CUMHURBAŞKANI’NA FINDIK VERİYOR AMA FİYAT NE OLACAK?
Sosyal medyada Düzce Milletvekili AK Parti Kadın Kolları Genel Başkanı Ayşe Keşir’in bir fotoğrafı var. Sayın Cumhurbaşkanına, yeşil fındık hediye ediyorlar. Afiyet şeker olsun, ama işte fiyat ne olacak? Sıkıntı bu. Öngörüm şu; Ferrero diye bir firma var. Türkiye'de fındığın ağ paşası. Buna kimse dokunmuyor, dokunan yanıyor. Türkiye'deki bütün fındık stratejisini, fiyatlandırmasını, ekimini, dikimini, gelişmesini, ilacını tamamen kontrol altına almış durumdalar. Odessa'ya veya dünyanın farklı yerlerine fındık ekmeye başladı. Bu firma ne yapıyor biliyor musunuz? 100-200 tane fındık ticareti yapan esnaf belirliyor. Bu firma istediği kadar, istediğinden fındık alıyor ve milleti birbirine kırdırıyor. Ferrero haricinde fiyat veren esnaf, piyasadan fındık alamıyor. Ton başına 10 lira gibi yüksek fiyat alıyorlar. Tekelleşiyor fındık ticareti, tekelleşiyor. Öyle bir yapı ki aklınız hayaliniz durur. Ayşe Hanım Sayın cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a fındığı hediye etti, ama fındığın fiyatı ne olacak? Önümüzdeki günlerde açıklanacak diyorlar. İşçinin fiyatı belli, dayı başları denilen bir müessese var. İstismarcı, simsar denilen müessese… Bu işçileri buluyor, getiriyor, komisyon alıyor. Bu fındıktan herkes kazanıyor, fındıkçı kazanamıyor. Ferrero denilen bu yapı, mutlak ve mutlak bir değerlendirmeli. Bu yapı hakkında Ayşe Hanım veya Düzce milletvekillerinin bir yaptırımı, bir söylemi geçerli olur mu? Söz konusu bile olmaz. Çünkü yapı çok kuvvetli. Üretici teslim edilmiş, Ferrero’ya kurban edilmiş. Toprak Mahsulleri Ofisi fındık alıyor. Fındığı almamak üzere alıyor.
Ayşe Hanım'dan çok beklentiler var. Cumhurbaşkanıyla her gün görüşüyor, Kuzeybatı çevre yolundan tutun, Düzce'nin birçok sorununa kadar söylenebilir. Fındık için ne dediğini bilmiyoruz, ancak bu fındıkçının kaderi Düzce'nin derdi, Düzce'nin kaderi olur. Çünkü bütün ilçedeki ekonomik çark fındıktan dönüyor. Batı Karadeniz, bizim bu coğrafyanın fındığının tadıyla, kalitesiyle dünyada bir numara. Ama bizim fındığımız Giresun ölçeğinde değerleniyor, bizim fındığım Hamburg piyasasında fiyatlanıyor. Önemli bir ürün, ama beklenti çok hayat bulması mümkün değil. Ayşe Hanım'dan çok beklentimiz var.
AK PARTİLİLER O KÖYE NİYE GİTMİYOR?
Bostanlı Köyü’ne Talih Özcan geçtiğimiz günlerde gitti. Bostanlı Köyü’nde Ak Partili İl Genel Meclis Üyesi Sefa Uçar’ın fabrikasına o köyden doğalgaz geçiyor. Mücavir alana girmesi lazımmış. Mücavir alana girdikten sonra da doğalgaz olacak. Ölme eşeğim ölme. Nalbantoğlu mücavir alana girdi, ne oldu? Bu insanlara hizmeti zorlaştırmayalım, kolaylaştıralım. Ayşe Hanım Düzce en kirli ikinci il. Biz bunun en büyük etkisini kırmak için, köylerimizi ve o havzada bulunan yerleri doğalgaza çevirmemiz lazım. Bu konuyla ilgili bir çalışma yapsak, kanun hükmünde bir kararname çıksa bu şartlarda yaşayan, hava kirliği olan bölgelerde mahalle ve mücavir alana bakılmaksızın doğalgaz verilse. Niye olmuyor, niye istemiyoruz? Biz o güzel fotoğraflardan Sayın Cumhurbaşkanıyla kurulan o diyaloglardan biz neden faydalanamıyoruz? Ama işin sonunda geldiğimiz noktada Talih Özcan oraya gidiyor, CHP Milletvekili Sayın Özcan insanları dinliyor. Peki, AK Parti Milletvekili nerede? AK Parti'nin il başkanı nerede? Onlar da gitsin, o insanların içine. Tepki olurmuş. Kaçarak veya tepki olacak diye insanlarla iletişim kurmadan çözülebilir mi? Bostancı Köyü ve diğer köyler akıntıya kürek çekiyor. En son gelir devlet kaldırır hepsini. Durdurur işi devam eder. Eylem yapsanız ne olacak? Çünkü derdinizle dertlenen yok ki. Çözüm üreten yok ki. Biz oraya niye gitmiyoruz? AK Parti İl Başkanı Ak Parti Milletvekilleri orada insanlara gidip niye dinlemiyor? Ne kadar acı bir durum. Düzce’nin düştüğü durum. Ondan sonra Sayın Recep Tayyip Erdoğan'la fotoğraf verin, selamını getirdik. Memleket sıkıntıda, ama bize bu selamlar, fotoğraflar, iletişimler, görüntüler bize ne katıyor, ona bakmak lazım. Fındıkçıyı bu enflasyonun altında ezdirmeyeceğiz. Beklentisi yüksek olanlar, mutsuz olur. Kimse fazla bir şey beklemez. Her şey güzel ama bu güzelliklerin Düzce'ye içtimai, ekonomik, yaşam kalitesi anlamında yansıması lazım.
AKÇAKOCA TÜRKİYE’NİN EN BORÇLU BELEDİYESİ
Akçakoca birinci oldu, Türkiye'nin en borçlu belediyesi oldu. Kişi başına düşen borç 14 bin lira. Akçakoca ne hale geldi? SGK borcunda da nüfusa göre Türkiye şampiyonu. Hani ‘at çömezin, yük çömezin, vur sırtına gitsin’ diyor ya bir atasözü. Büyükşehirler, birçok belediye iktidar kaybedince SGK borçları direkt yukarıdan kesilecek. Muhalefetin lideri de dedi ki ‘Faizleri silin anaparayı İller Bankası'ndaki gelirlerden kesin.’ Memleket nasıl yönetiliyor? Akçakoca'da müfettiş var, 15 ayrı maddede teftiş yapılıyor. İmar konuları var, birçok konu var. Buna rağmen o kadar yer satıldı, bu kadar İller Bankası’ndan para alındı. Bu kadar krediler çekildi. SGK ve belediye borçlarında bu ilçe şampiyon. Memleket ne kadar rezil bir şekilde idare edilmiş. Cumhur ittifakı belediyesi diye kimse buraya dokunmadı, kimse müdahale etmedi. Ne oldu? Gene kar muhabbetin zarar hazinenin. Türkiye yeniden yapılanmalı. Yerelden yapılanmalı. Hak ve adalet ölçüsü olmadığı sürece bu ülkede insanlar mutlu olamazlar.