ama bunu burada ifade etmek istiyorum, çünkü cuk diye buraya oturmaktadır.
Dedem, vicdansızlık yapan, zalimlik yapan insanlara kızdığı zaman, bazen “kavat” bazen de “deyyus” diyerek hakaret ederdi.
Bir gün dayanamayıp sordum?
Dede! bunlar arasındaki fark nedir ki bunları kişilere göre ayrı ayrı kullanıyorsun diye.
Normal de başkası sorsa onlara kızar ve anlatmazdı.
Ama beni sevdiği için sorumu cevapladı.
Dedi ki; bunlardan “kavat” karı satanlara, “deyyus” ise kendi karısını da satana denir.
İşte tam da burada bu iki kutbun temsilcisi için bu kavramlar yerli yerine oturmaktadır.
Bunlardan hangi sıfatı hangisi için kullanacaksınız onada sizler karar verin.
Sonuçta ikisinin de hedefleri ve eylemleri, vardığı yer itibarı ile aynıdır.
Sadece birinin davranışı daha kahpecedir.
Diğer bir gerçek ise, soyluların Gazze’de kazanan Filistinlilerin olduğu gerçeğidir.
Çünkü onlar hiç bir zaman soyluluklarından ödün vermemişlerdir.
Asil duruşlarını ve konumlarını değiştirmemişlerdir.
Tüm zulümlere rağmen, yapılan tüm saldırılara rağmen, bir an olsun vekil olarak tayin ettikleri eli bırakmamışlar, takip ettikleri sözü hava da bırakmamışlar, salat üzere yollarına devam etmişlerdir.
Bundan sonra da salat üzere oluşlarını terketmeye, bırakmaya niyetleri yoktur.
Sevinç gösterileri, bombardımanların durması evlerine geri dönüşleri için değil, hele hele canlarının sağ kalmışlığı için asla değil.
Barış safsatasına inandıkları için de değil.
Bu sevinç gösterileri, iblise ve onun yaverlerine teslim olmamaları ve onları gelinen bu durum karşısında diz çöktürmeleri ile oluşmuş bir durumdur.
Kazanmışlardır.
Bu sevinç, Rabbleri ile olan pazarlıkları ile, satın almış oldukları onurlu kişilikleri sonucu, hakettiklerine ulaşmış olup, sabrederek selam yurdunu dağıtmamış ve burayı terketmemiş olmalarındandır.
Onlar, ne “kavatın”ne de “deyyusun” sattıklarına itibar etmemiş yürekli insanlardır.
Biliyorlar ki bunlar barışı ve özgürlüğü değil, zulmü satmaktadırlar.
Bizler de soylular ile soysuzları ayırt etmeli ve konumumuzu buna göre almalıyız.
Asla unutmayalım, aldatmacalara kanmayalım.
Cibiliyetsizlerin iyilik adına konuşmaları, iyilik adına adım attıklarını söylemelerini ciddiye almayalım.
Gelin yüzümüzü, sadece ve sadece Rabbimize dönelimki bizler de kazananlardan olalım.
T.K. @kul6303839