Cumhuriyetimizin 99. kuruluş yıl dönümü insanlığa memlekete milletimize hayırlara vesile olsun inşallah. 99. yıldan sonra 100. yılda da ülkemiz kurulduğu günden bugüne olan bu mesafede kurulduğu günkü heyecanla kurulduğu günkü azimle yoluna devam eder. Şimdi çarşamba günü akşamı bir konudan bahsetmiştik. Bir Belediye Başkan Yardımcısı var bunun kadın emeği merkezinde bir kızımız var. Kısaca bundan bahsedelim. Olay neydi? Olay şuydu; bu kadın emeği merkezi var. Öncelikle Sayın Valimize Cevdet Atay beyefendiye genel sekreter Sayın Mehmet Hayri Şen beyefendiye teşekkür ediyoruz, buradan bir Düzceli olarak. Çünkü bunlar burada İkisi de görevli. Bir gün gelip geçici görevler bunlar. Ama kalıcı bir eser kadın olup da emek vermeye çalışan ailesine katkı vermeye çalışan veya çocuklarına bakmaya çalışan ana gibi yar Bağdat gibi diyar olmaz anlayışıyla beraber çocuklarına gelecek sağlamaya çalışan imkanlarını geliştirmeye çalışan kadınlarımıza bu imkânı bu fırsatı tanıdığı için bu mücadeleyi verdikleri için ve burada da binlerce lira milyonlarca lira paralar harcandı. Niye? Bu insanımıza kalıcı bir eser bırakalım kadınlarımıza destek olalım anlamında. Kaldı ki yol yapılmadı, o yapılmadı. Bunlar geri kaldı doğru mu oldu? Doğru oldu. Güzel mi oldu? O da güzel oldu. Ancak burada Sosyal Yardımlaşma Vakfı'nın imkanları dahilinde yapılan bir çalışmada bir yatırımda ihtiyacı olan kadınlar gerçekten evinde köyünde cemaatinde cemiyetinde neyse ihtiyacı olan kadınlar burada ürünlerini üretsinler sergilesinler satsınlar dendi, burada bir komisyon kuruldu.
Komisyonlarda değerlendirmeler yapıldı. Değerlendirmelerden sonra da ne yapıldı? Dükkanlar tahsis edildi. Hüdaver Gösterişli, Düzce belediye başkan yardımcısının kızı orada bir dükkân, 3 arkadaş birlikte bir çalışmaya başlamıştı. Olabilir mi? Olabilir, gayet doğal yani. Ne deniyor burada, sosyal güvencesi yok, sigortası yok, doğru dürüst bir iş geliri olmayan kadınlara imkân sağlama noktasında belediye başkan yardımcısının kızı böyle bir imkana sahip olmayan da vardır olan da vardır. Gayet doğal. Şimdi burada TYP'den alınan personel var. Temizlikle ilgili oraların temizliği düzeni ile ilgili burada Kent konseyinden de dahil olan var. Oradaki ürünleri satmakla görevli. Buradaki hanımefendinin başkanının kızının dükkanında TYP'den alınan o kadınların bulunduğu o çalışmanın yolunda temizlemekle görevli arkadaşlar, hanımefendinin misafirlerine hizmet etme noktasında bedava garsonluk yapıyorlar.
İş mi bu? 3 tane birden dükkân var, 3 tane. Bir tane dükkân hadi oldu da iki tane daha kadının imkânı olabilir, imkânsız olabilir. Ne oldu burada da hangi tasarrufla bunlar gerçekleşti? 3 tane dükkân ne olmuş, hanımefendinin olmuş. Başkanımızın kızının olmuş. Peki bu hak mı? Bu reva mı? Bu kadar emeğe bu kadar samimiyete bu kadar güzel projeye bu kadar büyük bir çalışmaya iyi düşünülmüş, insanımızı yüceltmek adına planlanmış bir çalışmada bir belediye başkan yardımcısının kızının 3 tane dükkân orada çevirmesi TYP'den alınan yani orada oranın temizlik ve diğer hizmetler için alınan insanlara garsonları ücretsiz olarak Oraya kendi işlerinde çalıştırılması. Birçok bu konuyla ilgili kadınımız varken, burada çalışma varken dükkanlara tabiri caizse işgal etmesi 4 Kitapta yeri yok ya. Böyle bir anlayış yok. Hani biz dedik ya Yörük malıyla kurban kesmeyin. Ve netice itibariyle geldiğimiz noktada bunlara biz söylediğimiz zaman şöyle bir anlayış var. Bu haberleri bize kim yaptırıyor? Bunun arkasında kim var? Bize kimse haberleri yaptıramaz bizim inanmadığımız teyit etmediğimiz Düzce halkına Düzce kamuoyuna kamuoyunun vicdanına rahatsız olmayan hiçbir haberi hiç kimse bize hiçbir sebeple yaptıramaz. Burada hatır olmaz, gönül olmaz, talep olmaz, istek olmaz. Burada ikinci bir husus var.
Hani haberi kim yaptırıyor, yorumları kim yaptırıyor mantığı var ya. Şimdi Başkan Yardımcısı bütün etkisini kullanacak. Üçüncüyü de söyleyeyim burada tek bir soru soruyorum. Bu ne kadar doğru bilmiyorum ama bu doğruluğu var diye düşünüyoruz. Onun için soruyoruz. Belki yanlış da olabilir bu. Kızımızın iş yerinden 3 tane dükkân bir dakika ya böyle bir şey yok da neyse olmuş. Olmasın. Kim varsa bu hiçbir şekilde düzeltsinler. Bu kızımızın ürettiği herhangi yiyecek içecek neyse işte belediyenin misafirleri ağırlanıyor mu? Bunun karşılığında fatura kesiliyor mu?
Süper Baba rolünün buradaki ne kadar hayat bulduğunu çok merak ediyoruz. Şimdi bunları yaparken bunları ederken ellerken toplarken çıkarırken çarparken bölerken neyse. Bu matematikleri yaparken hiçbir sıkıntı yok ayıp değil vicdani insani İslami neyse ama bunları konuşmak bunları yorumlama buradaki eksikleri söylemek çok ayıp. Yok ya. Yani eden eyleyen suçsuz konuşan yorumlayan suçlu öyle mi? Hadi oradan ya, diyoruz dedik.
Dipnot olarak da şöyle söyleyelim geçtiğimiz gün bir haber yaptık yaptığımız haberde yaptığımız haberde konu şuydu. Servis öğrencilerin servisle okula gidip gelirken, bir serviste bir genç kızımız var. Arabada sigara içiyor. Gayet lakayt bir düzen yok bir sistem yok. Böyle bir hal var. Peki biz buna haber yaptık. Ne oldu? Hiç ses yok. Yani bununla ilgili Milli Eğitim Müdürlüğü ne yaptı? İlgili bu servislerden sorumlu insanlar ne yaptı, görevliler ne yaptı? Bir açıklama yok. Ve biz hani bu haberlerde yaparken yani kamunun menfaatine uygun kamunun devletin yapısına uygun şekilde biz bunları konuşuyoruz ediyoruz eğiliyoruz. Ama buradan da bir ses çıkmayınca da çok merak ettik doğrusu. Böyle düzenle öğrenciyle eğitimle bir haber olan uzak olan servislerle ne yaptınız Sayın Milli Eğitim Müdürü. Buradan veya Milli Eğitim yetkilileri buradan bunu da merak ediyoruz.
Programın tamamını aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz: