İHRACATIMIZ 2 MİLYAR DOLAR, MÜDÜRLÜK HAYIRLI OLSUN

Düzce Organize Sanayi Bölgesi ile yaklaşık 2 milyar dolar ihracat yapan bir yer. Faruk Özlü'nün girişimleriyle, Ticaret Odası Başkanı Sayın Erdoğan Bıyık'ın ısrarlı takibiyle, Düzce Gümrük Müdürlüğü kuruldu ve tabelası asıldı. Gümrük Müdürlüğü binası olarak da Düzce'nin çıkışında Beltaş’ın bir yeri vardı. Orayı tahsis ettiler. Yakın zamanda da bir tır parkı yapılacak, 50 dönüm arazi üzerinde. Bundan sonra Gümrük Müdürlüğü ile Düzce'den ihraç edilen malların gümrüğü Düzce'de yapılacak. Bu güzel bir başarı, büyük bir başarı. Emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz. Türkiye'de ilk 500'ler var ya; ticaret, üretim, büyüklük oranında. Düzce'den 8 tane firma var bunun içinde. Bunlar çok büyük, ama Türkiye'nin 500 büyüğünden 8 firma, bir bölgenin suyundan, coğrafyasından, imkanından faydalanırken, sosyal sorumluluk projeleri olur. Memlekete katkı sağlarlar. Memleketin kalkınması adına, ben elle tutulur, gözle görülür pek bir şey görmedim.

TÜRKİYE’NİN İLK 500’ÜNDE DÜZCE’DEN 8 FİRMA VAR

ÇARPMA, ÇIKARMA, TOPLAMAYI BİLİYORLAR BÖLMEYİ BİLMİYORLAR

Yığılca'da Metin Bey vardı. AK Parti'de, bir zamanlar hızlı siyaset yaptı. Bir çimento fabrikası hayaliyle beraber, buraya bir fabrika kurulması gündemdeydi. Bu fabrika yıllık 5 milyon ton çimento üretiyor. Ciddi de bir rakam. Tozuyla, dumanıyla, üretimiyle, bu memlekete ülke ekonomisine katkı sağlıyor. Fakat 8 yıldan beri, bu fabrikanın ruhsatı yok. Deneme üretimi, deneme üretimi… Bu fabrikanın kenarında 13 dönüm bir arazi var, hazine arazisi. Bir inşaat yapılmış bu hazine arazisine, bu fabrikanın inşaatı yansımış ve burası satışa çıkarılıyor. ‘Burayı biz almak istiyoruz.’ diyorlar. 22 milyon gibi bir bedelle bu ihaleye çıkıyor. Fakat bunlar yüksek görüyorlar fiyatı, girmiyorlar ihaleye. Fakat Yığılca Belediye Başkanı Sayın Selami Savaş, Metin Yerlikaya'nın o zaman ‘memleketi kurtaracağım’ dediği fabrikanın yanındaki alanı satın alıyor. Dananın kuyruğu bundan sonra kopuyor. Fabrika, şirket yöneticileri burayla ilgili itirazda bulunuyorlar. Ancak ihaleye girmediklerinden, bir hakları yok. Buranın ilk ihaleye çıktıktan sonra değeri % 40 düşüyor, daha uygun alacaklardı alamadılar. Selami Savaş burada bir yiğitlik yapıyor tabiri caizse. Burayı alıyor, bu fabrika çalışıyor. Cumhurbaşkanlığı tarafından onaylanan bir Sarıkaya Mağarası var. Mağaranın tepesini, kenarını, köşesini dinamitlerle oyuyor. Burada bir maden çıkarıyor. Havaya saldığı toz ve toprak, bütün Yığılca arısının alanını daraltıyor. Günde 200’e yakın kamyon yük taşıyor, belediyenin yaptığı yollardan geçiyor. Ama gerek Düzce'nin, gerek Yığılca’nın hiçbir şekilde hiçbir sosyal projesine katkı sağlamamak da direniyor bu fabrika.

MARMARA ÇİMENTO’NUN 8 YILDIR RUHSATI YOKMUŞ

NİMETİNDEN FAYDALAN KÜLFETİNE KATLANMA

Bütün memleketin imkanları sunulmuş, devlet teşvik etmiş. Allah'ın en çok sevdiği kullar cömert kullarıymış. Devlet bütün cömertliğini gösterip, liman yapma hakkı da vermiş. Limana kendi malını orada ürettiği malı geçirmek, için karayolu da açıyor. Burada ne hacıya, ne hocaya, ne memlekete, ne dervişe, ne berduşa tabiri caizse hiçbir faydası yok bu işletmenin. Mesela kazı yapılıyor, üniversitenin oradan başlatıp, Faruk Özlü'nün büyüttüğü Konuralp’teki antik kente bir fayda sağlayamaz mı? Bunlar çarpmayı, çıkarmayı, toplamayı biliyorlar. Bölmeye gelince şaşırıyorlar. Düzce'deki birçok firma böyle.  Bugün Düzce'de bu tarihin ortaya çıkması, bu memlekete yerelde ve genelde büyük bir hizmet değil mi? Niye yanaşmıyorsunuz? Yığılca'da 200 tane kamyon geçiriyorsunuz, belediyeye ne faydanız var? Bunun gibi birçok yer var. Bunlar, mutlak ve mutlak değerlendirilmeli. Buna rağmen, bu işletmenin ruhsatı yok. Vatandaş Niyazi, bir tane kuru temizleme dükkanı açsa, ruhsat yokken 3 günde mühürlüyorlar. Burada ruhsatsız çalışıyor. Bu nasıl olacak?

ÖNCE ‘YIĞILCA’ DEDİ SONRA ‘DÜZCE’ DEDİ

Temel fıkrasıyla meseleyi bağlayalım. Temel ormanda gezerken, kendisine bir ayı saldırmış, ayı saldırınca, tabii canını kurtarayım derken, ayıya ateş etmiş, öldürmüş. Tabii bu da tespit edilince mahkemeye çıkartmışlar. Temel, ‘Ben canımı zor kurtardım.’ demiş. Demişler ‘Kanunlar böyle.’ Temel demiş ki ‘Hakim Bey; vallahi ben yılların Temeliyim. Mecliste bir tane adamım yok. Ayının mecliste bir tane adamı var. Beni asın.’ Siyasi ve içtimai güç, bu memleketin değerlerinden faydalanıyor, fakat memleketin değerlerine değer katmıyor. Bu Marmara Çimento’nun özelinde değil, Düzce'nin genelinde böyle. 2 milyar dolarlık ihracattan bahsediyoruz. Bütün devlet elinizde, bütün imkanları elinizde. Bu memleketin sosyal sorumluluk projelerine dahil olmak, bu memlekette yatırım yapan, kılından, tüyünden, sütünden, etinden faydalanıp, bu memleketin insanını maraba gibi görmenin, bir izahı yok. Selami Savaş başkanı tebrik ediyorum. Hakikaten memleket adına, millet adına Yığılca adına Düzce adına, çok şereflice bir adım atmış. Bunun da orta, kısa ve uzun vadede memlekete yansımaları olacaktır.

PROGRAMIN TAMAMI İÇİN TIKLAYIN;