Bundan 6 yıl önce, 15 Temmuz’da bu milletin dirilişi adeta hayat buldu. Bu ülkeyi yöneten ve yönetirken sömüren zihniyetin elinden giden imkânların bittiği gün, bu milletin feraha çıktığı gün. Tabiri caiz ise bu milletin evlatlarının, iktidar gibi görünüp, muktedir olamadığı ve 15 Temmuz’dan sonra bu milletin has evlatlarının muktedir olduğu gün. Ruhu şad olsun tüm şehitlerimizin, mücadele veren devlet adamlarımızın ve milletimizin Allah ikbalini daim eylesin.
Bizim günümüzün konusu buydu, ama bizim konumuz Ticaret Odası tarafından yapılan açıklama… Evet, konuyu biliyorsunuz, bilmeyen kalmadı. Sağır sultan bile duydu, ama duyması gerekenler duymadı. Kamuoyuna Düzce Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu diye bir açıklama yapıldı. Konu Gümüşova Organize Sanayi Bölgesi’nde ön tahsisi yapılan bir arsanın iptali ve başka birisine verilmesi, ikincisi; Ticaret ve Sanayi Odası başkanının bir yatırımcıya ‘sahtekâr-üçkâğıtçı’ demesi. Şimdi burada çok hassas bir noktaya geldik. Düzce Sanayi ve Ticaret Odası, Gümüşova Organize ve Sanayi Bölgesi’nde değil. Hani bayram değil, seyran değil eniştem beni niye öptü. Peki; Ticaret Odası başkanının yapmış olduğu bu açıklamaya, yönetim kurulu olarak yapmış olduğu bu açıklamaya, bütün yönetim kurulu ve meclisi uyuyor mu? Bu bir. İki; biz Ticaret Odası yönetimini veya meclisini, bu konu ile ilgili dilimize doladık mı? Hayır. Hiç muhatap olunacak bir insan var mıydı orada, yani bu konulara vakıf olacak insan var mıydı orada? Yoktu. İki tane aktör var! Bir, Ticaret Odası Başkanı, iki; Gümüşova Organize Sanayi Bölgesi’nde Ticaret Odası’nı temsil eden Ümit Ülgen vardı, başkan yardımcısı sıfatıyla. Yönetim kurulunu Ticaret Odası adına niye dahil ettiniz? Ticaret Odası’ndaki yönetim kurulu, yönetimler, meclistekiler, hepsi koro halinde oradaki iş adamına, yatırımcıya ‘Sahtekâr-üçkâğıtçı mı?’ dedi de bu açıklamayı bunun için yaptınız? Neden alet ediyorsunuz? Ben ona inanmıyorum. Bu yapılan açıklamada, yönetim kurulunun imzası var mı, yok mu? Onu bilmiyorum, ama olduğunu da zannetmiyorum. Yani kısa ve öz, Düzce Ticaret Odası Yönetim Kurulu, GAMA İplik fabrikasının sahibinin bu şekilde hakarete uğramasını koro halinde mi söyledi? Hayır! Bir kişi söyledi, o da densizliğinden. İkincisi; burada yapılan tahsiste ve bozulan tahsiste dönen entrika yönetim kurulunun veya meclisin ne sorumluluğu var? Yok. Peki niye bu haltın içine bunları bu kadar dahil ediyorsunuz? Ben Ticaret Odası Yönetim Kurulu ile ilgili tek bir kelime konuşmadım.
Gümüşova Organize Sanayi Bölgesi’nin başkanı sayın valimiz. Tuncay; sen burada niye bu işe dahil oldun? Yani tabiri caiz ise bu konudaki açıklamayı siz yapıyorsunuz. Ama burada eksik şu var; bir devletin valisi, memleketinin faydası için çalışır. Cumhurbaşkanının temsilcisidir, devletin temsilcisidir. Burada da sayın valimizin tüm iyi niyetiyle, samimiyetiyle önüne gelen konuyu, memleketin faydası adına kullandığına inanıyorum. Sayın Cevdet Atay, Gümüşova Organize Sanayi Bölgesi’nin başkanıdır. Ama önüne koyulan ve anlatılan konu dahilinde değerlendirilir. ‘Efendim, bu Organize Sanayi Bölgesi için böyle olmalı, bu yatırımcı böyle olmalı, bunun bize şöyle faydası var, bunun böyle faydası var.’ Bu şekilde izah edilmiş ki; bu karar alınmış. Gümüşova Sanayi Bölgesi’ndeki tahsisattan Düzce Ticaret Odası başkanının ne etkisi var, ne yetkisi var? Hiçbir etkisi yok, hiçbir yetkisi yok! Peki, bu açıklamayı ne adına yaptınız? Demek ki siz, yetkiniz olmadığı yerde etkili bir şekilde oradaki organizasyonun içine girmişsiniz. Çilimli’de de aynı, ne imiş sorun? Efendim ön tahsiste hükümlülüklerini yerine getirmemiş. Arazi zaten karayollarının arazisi. Pandemi dönemine girilmiş, resmi gazetede yayımlanmış, denmiş ki ‘Devlete olan ödemeler konusunda, pandemiye kadar para almayın.’ Tamam; bu da vermemiş, bu da gayet doğal. Ümit Ülgen’in de yazısı var, ‘Bize temerrütte düşmüş yazısı yoktur.’ diyor. Peki, sizin, ‘üçkâğıtçı- dolandırıcı’ diye itham ettiğiniz adam, 2018 yılında, Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü ile de fotoğrafları var, Cumayeri ve Düzce’nin okullarında kullanılmak üzere bin adet tablet dağıtmış. Bugün bunun ekonomik karşılığı hasbelkader 5 milyon civarında. Sen 5 milyonu hiçbir arada gördün mü? Kaldı ki, tabiri caiz ise insan eğitime katkı sunmuş.
Açıklama yapmışlar, demişler ki; ‘Altyapı çalışmaları devam ederken GAMA İplik fabrikası mevzuata aykırı bir şekilde istinat duvarı ve güvenlik kulübesi inşa etmiş. Bunun için altyapıyı bitiremedik.’ Devam ediyor, hani birinden 20 bin alıyorsun, birinden 100 bin alıyorsun, artık neye göre alıyorsun o paraları bilmiyoruz da. ‘Bitiremedik.’ Oraya kadar geldi de, orada mı bitti? Yani bütün altyapıyı, kanalizasyonu Gümüşova OSB’de bitirdin de, oraya gelince mi tıkandı? Efendim devam ediyorlar; ‘Altyapı çalışmaları bundan dolayı yapılamadı.’ Peki, ikinci araziyi, ikinci defa tahsisat yaptığın firmaya karayollarının arazisi olmasına rağmen, tapu onda olmamasına rağmen, hafriyat işini neden verdiniz? Neden hafriyat yaptırdınız kanuna, yasaya aykırı olarak. Hani orada engel değil de, burada mı engel? Zaten gittim baktım ben, orada sadece bir bekçi kulübesi var. O da zaten Organize Sanayi Bölgesi kurulmadan yapılmış. Kiraya alsaydınız, resmi prosedürü uygulasaydınız. Olmadı mı? Yıksaydınız, neden yıkmadınız? Yani tabiri caiz ise…
Açıklamada, ‘İlgili firma tüm uyarılara rağmen, Melen Suyu’na kimyasal madde atıyor.’ deniyor. Çevre İl Müdürlüğü oraya gitmemiş. Çünkü firmanın bir milyon Euro dolayında yatırım yaparak yapmış olduğu bir arıtma tesisi var. İSKİ gitmiş, almış mı bir numune, var mı bir tespiti? Melen rafting sahasında tesisler iptal edilmiş. Var mı bunun bir örneği? Yok. Efendim, içme suyu sağlığını tehlikeye atıyormuş. Var mı örnek bir tane? Yok! Gümüşova OSB’de altyapıyı bitirmiyorsunuz, milletten de parayı topluyorsunuz. Efendim su çıkıyormuş. Ben gittim baktım oraya, fabrikanın sahasından bir su çıkıyor.
‘İSKİ su havzasında Melen Suyu’na su dökülüyor, insan sağlığını tehdit ediyor.’ Örnek var mı, tutanak var mı? Çevre İl Müdürlüğü’ne ‘Burada böyle bir şey olmuş’ dediğiniz bir şey var mı? Yok! Peki, sıkıntı ne? Burada başka bir şey var. Çamur at, izi kalsın. Neden çamur atıyorsunuz, bu memlekete gelmiş yatırımcıya. Bu memleketin eğitimine, hayrına katkı sağlayan insanları teşvik edeceğinize! Yahu burada başka bir şey var, ben bilemiyorum bunu.
Bakınız; işyerleri ve fabrikalar bir kaledir, kale. Kaleler ne kadar güçlü olursa, ne kadar donanımlı olursa, memleketin ekonomik güvenliği, içtimai hali o kadar güzel artar. Burada bir örnek var! Nasıl bir örnek var? Pandemi döneminde parasını ödememiş. Peki, ben soruyorum; sayın Tuncay Şahin Ticaret ve Sanayi Odası’nda sizin yakınınız olan, 1. OSB’de yeri olan ve buradan Çilimli Organize Sanayi Bölgesi’nde yer alıp da borçlarını ödemeyen bir yakınınız var mı, arkadaşınız ve dostunuz var mı? Evet var. Buna ne işlem yaptınız? Bizim için hiç kimse önemli değil. Fakat GAMA İplik fabrikası borcunu ödemedi diye, ‘Sahtekâr – üçkâğıtçı’ dediğiniz yer gibi Düzce’de en yakınınızda var, ona ne yaptınız? Hadi onu da iptal et. Yahu söz vardır iş bitirir, söz vardır baş götürür. Burada eksik olan şu; adama göre muamele, sakala göre tıraş. Böyle bir hal var. Yani oradaki etkiyi - yetkiyi, ezik ve ezgin duygularla insanların üzerinde farklı şekillerde kullanma var. Yani şimdi, gerçekten bu memlekette 13 tane, 14 tane birinci OSB’de yapılmış fabrika bomboş. Hatta genişlemeye müracaat edildi. Bu memlekette rantçıya arsa satıyorsunuz, yatırım yapan dünyanın en büyük geri dönüşüm tesisinin yatırımını yapan, alanında en büyüğü olan insanın veya kuruluşun alanını daraltıyorsunuz, rantçılara satıyorsunuz. Bunun mantığı ne? Yani rantçı dediğimiz bir tane döküm firması. Nerede bir genişleme olacak, nerede bir organize sanayi bölgesi olacak, oradan uygun fiyata mülk alıp, organize sanayi şekillendikten sonra, yüksek paralara satılıyor. Yani akrabanız demeyeyim de o yakınınız tam sınır da yer alıp da, daha ucuza kapattı mı, böyle bir yardımınız oldu mu Tuncay bey?
Ticaret Odası’nın görevi memleketin içtimai, ekonomik, yatırımsal işletme noktasında düzeltmektir, büyütmektir. Ama bu yok! Bu işin arkasında başka bir iş var. Ticaret ve Sanayi Odası başkanı kendi kişisel meselelerinde, kişisel olarak adım atabilir. Ama şu açıklamayı bile Ticaret ve Sanayi Odası yönetim kurulu adına yapmanız, bu gücü ego ve hizipçilik duygusuna istinaden kullanmak gibi bir şey.
Bir daha söylüyorum, biz Ticaret Odası’nda, Organize Sanayi Bölgesi’ne temsilen giden Ümit Ülgen, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı sayın Tuncay Şahin’den başka Ticaret Odası’nın ne yönetiminden, ne meclisinden, hiç kimseyi bu işe dahil etmedik. Bir ismi muhatap alıp söylemedik. Çünkü muhatap alınacak bir pozisyonda değiller. Neden değiller? Çünkü olaya dahil değiller. Ama Tuncay beyin veya Ümit beyin hesapları, beklentileri, toplumda kamuoyundaki halini Ticaret Odası Meclisi’ne ve yönetim kurulu üyelerine dahil etmemek lazım. Her koyun kendi bacağından asılırmış. Kim ne ettiyse onun karşılığını menfi veya müspet olarak görecek.
Hepsinden önemlisi şu; arsa tahsisinden bahsediyorduk tabii, ‘Üçkâğıtçı- dolandırıcı’ demek suç. Bugün ‘Üçkâğıtçı – dolandırıcı’ dediğiniz adam bugünkü parayla 5 milyonluk Düzce’ye tablet dağıtmıştı. Bunu da tüm kamuoyu biliyor. Peki, dediğiniz kişinde biz yola çıktık. Oradaki arsa tahsisinde, burada izah edemediğimiz, bir talimat ve bir arka plan var; Tunca bey! Ama o talimatta da, arka planda da oradaki istişare edilen insanların memlekete, millete fayda noktasındaki duygularının istismarından başka bir şey yok sizin tarafınızdan yapılan. Bunu çok iyi biliyoruz, biz görüştük çünkü. Sonuçta burada çok yanlış bir iş var.
Yine söylüyorum; Düzce’de rant için değil, yatırım için gelen, gelmiş olan, yatırımı devam eden iş adamları buradan sizlere sesleniyorum; evet fabrikalar kaledir, siz bu kaleleri bu memleketin faydasına, hizmetine, ekonomisine kurmak için, konuşlandırmak için geldiğiniz yerde, bu ve buna benzer ne dönüyorsa, önünüze ne engel çıkıyorsa, biz buradayız ve biz bunun müdafisiyiz. Kimin ne dediği, ne yazdığı, ne ettiği, ne yazacağı da hiç umurumuzda da değil. Siz doğru olun, doğrular sizi bulur mantığı ile hareket ediyoruz ve bu mantık her zaman her yerde geçerli. Bize dolaylı yollardan, işte mahkemeye verildiğimizi söyleyenler, işte tahsis için verilen belgeyle, karşı tarafın ‘Ameliyat eldiveni kuracağız.’ diye buraya gelen insanların GAMA İplik fabrikasına gönderdiği belgelerden bunlarda yoktur!’ Var, bu belgelerin hepsi elimizde. Mahkemeye verecekmiş! Buyurun… Mahkemede, mahkemelerde hesaplaşırız, bundan yana sıkıntı yok. Hani hayatta bir kasıt vardır, bir kusur vardır. Bizim kastımız memleketimizin, Düzce’nin menfaati, kusurumuz da anlatırken eksik bir şey söylemişsek, bunun da bir bedeli varsa bunu da öderiz, sıkıntı yok. Ama önemli olan şu; Düzce’de var yatırımcıların böyle birilerinin egolarına, kurban edilmemesi lazım. Yani vatandaş bir yatırım yapıyor yine Gümüşova OSB’de yatırım alanında bir yeri var bunun. Buna diyorlar ki; ‘Sen buradan çık, 10 dönüm daha fazla al. 10 dönüm daha fazla veriyor organize sanayi bölgesinde. Kimin malını, kime bağışlıyorsunuz ya. Orada çok iş var da, bizim işimiz üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil. Netice itibari ile bu memlekete hizmet eden, faydalı olana biz hizmetkarız, faydalıyız, olacağız da. Bu konuyu kaç günden beri işliyoruz. Bunu şimdilik bir kenarı bırakıyoruz, çünkü söyleyeceğimiz bir şey fazla kalmadı. Herkes neyin ne olduğunu gördü, anladı, bildi. Ama biz bu işin takipçisiyiz. Kimse kafasına göre iş yapmasın.
Programın tamamını aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz: