GENEL BAŞKANIN İLİNDE KADINLARIN EN AZ KATILDIĞI KONGRE
2024 yılının son ‘Yorumluyorum’ programıyla birlikteyiz. 28 Aralık'ta Bahçeşehir Spor Salonu’nda AK Parti İl Başkanlığı kongresi yapıldı. Hayırlı olsun. Bu kongrede 600 delegenin 400’ü oy kullandı. Çok ince nüanslar var. 40 kişilik yönetim kurulu var. Ama o halka açılan, partililere açılan, üyelere açılan tribünler bomboş. Siyasette insanları harekete geçirip, desteklediği insanların yanında olalım diye bir anlayış vardır. 40 yönetim kurulu üyesi var. 600 delegesi var. Bu 40 kişi, 30'ar kişiyle gelse bin 200 kişi yapar. ‘Peşinde 30 partili veya vatandaş olmayan bir adamın o listede ne işi var?’ derler. Bu işten memnun olan yok. Eski partililerden memnun olan yok. Bu 3 senede bir yapılan düğün gibi, bayram gibi, şölen gibi bir şey ama AK Parti Düzce'de şölen yerine bir cenaze evi gibi kongre yaptı. Hasan Şengüloğlu, 3 yıldan beri ektiğini 28 Aralık'ta salonda biçti. İşin enteresan yönü şu; Düzce'nin ablası var. Düzce milletvekilimiz var Ayşe Hanım. Kadın Kolları Genel Başkanı’nın, milletvekilinin olduğu kongrede en az kadının olduğu bir kongre yaşadık. Hiçbir aksiyon kalmamış, reaksiyon kalmamış, heyecan kalmamış. Çünkü eskiden ‘İl başkanı kim olacak, 3-4 isim nasıl girecek, bizim insanımız girsin veya şu olsun bu olsun’ heyecanı, reaksiyonu olurdu. İşin arka planında şu var; siyaset insanları birbiriyle buluşturma, uzlaştırma sanatıdır. Hani düşman olacakları da dost statüsünde kendine inandıracak, siyaset yapacaksın.
GÖREVİNDEN İSTİFA ETTİ
HALEF SELEF GİBİ DEĞİL, MÜKAFAT CEZALANDIRMA GİBİ OLDU
ÖZLÜ BU LİSTEDE TASFİYE EDİLDİ
Turan Akdoğan bugün itibariyle Hakem Kurulu üyeliğinden istifa ettiğini öğrendik. 5 yıldan beri AK Parti'nin yönetiminde. Bunu yönetimden almışlar, öyle uygun görmüşler. Ancak bunun yanında yıllardır çalışmış daha sonra da ihtilafa düştüğü hemen yanında Erdem Yamaç var. Aynı sektörde ikisi de kırtasiyeci. Birbirlerini de sevmiyorlar, karakolluk olmuşlar. Bu onların meselesi ama bunların biri siyasete, partiye 5 yıl emek vermiş, diğeri de mücadelesini vermiş, partide yer edinmiş.
Liste hazırlanırken, bu iki partiliye yönelik birini darıltırken biriyle barışmak yoluna gidilmiş. Erdem Yamaç’ı Hasan Bey (Şengüloğlu) il yönetim kurulu üyeliğine almış, Turan Akdoğan’a yönetiminde yer vermemiş. Ne kadar enteresan. Yaklaştıracaksın uzaklaştırmayacaksın. Ne kadar doğru, iki aynı sektörde esnaf. İşin bir başka boyutu da Turan Akdoğan’la Faruk Özlü’nün bir akrabalığı var. Yani bu listede demek ki Faruk Özlü'nün ekibi tasfiye edilmiş. Buradan bu çıkıyor.
Diğer taraftan baktığınız zaman Seda Kuşçuoğlu listeye girmiş Necla Erdoğan'la beraber. Ercan Katırcıoğlu’nun odasına giren, kapıları kapatan, ifade almaya giden. Tabii idari soruşturma devam ediyor. Orada belki de haklılar onu da bilemiyoruz. Ercan neyi hak etti de oraya geldiler? O baskına muhatap olan Seda Kuşçuoğlu ödüllendirilmiş, ‘Aferin çok iyi yaptın.’ dercesine. Ercan Katırcıoğlu neye layık, neye değil onu zaman gösterecek. Çünkü bir duruş yok adamda tabiri caizse. Söylemiyle eylemi birbirine uymuyor.
Turan Akdoğan’ın AK Parti noktasında ve dava noktasında dünya, ahiret kefaretinde ben varım, gördüm. Aynı şekilde Ercan Öztürk de öyle, mücadeleci, bir yere gelmiş. Ercan Öztürk bu işten memnun değil, ben de biliyorum. Faruk Özlü de bu işten memnun değil. Bu listelerden bahsetmiyorum. Salonun baykuş gibi olmasından memnun değiller. Düzce'yi yönetecek olan, bunların yapacak olduğu ilk işlerden bir tanesi bürokrasi noktasında tasarruflarda bulunmak. Salona bin kişiyi getiremeyen adam nasıl bir karar verecek? Düzce'nin kararını nasıl verecek?
SANAYİ ESNAFINI ANLAYAMADILAR
SANAYİ ESNAFININ HAKKINI VERELİM
HUKUKSUZ TEBLİGAT ORTALIĞI KARIŞTIRDI
Aslında Ercan Öztürk çok samimi bir arkadaş, iyi bir Düzce evladı, iyi bir milletvekili, iyi bir insan her şeyden önce. Ercan Öztürk'le Hasan Şengüloğlu Düzce sanayisine gidiyorlar. Düzce Belediyesi'nin yapmış olduğu bir tebligat var. 1 Mart’a kadar çıktınız, çıktınız; çıkmadınız elektriğinizi keserim. Tabii onun da yasal olmadığı söyleniyor. Gidiyorlar bir açıklama yapılıyor. Sosyal medyada bombardımana tutuyorlar adamı. Ercan Öztürk'ün samimiyetine ben inanıyorum. Orada diyorlar ki; sanayide bir Demirciler Odası Başkanı var, Esnaf Odası Başkanı var Mustafa Kayıkçı. Hiç kimse yok ama bunlardan. ‘Bir heyet oluşturun. Sizi Bakan Sayın Murat Kurum’la görüştürüp çözüm üretelim.’ diyorlar. Peki nasıl bir çözüm üretilecek? Arsa değeri olarak şu anda eski sanayideki bir yer, 16 liraysa tasarruf edilen, yapılacak olan diğer sanayideki yerin metrekaresi 1 lira. Nasıl bir adalet sağlanacak orada? Adalet sağlanmalı. Sayın Kurum’un bakanlığı döneminde burası zaten görüşüldü. TOKİ’ye verildi, ihale iptal oldu. Bunu bilmeden siyaset yapılır mı? Aşamadan geçildi, hiç gidilmemiş değil ki. Burada o iyi niyetle atılan adımların de hepsi bir anda bertaraf oluyor. Burada Demirciler Odası Başkanı var ve geçmiş yıllarda Demirciler Odası Başkanlığı yapıp da bugün Düzce Esnaf Odaları Birliği Başkanı olan Mustafa Kayıkçı var. Geçtiğimiz basın toplantısında ve bugünkü yapılan basın toplantısında yok. Neredesin Mustafa Kayıkçı? Milletvekili geliyor, yok. Milletvekili zaten oda başkanlarını aramıyor. Ama buradan özellikle Murat Geçici’yi tebrik ediyorum. O kadar esnafı tek vücut yapmak bir erdemlik, adamlık, doğruluk, bir inanç vesilesidir. O kadar insan toplanmış ve biz daha önceden röportaj yapacağız deyince ‘Bizim başkanımız açıklama yapacak, hiçbir röportaj yapmayacağız.’ dediler. Burada esnafın istediği şu; ‘Bizim yerimizin hakkıyla beraber mağdur olmayacağımız bir şekilde bize ödeme planı çıkarılsın.’
Yusuf Taşhan eski Belediye Başkan Yardımcısı, aynı zamanda Turizm Derneği Başkanı beni aradı. Dedi ki; ‘Benim ismimi de söyle. Düzce'yi Düzceliler haricindeki idareciler yönetmesin, Düzce'ye katacağı bir şey yok.’ Ben de katılıyorum, bu işin başında bir yer vardı, bir uzlaştırma. Ne oldu, kofti. Siyaset noktasında Mustafa Keskin il başkanıydı ve o sanayinin esnafı. Bu halde süreç başlarken de bu vardı, bunu siyaset de çözmez. Bunun çözüleceği makam belediyeyle esnafın, oradaki odanın ortak ittifakı. ‘Gölge etme, başka ihsan istemem.’ derler ya buradaki aracıların işi çok bildiğini zanneden dışarıdan ithal gelen iş takipçileri, çantacıların yapacağı bir iş yok. Düzce kendi dinamikleriyle, yerel dinamikleriyle bu işi çözmeli. İşin doğrusu bazen bana diyorlar ki; ‘Faruk Özlü’yü çok övüyorsun.’ Çok da yeriyorum ben onu. Şu kağıtları göndermesi ne kadar yanlış bir şey. Hukuki olmayan yanlış bana göre. Ama ortalık bir karıştı. İşin doğrusu Faruk Özlü 1-2 sene önce gitti. Bunların tek tek dükkanlarını dolaştı. Dedi ki ‘Dükkan alın.’ İlk yapılan işin yanlışı, doğrusu burada. ‘Bu 112 tane dükkandan 77 tanesini Düzce esnafı aldı.’ diyorlar. Kimler aldı bu dükkanları? Oradaki fotoğraf ortaya çıktığı zaman şu anda kiraya veriyorlar. Bin 750 liraya alınan dükkan 7,5 liraya ilana çıkmış, satıyorlar. Bir iş yanlış başladığı zaman doğru sonuç çıkmaz.
2 tane konunun özetini verelim. AK Parti Düzce kongresini, Cumhurbaşkanı Erdoğan gördü mü bilmiyoruz ama görse bunun hesabı sorulur mu? O parti içi bir mesele ancak AK Parti'ye gönül veren adamlar, oy veren insanlar o tablodan çok muzdarip. Cumhurbaşkanına iletilmesini istiyorlar. İkinci boyuta geldiğimizde Düzce sanayisindeki esnafın hakkını hak ettiği gibi vererek beytülmala da zarar vermeden bu meseleyi çözmek lazım. Bu esnafın her zaman yanındayız ama kamunun da yanındayız.
Fakat esnafla belediye arasındaki iş takipçileri var. İthal yöneticiler var. Bu yöneticiler aradan çıksın, bu işe ehil olan insanlarla beraber bu mesele çözülecek diye düşünüyorum. Allah kolaylık versin, özellikle bu kış günündeki Düzce'deki esnaf arkadaşlara.