O DOKTORA SORUŞTURMA AÇILDI

Düzce Üniversitesi Hastanesi’nde 10-15 gün önce bir araştırma görevlisi bir meslektaşıyla ciddi bir sorun yaşıyor. Tıp Fakültesi yönetimi veya rektörlük, Mithat Can Atasoy hakkında ‘beyin cerrahisinde doktor’ bir soruşturma başlatıyor. Doçent Doktor Cengiz Tuncer, ehil bir hoca. Cengiz hoca da Düzce Üniversitesi Rektörü Nedim Sözbir’le beraber bu tıp fakültesinde vatandaşa hizmet noktasında, kaliteyi artırma noktasında bu iki insan büyük bir gayretle çalışıyor. Bir şeyleri düzeltmeye çalışıyorlar. Samimiyetlerini hiç tartışmıyorum, ancak beyin cerrahisinde Cengiz hocanın bölümünde böyle bir sorun yaşıyor. Vatandaş, bize WhatsApp İhbar Hattı’ndan ulaşıyor. Doktorla vatandaş arasında bir diyalog geçiyor. Karşındaki hastayı insani değerlerden farklı noktalara taşıyacak, sıkıntılı bir diyalog.  Kadın diyor ki; ‘Saatlerce bekledik, bekleyeceğiz mi?’ Doktor, ‘Lütfen bana muayene olun’ diye aşağılayıcı küçümseyici bir tavır halinde, hastayı rencide ediyor. Kadın bakıyor ki burada derman yok. Bolu'ya gidiyor, Bolu Abant İzzet Baysal Tıp Fakültesi'nde tedavisini olmak için gidiyor. Bunun gibi daha kaç kişi gitti. İşin başındakiler, ’işi nasıl düzeltiriz’ diye mücadele verirken, buradaki işin icra noktasındakiler, kendini beğenmiş, enaniyet duygusu içinde insanlara yaklaşıyorlar. Yazıklar olsun.

Adamın kendisinden başka, 7 sülalesi ‘Allah sizi doktorsuz bıraksın, Fethullah Gülen'in beddua seansına girmiş haber merkezimize. Mustafa Kemal'in güzel bir sözü var diyor ki; ‘Vatanını en çok seven, işini en iyi yapandır.’ Hipokrat yemini etmiş bir doktor. Hasta haceti var, derman istiyor, şifa bulmak istiyor. O insanları önce benim bildiğim dokunarak, gönlünü alarak, psikolojisini düzelterek tedaviye başlanır. Sana bu diplomayı nasıl verdiler Mithat Hoca? Ayıp ediyorsun. Daha kaç kişi arayacaksın, aramayın, ses kayıtlarını veririz sonra. Yasal hakkınız mı var? Adliye Fevzi Çakmak’ta. Ama bu insanlara hizmet edin, bu insanlar kimsenin egosunu, enaniyetini, megaloman halini çekecek halde değiller. Herkes haddini bilecek.

ŞEYMA KURT MESAİYE BAŞLADI, KASAPLARIN REKABETİ Mİ?

Selma Şeyma Kurt Düzce Belediyesi meclis üyesi, uzman bir çavuş arkadaşla evlenmiş. Allah ikballerini daim eylesin. Uzun zaman Düzce Belediyesi’ne katılmadı. Dün önceki günkü toplantıya da katılmadı. Biz de bunu konuştuk. İstifa söz konusu olunca Hasan Şengüloğlu İl Başkanı gene iddia ediyorum. ‘Sen istifa etme, biz idare ederiz.’ diyor. Önek diyorum, ‘öyle dedi’ demiyorum. ‘Uzman çavuşu başka bir yere göndeririz, oradan görevlendirme yaparız, buraya alırız. Biz sizi hallederiz, güç var elimizde. Ya da varken var sayarız yokken de var gibi gösteririz, bu işi düzeltiriz. Gittiğin uzak bir ilse, oradan gider gelirsin. Biz senin yol masrafını karşılarız.’  Niye bu kadar telaşe? Arka sırada yedekler var ya; belediye meclisinde… Birinci sırada Çağlar Yıkın var. Düzce'de güzel de bir esnaf. Bir Erkan Özkasap var, orada belediye meclis üyesi. ODTÜ mezunu. Özkasap, kasap dükkanı da var. Belediyenin iştiraklerine belediyeye, kamu kurumlarına meclis üyesi olduktan sonra et veriyor mu, vermiyor mu? Bu rekabette, rekabet mi olacak diye istenmiyor. Kafamda bir dünya sorular. Belediye meclis üyesi Özkasap, diğer olan Kasap’ı istemiyor mu? Acaba oradan mı bir şey var? Bunu da anlamış değiliz.  Bu ısrar niye? Bu hanımefendi diyelim ki Kütahya'da göreve başladı. Kütahya'dan buraya gelecek. Belediye meclis toplantısına katılacak, ayda bir. Düzce'de sahada ne var, tozu dumanı duygusu doğrusu talebi ne biliyor? Böyle bir Ali Nacip bir durum var.

BELTAŞ AĞIRALİOĞLU’NUN SEÇİM OFİSİ Mİ OLDU?

TOPAL’A İL BAŞKANLIĞI HAYIRLI OLSUN

Yavuz Ağıralioğlu İYİ Parti'den istifa etti. Yeni bir parti kurma üzerine çalışmalar başladı. Yavuz Ağıralioğlu'nu Düzce'de birkaç defa gördük. Ankara'da bizim Düzceliler temas kuruyordu. Bu Beltaş’ta Muhammed Doğan Kaya diye bir arkadaşımız var. Aynı zamanda Zübeyir Yiğit diye bir arkadaşımız daha var Beltaş Genel Müdürü. Bir iddia şu ki; Beltaş'ın Genel Müdürlük makamı veya oradaki etki, Yavuz Ağıralioğlu’nun kuracağı il yönetiminin seçim bürosu gibi çalışmalar başladı. Ticaret Odası Meclis Üyesi Metin Topal'ın da il başkanı olup olmayacağı konuşuluyor. Şimdi işin sonunda şu var; Beltaş Düzce Belediyesi'nin bir iştiraki ve güzel de hizmetleri olan bir kurum. Burada siyaset AK Parti için bir siyaset olsa anlayabiliriz. Çünkü belediye AK Partili. Yavuz Bey’in kuracak olduğu partinin bütün stratejisi seçim ofisi gibi burada kullanılıyorsa, uygun bir şey değil. Makamlar, mevkiler, yetkiler, imkanlar veriliyor. Bunlar neye veriliyor? Riyaset makamı, Faruk Özlü'nün belediyede veya toplumda hizmetlerinin anlatılması adına. Burada iki soru işareti çıkar. Ağıralioğlu belediye şirketinin ofisini, çalışma ofisi gibi kullanılıyorsa, Faruk Özlü tarafından biliniyor mu? Bildiğimiz bir şey var, özleştirilir. ‘Riyaset makamında senin evinde, cemaat kuruluyorsa sen bu cemaatin neresindesin?’ derler.

DÜZCELİ BU YOLUN ARKASINDA OLMALI

CEDİDİYE SULTANAHMET GİBİ OLDU

Faruk Özlü demişken; Düzce Dağı çıktı gündeme. Eskiden Bolu il sınırlarındaydı. Düzce il sınırları içine geldi. Düzce Dağı oldu. Kim emeği verdiyse bizim Güzeldere'den itibaren Abant’a yol açılıyor. Tanju Özcan Bolu Belediye Başkanı, ne yer ne içer bilinmez, ama geliyor diyor ki; ‘İş makinelerini yıkarım, ağaçlar kesiliyor.’ Amaç üzüm yemek değil bağcı kovmak. Güzeldere’den Abant’a bir yol bağlantısı olduğu zaman, Abant yolundaki Bolu tarafından gelen esnafın hali ne olacak? MHP'li belediye başkanı da ona bir açıklama yapmış. Diyor ki; ‘Konum atayım da Bolu'ya gel.’ Bolu’yla uğraş sen, Bolu belediye başkanı mısın, eyalet valisi misin? İçimizdeki İngilizler hesabı. Biz Faruk Özlü’yü veya AK Parti'yi severiz, sevmeyiz, destekleriz, desteklemeyiz. Ancak Faruk Özlü, Düzce vilayet olduktan sonra Necmi Hoşver’in bıraktığı yerden, Düzce'nin yıllardan beri kanayan yarası olan bu bölgelerle yol işinde bir adım atmış. Bu işin takipçisi olmuş. Burada Faruk Özlü bir mücadele veriyor. Peki, size ne oluyor?

Düzce Dağı tartışması olsa ne olur diyorlar. İşin doğrusu şu; Düzce'den Abant'a yol açılıyor. Bu güzergahtaki bu konumdaki her yer değerlendirecek. Buna da değer katan Faruk özlü ve bu işe emeği geçen her kimse. Sıkıntı ne? Tanju Özcan bağırıyor, yırtılsın ikiye, ayrılsın sıkıntı yok ki. Ama bizim sıkıntımız ne? Kalıcı bir eser bırakılıyor. Bugün Cedidiye Cami'nin önü Sultanahmet Meydanı gibi olmuş. O minareler muhteşem olmuş. Bunlar eser bunlar bir imza. Sen Faruk Özlü’yü çok övüyorsun. Şu programda hem övüyorum hem eleştiriyorum. Allah bile insanları değerlendirirken bir günahına bakıyor bir sevabına bakıyor. Toplum adına, Düzce adına yaptıklarına baktığınız zaman Faruk Özlü

Düzce için güzel şeyler yapıyor ve arkasındayız. Abant’a açılan yolun arkasındayız. Düzceliyim diyen, Düzce sevdalısıyım diyen bu memleketi çok seviyorum diyen herkes de bu işin arkasında olmalı, karşısında olanlar gitsin Bolu'ya.

PROGRAMIN TAMAMI İÇİN TIKLAYIN;