70 SENE ÖNCEKİ BAYRAĞI YENİDEN DALGALANDIRIYOR

Hacı Hidayet Türkseven, Büyük Cami’nin karşısında, bundan 70 sene önce başladığı hac-umre organizasyonuna bir ara vermişti ve bunu da Mübarek Türkseven, Hacı Hidayet Türkseven’in torunu bayrağı yeniden dalgalandırdı. Hac-umre turları için eski yerinde Hacı Hidayet Turizm açıldı. Hayırlara vesile olsun.

NE KADAR CÖMERTSENİZ ALLAH’A O KADAR YAKINSINIZ

Dün güzel bir temel atma töreni vardı. Özhan Olcay, Pekintaş Yönetim Kurulu Başkanı Düzce'de yılan hikayesine dönen Turgut Özal Lisesi vardı. Turgut Özal Lisesi’nin olduğu yerde, bugün bir temel atma töreni oldu. Temel atma töreninde validesi Esin Olcay hanımefendinin ismiyle beraber yaklaşık 150 milyona yakın bir rakamda okul kompleksi ve spor salonu temeli atıldı. Sayın valimiz vardı, Düzce Belediyesi'nden kimse yoktu, dikkatimi çekti. Hasan Günden gelecekmiş herhalde, başkan son anda vazgeçmiş. Sayın Başsavcı, Emniyet Müdürü, yeni gelen İl Jandarma Alay Komutanı ve devlet ricali vardı. Orada bir hukuk gelişti, tebrik ettim Özhan Bey’i. Şunu dedim; “Allah herkese vermeyi nasip etmez, herkese kazanmayı nasip eder, ama herkese vermeyi nasip etmez.” Cömertlik Allah'ın sıfatlarından, Allah'ın vasıflarından bir tanesi. Biz Allah'ın kuluyuz, ne kadar cömertsin Allah'a o kadar yakınsın. Allah her kuluna nasip etmez, imkanlar olur, ama vermeyi nasip etmez. Esin Olcay hanımefendinin hayırla dünyada sebep olduğu oğlu Özhan Olcay bu hayrı, bu cömertliği Allah ona nasip etmiş. 2025 yılında yani seneye Eylül’de inşallah bu memlekete hizmet edecek, yavrular oraya gidecek, eğitimlerini alacak. Allah sayılarını artırsın.

Kasım Aktaş, Düzce Cam’ın sahibi o da hayırlı bir iş yaptı. Bu iki isme, Allah bunlara vermiş. Allah'ın rızasında, kullarına hizmet ediyorlar. Devletle bir okul yapma protokolünü imzalayıp da Düzce'nin havasından, suyundan, coğrafyasından, emeğinden, işçiliğinden parasından faydalanıp da bu okulu yapmayan 2 firma var. Bizde bir söz var. Adam sözünden, at yularından tutulur. 2 tane Düzce'nin büyüklerinden. Çevreye zarar vermiş, bunun için bir okul sözü vermiş. Ey iki büyükler sizi nerenizden tutacağız? Kazanırken, imkanları kullanırken, imkanın cakası satarken iyi, ama iş paylaşıma gelirken Allah nasip etmiyor. Allah ona o muhabbeti vermemiş. Düzce'de Pekintaş sahibi Özhan Olcay gibi, Düzce Cam’ın sahibi Kasım Aktaş gibi, Düzce'de Akçakoca Orhan Özdemir Fen Lisesi’ni yapan aynı zamanda Cedidiye Cami’nin minarelerini yapan Burhan Özdemir gibi. Bu üçü mü var? Ya nerede bu Düzce'nin Organize Sanayi Bölgelerinin teşviklerinden binalar yapıp satan, kiralayan, 150 bin liraya alıp da, 3 milyona satanlar neredesiniz? Bu okullardan, bu eğitimlerden yetişecek olan nesiller, Düzce’ye katkı sağlayacak, korkmayın. Verdiğinizin belki misli misli geri dönecek. Düzce'nin Organize Sanayi bölgelerinde, Düzce'nin topraklarında tahsislerle birilerine imkanlarla, komisyonlarla zengin ettikleriniz ve zengin olanlar, bu memleketteki eğitim ve hayır noktasında neredesiniz? Düzce'nin birkaç tane daha okula ihtiyacı var. Oradan yetişecek bir tane filiz Düzce'nin, Türkiye'nin veya dünyanın belki kurtarıcısı olabilir. Cömertlik ve paranın yakışacağı insanlar var, bunlara da yakışmış. Ben buradan bu işe vesile olan Sayın Özhan Olcay'a çok teşekkür ediyorum. ‘Bu okulun spor kulüplerinde, diğer organizasyonlarında ben yaşadığım sürece kuracağım bir vakıf ve dernekle bu okulda yetişen neslin, Düzce'ye, insanlığa, millete, ümmete faydalı olsun diye hamisi olacağım.’ demiş. Allah inşallah Sayın Olcay'ın ailesinin, sevdiklerinin, kan bağının, gönül bağının olduklarının hamisi Allah olsun.

DAVUL DÜZCE’NİN BOYNUNDA TOKMAK BOLU’NUN ELİNDE

Sene 1999, Düzce depreminden sonra Düzce’nin vilayet olmasına karar veriliyor. Bir sınırlar çiziliyor, sınırlara baktığınızda bizim Bolu Dağı dediğimiz yer, Düzce'nin sınırlarının içinde. Davul bizim boynumuzda, tokmak başkasının elinde. Bolu bizden önce il olmuş, biz ilçesi olarak kalmışız. Ama dağ bizim, sınır bizim. Ama davul boynumuzda, tokmak başkasının elinde. Bunun farkına bir Faruk Özlü vardı. Düzce Dağı nasıl dermiş. Bolu dağını diyen adamlar, bunu hangi doğruyla dediyse Düzce Dağı denmesi de o kadar doğru. Buna Sakarya Dağı dememişler, Ankara Dağı dememişler. Bolu’nun sınırları içinde olduğu için, Bolu Dağı demişler. Düzce'nin sınırlarının içinde 1999'dan beri, kimse bu işe cesaret, akıl edip söylememiş. Faruk Özlü demiş ki ‘Burası Düzce Dağı’dır.’ Bu işe muhalif olanlar var. Bu ortada değil net, Düzce'nin sınırlarında olan her yer Düzce'nin dağıdır. TÜRSAB’ın organizasyonunda önceki dönem valimiz Zülkif Dağlı ile beraber Pürenli Yaylası’na çıktık. Pürenli Yaylası’nda bir propaganda başladı. Mudurnu'nun Taşkesti beldesininmiş. Vali bey konuşurken, biz görüntü çekerken, ikide bir bu pankartları çıkarıyorlar. Düzce'nin sınırları içinde. Yakınlık noktasında Düzce'ye yakın. Orman alanı olarak Bolu’nun bölgesinde. Sınır olarak Düzce'nin sınırları içinde. Burası Düzce'nin. Anlayış şu; ilçe statüsünden il statüsüne geçtikten sonra, bu bölüşüm de, bu paylaşım da olmamış. Pürenli Yaylası Düzce'nindir. Ne yaylasına sahip çıkmışlar bugüne kadar, ne dağına, ne bağına, ne yoluna. Sahip çıkan bir adam var, Faruk Özlü. Demiş ki ‘Burası Düzce Dağı’dır.’ Mudurnu'nun adamı, devletin valisinin yanına bir propaganda için pankartla geliyor. Düzce'nin insanı siyaset olsun diye, muhalefet olsun diye Faruk Özlü'nün dediği Düzce Dağı’nda muhalefet oluyor. Bu kafayla gidilirse, bizi duvara toslatır. Sayın Faruk Özlü’ye Düzce Dağı’nı söyleyecek vizyon, misyon ve duruştan dolayı tebrik ediyorum. Hesabı kitabı olanlar Düzce İl sınırına bir baksınlar dağa çıkarken. O dağ, Düzce Dağı’dır. Tartışma bitmiştir. Düzce Dağı’nın bu sınırlar belirlendikten sonra, idrakinde olmayan adamın ben Düzceliliğinden veya memleket sevgisinden şüphe ederim.

PROGRAMIN TAMAMI İÇİN TIKLAYIN;