Bizi internet sitemizden, televizyonumuzdan, radyodan ve sosyal medyadan takip eden vatandaşlarımız son günlerde bir gündemin insanları bir hayli meşgul ettiğini bilirler. Bu konu sanayi sitesinin taşınması. Kentsel dönüşümle birlikte buradaki dükkânların başka bir yere taşınması sürecinde TOKİ tarafından yapılması gibi bir çalışma yapıldı. İhalesi geçtiğimiz aralık ayında yapılıp daha sonra maliyetlerden dolayı iptal edildi.
Şimdi de bugünlerde Ercan Katırcıoğlu, Sayın Faruk Özlü’nün danışmanı olduktan sonra Küçük Sanayi Sitesi Kooperatifi Başkanı Sayın Mehmet Bakan ve DESOB Başkanı Mustafa Kayıkçı’yı bir araya getirip bir imza attırarak, ‘Biz de bu dönüşüme dükkânlarımızı vermeye, yeni yere geçmeye hazırız’ denmesiyle bir ivme kazandı. Fakat aylardır orada bulunan uzlaşma bürosunun faaliyetleri kapsamında çok büyük bir yol kat edilemedi, sonuçlanamadı.
Gazeteci ağabeyimiz, büyüğümüz, yıllardır Düzce’de gazetecilik yapan Mustafa Armutçu, Ercan Katırcıoğlu hakkında bir şeyler yazdı. Yazdıkları da çok ciddi. Sayın Cumhurbaşkanına ve hanımefendiye Katırcıoğlu’nun yazdıklarından ötürü, ‘Bundan ne medet umuluyor? MHP’den İYİ Parti’ye, İYİ Parti’den AK Parti’ye danışman olarak geçti. Bunun toplumda bir yeri ve ağırlığı yok. AK Parti’ye en çok muhalif olan ve hakaretvari ifadelerde bulunan bir kişinin AK Parti bir belediye başkanının danışmanı olsa ne olur?’ dercesine yazılar yazdı. Haklılık payı var mı, var. Ama Katırcıoğlu burada devreye girdikten sonra Bakan ve Kayıkçı’ya imza attırdı. Yeterli mi? Tabii ki değil. Bugünlerde bu iş günden güne ısınmaya başladı.
Büyük bir atılımla uzlaşma ofisi kuruldu ve açılışı yapıldı. Sayın Vali, belediye başkanı ve il başkanı gitti kurdeleyi kesti. ‘Burada dükkan ve hak sahipleri ile anlaşacağız. Nakdi, ayni, takas olarak değerlendirme yapacağız’ dendi. Ercan Katırcıoğlu, bu işi hızlandırdı. Armutçu’nun ‘Kimin kümesinde yemlenip, kimin kümesine yumurtladığın belli değil’ dercesine bir tespitler vardı. Ama tam tersi oldu, ivme kazandı.
Aslında ne Katırcıoğlu’na, ne Bakan’a, ne Kayıkçı’ya ihtiyaç da yok. Şu anda Mustafa Keskin, AK Parti’nin il başkanı. Ulaşılamayan, uzlaşılamayan bir isim değil. Yıllardır sanayide yani ömrünü sanayide geçirmiş. Sanayide ufacık ofisinde yıllardır birileri gelip gidiyor. Nasreddin Hoca’nın eşekten düşme hikâyesinde ‘Bana eşekten düşen biri gelsin sorsun’ demesi gibi. Sanayideki esnafın dilinden ve gönlünden anlayan isimlerdir Mustafa Kayıkçı ve Mehmet Bakan. Biri motor biri izolasyon sektöründe. Ancak Mustafa Keskin’in AK Parti’ni il başkanı olma gibi bir özelliği var. Gelmiş geçmiş en müstesna il başkanlarından birisi. Herkesin ulaştığı ve derdiği anlatabildiği, her gün sahada biri olan birisi. Aynı zamanda sanayi esnafının halinden derdinden anlayacak bir isim. Bakan’la, Kayıkçı’yla uğraşmak yerine Faruk Özlü, Mustafa Keksin ile gönül gönüle verip bu konuda ne yapılabilir, ‘Hadi sen de bir adım at’ diyebilir. Bu işe dahil olanlar bir yerden kazansın, bir yerden kazanmasın. Her taraftan kazanacak hali yok.
Bu ekranlara Mehmet Keleş, ‘Ben kentsel dönüşümle ilgili projeyi bitirdim, Bakanlar Kurulu’na getirdim. Orda biz sekteye uğradık’ deyip de Faruk Özlü’yü işaret etti. Engel oldu gibi bir iddiada bulundu. Ne kadar doğru bilmiyoruz. Ama bildiğimiz bir şey var. Buradaki düğümü çözecek olan Mustafa Keskin’dir. İl başkanı olarak, Cumhurbaşkanının Düzce’deki temsilcisi olarak da, esnaf olarak da bu işi çözecek olan kişi odur. Tabii sadece Mustafa Keksin ile bu iş bitmez. Ama en azından bir yol haritası belirlendiği zaman esnaf, ‘Bu hem bizim esnafımız, gönlümüz, müdafaamız. Aynı zamanda da Cumhurbaşkanının temsilcisi.’ deyince güvenle yol yürümek adına büyük bir mesafe alınacağına inanıyorum.
Bugün sanayi bölgesinde, gerek alan gerek yaşam gerek konuşlanmış olan binaların pozisyonuyla ilgili kesinlikle ve kesinlikle tamamlayıcı ve ihtiyaç giderici bir özellik yok. Burada insanlar sıkıntı çekiyor. Dr. Faruk Özlü’yü tebrik ediyoruz. Evet, bu iş hem trafik hem tamirat noktasında riskli. Zor ama hayata geçtiği zaman hakikaten yaşamımıza daha büyük kolaylıklar sağlayacak bir hizmet. Ama bu hizmet, doğru yerde, doğru zamanda ve doğru insanla neticelenir. Uzlaşma bürosundaki arkadaşlar mutlaka Türkiye’nin muhtelif yerlerinde benzer tecrübelere sahiptir. Ama Düzce’yi tanımıyorlar. Düzce’yi tanıyan işte ehil bir isim var. Burada gerek Küçük Sanayi Sitesi’nde gerekse de diğer noktalarda il başkanı ile belediye başkanının koordineli çalışması hizmetin hızlanması anlamına gelir. Daha somut veriler anlamına gelir.
Herkes kendi bildiğini yapar. Burada farklı taraflara da çekilebilir bu iş. Ama bir bunun parti olarak bunun parti olarak bir kazancı olur, iki 2022 yılında herkes bir seçim bekliyor. 2023 seçimlerinde de faydası olur. Belediye başkanı ve il başkanının özellikle sanayinin taşınması noktasında aynı dili konuşması, aynı istikamette yürümesi kendileri, partileri ve yerel yönetimler adına büyük bir hizmet olacağı gibi Düzce’nin esnafına, imarına ve yarınına da çok büyük katkısı olur.
Zaman zaman araç tamiri veya farklı konular için sanayiye gidiyoruz. İşte ben burada sanayici esnafının Mustafa Keskin’in atacak olduğu adımı beklediğini gördüm. Bu adımı da il başkanı statüsü ayrı, esnaf olarak kendi menfaatlerini daha iyi koruyacaklarını düşündüğünü gördüm. Yoksa Katırcıoğlu’yla şunla bunla bu iş yürümez.
‘Hemşehrim sen belediyenin işine niye karışıyorsun, bizi yönetmeye i çalışıyorsun?’ diyenler çıkabilir. Hayır! İnsanların duygu ve düşüncelerini anlatmaya çalışıyorum. Her ne hizmet olursa olsun gönüllere dokunmayan hizmet hezimet getirir. Hiç kimseye faydası olmaz. Bu memleketteki şu andaki dengelerin içinde denge olan unsurları çok iyi ayırt etmek lazım.