15 TEMMUZ’DA BAĞIMSIZ OLAMADIK, BAĞIMSIZ KALAMADIK

15 Temmuz… Günlerdir bu 15 Temmuz'la ilgili yorumlar yapılıyor. Bilen bilmeyen, işin içinde olan herkes 15 Temmuz'la ilgili bir değerlendirmeden bahsediyor. Türkiye'yi zaten bugüne kadar Türkler, yerli ve milli olan değerler hakim olarak yönetemediği gibi 15 Temmuz'da da bağımsızlığımızı tam elde edemedik. Yani el değiştiriyor, basit bir örnek verelim. Bu ülkede bu 12 Eylül 1980'de 100 bine yakın idealisti ve vatanseveri, sağcısı, solcusu, milliyetçisi, akıncısı olan yetişmiş nesli bertaraf ettik. Amerika'nın ‘Bizim çocuklar’ dediği sistemle beraber bertaraf ettik. Ruhları şad olsun sosyalisti de ülkücüsü de muhafazakarı da akıncısı da kim olursa olsun, idealist insanlardı. Kavga ettiler ama kavgayı memleket için ettiler. 12 Eylül’den sonraki süreçte bu ülkede bir yapılanmaya daha gidildi. Yerli olan, milli olan memleketin zeki ve zengin çocukları; yine Amerika tarafından veya Gladyo tarafından içimize yıllar önce farklı siyasi figürlerle konulmuş, yapılandırılmış bu yapıyla beraber gelen bir yapı. Yapı akıllı ve sistemli bir şekilde yerli, milli, idealist, zeki ve zengin olan çocukları, gençleri, toplumun insanlarını 28 Şubat'ta bir salladı. İmanlı doktor oğlum olsun inançlı kadın doğumcum olsun diye diye bu FETÖ denilen yapı Türkiye'de yine bu Amerika'nın, büyük biraderlerin hükmüyle beraber oluşturuldu. 15 Temmuz'da bu Anadolu'nun içinden yetişen temiz muhafazakar ailelerin, milliyetçi ailelerin yani Anadolu'nun dolu dolu ailelerinin yetiştirdikleri 100 bin kişiyi bir daha çıkardık sahadan. O günden bugüne kadar bu ülkede yine rahat olmadı. Aynı dili konuşup aynı duyguyu paylaşmaya başladığı an bir şeyler oluyor. Biz İsviçre'den bir kanun getirdik. Biz Fransa'dan bir devlet nizamı getirdik. Biz Almanya'dan ceza kanununu getirdik. Devletimizi kurduk. Eğitim sisteminde de bir devrim yapılmalı. Türkiye'de dünyanın en akıllı, en mantıklı eğitmenlerini yarınki yüzyıla hazırlamalıyız. Kültürümüzden, dini geleneğimizden devam etmeliyiz. Yoksa ne 15 Temmuz biter ne hain biter. 15 Temmuz bu ülkede birilerine göre planlanmış, birilerine göre planlanmadan ortaya çıkmış. Şartlar ne olursa olsun yani bu memlekette yıllardan beri terör var. Kürdün kanının, Türk'ün kanının dökülmesinde ailelerin acısı var. 1980'den bugüne kadar Türkiye'ye 1.5 trilyon dolara mal oldu. Kimin kanının döküldüğü önemli değil ki kimin cebine ne girdiği önemli. Milleti terörle, ekonomiyle, ihtilallerle bir şekilde yönetmeye kalktılar. Bunların tek çözümü dünya ile entegre olan dünyada kabul görmüş bir eğitim sistemine dönmektir. Çeyrek asırdan beri AK Parti'nin veya bu hükümetin beceremediği bana göre tek şey bu; yani eğitimde dönüşüm. Kaliteli bir nesil ve eğitim olmalı. Çünkü deist, anaya ‘bunak’, babaya ‘moruk’, küçüğe de farklı ifade kullanan nesil geldi. 25 seneden beri Türk aile yapısı altüst oldu. Hani kızını dövmeyen, dizini döver sözünün ne kadar yalan bir söz olduğunu bize 20 senede anlattılar. Geleneğimize, atasözümüze, kültürümüze, ruhumuza, bedenimize yakışmayan, yaklaşmayan örtüşmeyen bir nesil yetişti.

Yeniden Refah Partisi'nin İl Başkanı Musa Peltek. Düzce'nin hangi köyünden bilen var mı? Yok çünkü Düzceli değil. Daha önce Yeniden Refah Kurucu İl Başkanı Nezir Merttürk’ün yanına gelmiş. ‘Ben siyaset yapacağım.’ demiş. İstanbul'da iş yaptığı bir yerden hatır çekip sonra eşinin üzerine bunu kullanmış. Mahkemeler, icralar devam ediyor. Çok ciddi paralar, İzmit'te deseniz keza öyle, Sakarya'da deseniz bilmeyen yok. Düzce'ye gelmiş Nezir Merttürk'ten sonra il başkanlığına geliyor. Bu adamın üzerine kayıtlı bir tane hesap numarası yok. Kayıtlı bir ticaret hanesi yok. Ahmed'in fesini Mehmed'e, Mehmed'in fesini Ahmed'e geçirip böyle devam ediyor. Burada il başkanlığı noktasına gelindiğinde piyangodan çıkar gibi Nezir Merttürk'ü de ikna edip Fatih Erbakan'a ulaşıp bir şekilde il başkanı olmuş. İlk iş buraya Davut Güloğlu'nu getirmek olmuş. Pazarlık yapılmış iddia bu. 1,5 milyon TL para Davut Güloğlu’na verilecek, buraya seçim için getirilecek. Burada ev tutulacak, faturalar ödenecek, kirası SKM tarafından ödenecek ve burada siyaset yapılacak. Nerede bu ev? Nerede bu Davut Güloğlu. Yok; bitti, gitti. 1,5 milyon nasıl ödenmiş? 700 bin lirası SKM tarafından Güloğlu'nun oğluna gönderilmiş. 500 bin lira bir tanıdık vasıtasıyla alınmış. 350 bin liranın akıbetine çarşamba günü imza atacağım.

Aldığımız bilgiye göre; 21 ehil ve yetkili insandan oluşan il teşkilatı komple görevden alınmış. Ardından Sayın Fatih Erbakan'a bir mektup yazılmış. Bir el Fatih Erbakan'a bu mektubun gitmesine engel olmuş. Bir iddia daha var ortada. Yığılca'da bir adaydan 50 bin lira alıyor Musa Peltek. Daha sonra ‘Bunu ben partiye kullandım.’ diyor. Fakat partililer diyor ki ‘Bu paranın kaynağı nerede? Toplantıda ikrar ediyor, ben bunu aldım ama sonra yerine koyacaktım diyor, biraz idare edilebiliyor. Yeniden Refah Partili bir arkadaşın inşaat firması hacizlik oluyor. ‘Buna yardımcı olalım.’ deniliyor. Yeniden Refahlı merkez ilçe başkanı, 1000 doları veriyor. Peltek de 1000 doların TL karşılığı konusunda anlaşamıyor, kimseye de bir şey demiyor. 1000 doları cebellezi ediyor. “Partiye bağış ettim.” diyor. Partide yok.

Partili başka bir arkadaş 10 bin liralık bir çek veriyor. ‘Partiye kullan.’ diyor. Bizim il başkan arkadaşımız galericiye veriyor çeki. Fakat bu çeki veren arkadaş buna kaşe veya ciro yapmayı unutmuş. Galerici ‘Senin çekin geldi, bunu getiren de İl Başkanı Musa Peltek.’ Tabii ortaya çıkınca iş çek kalıyor havada.

SANA İSTANBUL, İZMİT, SAKARYA BAKAMADI DÜZCE Mİ BAKACAK?

İstanbul yetmedi, İzmit yetmedi, Sakarya' yetmedi, İzmir yetmedi. Düzce mi bakacak sana? Bu kişinin profil fotoğrafı yok. WhatsApp'ta veya diğer sosyal medya hesaplarında fotoğraf da yok. Fatih Erbakan, Erbakan hocamızın bize bir emaneti. Yanlış hesaptan doğru sonuç çıkmaz Fatih Erbakan. Buraya gelen adamların bir fotoğrafına, bir adli sicil kaydına bakar. Siyaset yapan insanların yüz kızartıcı suçları olmamalı. Düzgün olmayan bir adamın siyasetteki yaptığı her hal sorgulanır. Herkes doğru da herkes eğri de sen mi doğrusun? Musa Bey önümüzdeki dönem burada milleti kasıp kavuran parti içinde insanları oradan kovan Davut Güloğlu'nun yeniden 2028’de milletvekili adaya getirilmek için paralı memur gibi duruyor. Benim dün de feryadım Düzce içindi. Şimdi de feryadım Düzce için. Öyle de bir yapı ki burada 21-22 kişi sayın genel başkanlarına mektup yazıyor. Böyle usulsüzlük, hesapsızlık var. Beyköy'de teşkilat kurulurken bir alışveriş olmuş. Her tarafta bir alışveriş olmuş. İl teşkilatı komple görevden alınacak. Hangi kümeste yemlendiği hangi kümese yumurtladığı belli olmayan bir yapı gelecek burada siyaset dizayn edecek.

PROGRAMIN TAMAMI İÇİN TIKLAYIN;