Efendim bugün Düzce Belediyesi’ne bir bakmak istiyorum. Tam bin 100 gün sonra Düzce Belediye Başkanı Sayın Faruk Özlü, belediye meclisini yönetmeye geldi. Belediye Başkanı Meclisi yönetmeye geldikten sonra şunu söyledi; “özgür iradeniz ile burası tartışma yeri olsun.” E Faruk Bey orada olduğu sürece orası tartışma yeri olmayacak mıydı? Tartışma yeri deyince aklıma şu geldi… Geçtiğimiz günlerde biliyorsunuz meclis Başkan Vekili Mesut Sancaklı’nın meclis oturumuna başkanlık ettiği zaman bir konu vardı ki; ‘Olimpiyat kavşağı mı Sancaklı Kavşağı mı? Sancaklı Kavşağı nasıl yazılır oraya, ismi nasıl değiştirilir?’ tartışmalarının olduğu ve Sancaklı Kavşağının konuşulduğu yerde Mesut Sancaklı’ da o meclisi yönetiyordu. Ve o mecliste o gün çok büyük olaylar yaşandı. Mutlaka başka büyük olaylarda yaşanmıştır ama en büyük olaylar dediğiniz zaman, mecliste Meclis Başkanı var… Sancaklı Kavşağı’na ismini veren Mesut Sancaklı ve mecliste Sancaklı Kavşağı ile ilgili eylem var, pankartlar açılıyor, hakaretler, tartışmalar var ve sair… Faruk Bey’de meclisin yanındaki kendi makam odasından oturumu canlı izliyor. Özgürlük dediğiniz bu mu idi? Bin 100 gün bunun için mi beklendi Meclisin Başkan vekili? Sonrasında biliyorsunuz Hüdaver Gösterişli Meclis Başkan Vekilliğine aday gösterildi, 7 tane AK Partili gelmedi dedik. Bir de Bayram Ali Kubilay’ı da Belediye Meclisinde diğer partililer destekleyip… Allah! Allah! Bu nasıl bir şey ya? Faruk Özlü, milletvekilliği yapmış bakanlık yapmış bir vizyon… Bunun böyle olmasını istiyorum diyor, himmet ediyor, tensip buyuruyor neyse… Ve ya rica ediyor ve ya ön görüyor, kim nasıl anlıyorsa… Belediye Meclis Üyeleri niye toplantıya gelmez? Gelenler başkasına oy verir. Bu işler hakikaten güzel gitmiyor.
Bugün İYİ Partili Erdoğan Kefeli bir açıklama yaptı: ‘her gün 68 bin lira araç kirası ödüyoruz’ dedi. Yani 70 bin lira olsa, Aylık 2 milyon 100 bin lira yapar yıllık 25 milyon yapar. 25 milyon, Düzce Belediyesi araç kirası ödüyor. Başkan yardımcılarının, birim müdürlerinin bindiği araçlara. Ekmek elden su gölden… Hani bir söz var ya; ‘Yük te başkasının, At ta başkasının olunca dehlemek kolay olur’ Çünkü şöyle bir şey var; siyasette, biliyorsunuz insanlar siyasetini yaparlar, belirli bir noktadan sonra çekilirler. Düzce’ye mal olmuş, Düzce’ye hizmet eden ve şu an da Düzce’ de yaşayan tek siyasetçi, adam gibi adam diyebileceğimiz tek siyasetçi Necmi Hoşver var. Şimdi ki siyasetçiler Necmi Hoşver ’in Düzce’ye o zaman yaptığı hizmetlerin çetelesini tutsalar yazamazlar. Bugün şartlar çok güzel, milletin efendisi millet. Cumhurbaşkanımız yanıp tutuyor. Ya hu bu iş ne para için yapılır ne makam için yapılır. Milletine ömrünü adamış bir sevdası var Recep Tayyip Erdoğan’ın. Bir ümmet sevdası var. Baksanıza haline yahu! Var mı böyle bir şey ya? Günde 3-4 saat uyu 20 saat çalış. Böyle bir lider var böyle dertli bir adam var e gel Düzce’ye; belediye başkanı bin 100 gün sonra geliyor meclisi yönetmeye, güzel de jest yaptı arkadaşlara, kitap hediye etti o beyaz kitaptan; “siz dedi daha özgür olun, meclisler daha özgür olsun” diye gelmedim dedi. Belediye Başkanı meclis başkanlığına bir isim atıyor zor seçiliyor, MHP li üyeler olmasa seçilmeyecekti. Öyle mi? evet maalesef öyle! Muhalefetten biri de diyor ki; “günlük 68 bin lira, yıllık 25 milyon lira para ödüyorsunuz, açıklama bekliyorum” diyor. Evet! “Yük Çemezö’nün At Çemezö’nün dehle gitsin!”