12 Eylül 1980’de Türkiye’nin 100 bine yakın yetişmiş bir neslini bitirdiler. İstiklal Savaşı’ndan önceki Çanakkale Savaşı’nda biten nesil orada yeniden yeşermişti ama milletini kalkınmayı daha büyük hale gelmeyi düşünen ve ideal ve fikir üretenleri sosyalisti de islamcısı da hepsi aynı ülkü, ideal adına Türkiye’m diyenlerin hepsini ortadan kaldırdılar. Bugünlere kadar yaşayanlara Allah hayırlı uzun ömür versin, ölenlere rahmet eylesin, yüreğinde millet sevgisi olanlara güç kuvvet versin.
Trabzon Valiliği’nden Balıkesir Valiliği’ne gelen İsmail Ustaoğlu Çilimli’den Temel amcanın oğlu. Düzce’de yetişen Türkiye’nin 3 tane Düzceli valisinden 1 tanesi, Balıkesir Valiliği’nde kendisini ziyaret ettik. Hayırlı olsun dileklerimizi ilettik. Allah millete zeval vermesin. Sayın Vali’miz, köyünün muhtarıyla Düzce’de yetişmiş, 94’lü yıllarda Doğru Yol Partisi’nin iktidarda olduğu dönem, İmam Hatip mezunu güzel bir insan. Necmi Hoşver Milletvekili’yken Sayın Ersin Yazıcı ve şu anda Trabzon’a atanan Vali’miz Aziz Yıldırım da Düzce’nin bürokrasisinde ve siyasette olması için yerleştirdiği çabaladığı insanlardan bir tanesi.
İsmail Ustaoğlu İçişleri Bakanlığı’nın sınavına köyünün muhtarıyla gitmiş. Arkada Necmi Hoşver var, bir değer ortaya çıkmış. Senelerden beri devlette olmuş olmanın, devlet terbiyesi almış olmanın verdiği tecrübeyle enaniyet, gurur denilen hiçbir şey kalmamış. Olması gereken idarenin ve iradenin asaletini yaşatıyor.
Necmi Hoşver siyaseti bıraktığı 20 sene geçmiş, niye unutamıyoruz? Ama Düzce’deki siyasette ötekileştirme etkisizleştirme itibarsızlaştırma var. Ne elde edeceksiniz? Milletvekilleri, İl Başkanları, Belediye Başkanları, Düzce’nin vizyon sahibi insanlarını alın güzel yerlere getirin. Her gün o makamlarda kalacaksınız diye bir şey yok.
Geçen hafta Mustafa Keskin’in oğlunun düğününe gittik. Allah hayırlı etsin. AK Parti Milletvekili Ercan Öztürk’ten ve İl Başkanı Hasan Şengüloğlu’ndan başka kimse yoktu. Mustafa Keskin beş yıl Merkez İlçe Başkanlığı, beş yıl İl Başkanlığı yapmış. Milletvekili olması bekleniyordu. Ne eksiği vardı Mustafa Keskin’in? STK’nın seçiminde etkin oldu diye bedel ödetildi. Nikah şahitliğine çok baktık, Merkez İlçe Başkanlığı, İl Başkanlığı’nda seçimlerde kazanılması için emek verdiği onlar yoktu. Siyaset bu kadar nankör bir şey. Düzce ilçeyken Düzcelilik vardı şimdi yok. Enaniyet, ötekileştirme var ama Düzce’de yetişen İsmail Ustaoğlu gibi güzel, mütevazı bir insan idaresine iradesine Düzce çok uzak kaldı. Necmi Hoşver, Avni Akyol’dan sonra Düzce bunlara çok uzak kaldı. Çünkü enaniyet, gurur, yalakalık var. Düz olursanız olmuyor. Basın için de öyle.
Bazen bizi söylediklerimizin doğruluğu noktasında eleştiriyorlar. Söyleyebildiğimiz, konuşabildiğimiz kadar doğruyu söylemeye çalışıyoruz. Yaşadığımız gibi değil, inandığımız gibi söylemeye çalışıyoruz. Biz Düzce’nin sözüyüz.
Bugün Akçakoca’da Sayın Vali’miz, Milletvekilleri’miz, Düzce Belediye Başkanı Faruk Özlü, AK Parti İl Başkanı Hasan Şengüloğlu’yla beraber Orhan Özdemir Fen Lisesi’nin açılışı yapıldı.
Sarsılmaz firmasıyla bir anlaşma yapılmıştı. Aycan Enerji santral yaptığında devletten tolerans istemiş ve okul sözü vermişti. Söz nasıl tutuluyor gördünüz mü? Devlete verilen söz yerine getirilmiyor. Devlet de siyaset de bunu takip etmeyip ayak kaydırmayı takip ediyor. Millet size bunun için oy vermiyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a Allah’tan sonra dua edin, olmasaydın biz buralarda olmazdık diye.
Burhan Özdemir’i yine tebrik ediyorum. Yazdıklarımız, söylediklerimizden dolayı bazen güçlü insanlar bizi eleştiriyor. Etkisizleştirmek, baskı yapmak istiyorlar. Bana da en çok ‘deli’ diyorlar. Herkesin fikrine saygımız var. Biz düsturumuzu Şeyh Edebali’den alıyoruz. Şeyh Edebali Osman Gazi’ye, ‘Haklı olduğun kavgadan korkma, atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler.’ diyor. Ama Şeyh Edebali’den haberi olmayıp Şeyh Edebali gibi görünen, Şeyh Edebali ve yolunun nefretini yaşayıp dışarıya karşı biz onları seviyoruz siyasetini oynuyorsa bu adamlar kim ne derse desin. Önemli olan ‘Söylenen lafa bakarım laf mı diye, söyleyene bakarım adam mı diye.’ deniliyor. İnşallah lafıyla, milletin değerleriyle yöneten ve yönetilen insan olmak dileğiyle.