Dünya dengeleri içinde Türkiye'ye baktığınızda, İngilizlerin tahakkümü altındaki sistemin içinde İngiliz Başbakanı Churchill diyor ki; ‘Türkler fazla dallanır, budaklanırsa budayın kurursa sulayın.’ Bugün bir fındık fiyatı açıkladı Tarım Orman Bakanlığı. TMO’nun fındık alma politikasını yıllardan beri biliyoruz. Giresun fındığı 132 lira civarında. Bizim bölgemizin fındığı da 130 lira. Bu fiyatı bir fındıkçı olarak sağımda ve solumda istişare ettim. Ne öldüren, ne de güldüren bir fiyat. 125 lira şu anda fındığın maliyeti. Bütün işlemini kendin yaparsan 100 lira. Bu millete reva görünen rakam. TMO'nun fındık alma politikası ve hazinedeki ekonomik durum ortaya konulduğu zaman, bu fındığı bu millet tüccara veya Ferrero denilen yapıya kaptırır.  Tekelleşmiş, fındıkçının 50 yıl ne yapacağına karar veren altyapıyı kurmuş, fındığın ağası ve paşası. Türkiye'de artık bu gücü nereden alıyor? O’nu da bilmiyoruz. İstediğinden fındık alıyor, istediğinden almıyor. İstediğinden istediği fiyatı alıyor, İngiliz stratejisi gibi milletten fındığı birbirine dövüştüre vuruştura alıyor. Fındığı kaç liradan alacak, diğerleri kaç liradan alacak? Onu bilmiyoruz. İklim şartlarının, fındığın randımanını bitirdiği gibi bu sene de yanacağız, kavrulacağız.

130 LİRA KABUL EDİLEMEZ, MİTİNGE DAVET EDİYOR

Akçakoca’da havuzda bir hanımefendiyle haşemayla giremezsiniz diye bir kural koymuşlardı. Yasal olarak gereğini yaptılar. Akşam saatlerinde Talih Özcan ‘130 liralık fındığı kabul etmiyoruz, miting yapacağız, arkamızda durun.’ dedi. Havuzla bunun şu alakası var? Havuzdaki hal için, biz de tabii tepki verdik, ama AK Parti İl Başkanı Sayın Hasan Şengüloğlu, Milletvekili Sayın Ayşe Keşir özel röportajlar verdiler. 130 lirayı bu millete açıklayacak bir şeyler yapın. Millet mutlu olsun, memnun olsun. Ayşe Keşir hanımefendi Düzce'nin medarı iftarı, AK Parti Kadın Kolları Genel Başkanı fındıkla ilgili bir açıklama yapmalı. Genç dinamik Hasan Şengüloğlu da bir açıklama yapmalı. Siyasi anlamda devlet gücünü kullanarak, o gücün altında bir şeyler söylemek kolay. Perşembe günü Sayın Hasan Şengüloğlu ile beraber AK Parti Milletvekili Ercan Öztürk Bostanlık köyüne gittiler. Hani AK Partili İl Genel Meclis Üyesi Sefa Uçar'ın babasının fabrikasına özel doğalgaz hattı çekiliyordu. Bir ihtilaf olduğunda gitmemişler, buradan söyleyince mi gidilecek?

BU ESTANTENENİN HİZMET OLARAK YANSIMASINI DİLİYORUZ

Geçen günlerde Ayşe Keşir’in samimi fotoğrafları yayınlanmıştı. Bu samimiyetin güzel Düzce'ye faydaları neler demiştim. Vatandaş sorsun. Bu fotoğrafların, bu muhabbetlerin Türkiye'nin her tarafına yatırım olarak AK Parti döneminde ciddi yatırımlar yapıldı. Düzce'ye ne yapıldığını ve bunların Düzce'ye nasıl yansıdığını vatandaş sorsun. Ben sormuyorum, eksik söyledim, eleştiri aldım. Birilerini üzdüm, kırdım, incittim. Nişan alır gibi baktılar bana. Ama ben bunu vatandaş adına yapıyorum. Ayşe Keşir’in fotoğrafları Düzce'ye hizmet olarak nasıl döndü? Bostanlık’a doğalgaz olarak mı döndü? Kuzeybatı çevre yolu olarak mı döndü? Bir hastane olarak mı döndü? Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi milletten para alırken, sıkıntıya sokarken, Bolu'ya giden Sakarya'ya giden vatandaşa karşı gerçekleşen hezimeti bitirmek olarak mı döndü? Dün yanınızdaki, bugün karşınıza geçmişse ‘Herkes eğri de, sen mi doğrusun?’ derler. İnsanların kendilerini yoklaması lazım. Özellikle siyasetçiler, sizinle gönül birliği yapan, can birliği yapan insanlar bugün sizden soğuduysa eksik o insanlarda değil sizde olmalı.

DÜZCE SİYASİ ÇÖPLÜK HALİNE GELDİ, PELTEK’İN DÜKKANINDA NELER OLDU?

Yeniden Refah Partisi'nin bir il başkanı var. Ne idiği belirsiz, nereden geldiği gölgesiz ne olduğu belli olmayan bir adam? Düzce’de köyü yok, mahallesi yok. İlk geldiği zaman kurucu başkanı egzozdan çıkardı, sonra Davut Güloğlu’nu 1,5 milyon para vereceğiz diye getirdi. Parayı da tam ödememiş 350 bin lira alacağı var adamın. Güloğlu, il genel, belediye meclis üyelerinden parayı tahsil etmeye geldi. Bu arkadaşın kuru temizleme dükkanında geçtiğimiz günlerde darp edildiği iddiası var. Sebebi de uygun olmayan bir insana, uygun olmayan şekilde bir insana arkadaşlık teklif etmesi. Olay ciddi bir olay. Adliyeye intikal etti mi bilmiyorum? Düzce'de siyasette nitelikli ve şahsiyetli insanlar olsun. Birinin eli yanar mangalda, birinin böyle bir mevzuları olur. Yeniden Refah Partisi İl Başkanı Musa Peltek’e buradan sesleniyorum; bizi sünnetçi korkusu gibi ‘mahkemeye veririz’ diye korkutuyorlar. Kuru temizlemede ne oldu? Kendinize ait değil ama orada netleşelim, başkasının üzerine. Çünkü kendinizin üzerine açamıyorsunuz. Nereden icranın geleceği belli değil, kimin çökeceği belli değil. Kendinizin üzerine olmayan, ama size ait olan bir kuru temizleme dükkanına gelenlerle aranda ne yaşadın? Bu adama itibar eden, Yeniden Refah Partisi Genel Merkezi’ne itibar eden bütün teşkilatı görevden aldı. ‘Beni istemeyenler bunu ayyuka’ çıkarıyor diye iddialarda bulunuyor. İhraç edecekmiş, ya sen dağdan geldin, bağdakini kovuyorsun. Düzce ile hiçbir alakan yok. Boşluğu bulmuşsun, Yeniden Refah Partisi'nin İl Başkanı olmuşsun. Davut Güloğlu'yla iş kurmuşsun. Bir dahaki dönem Davut Güloğlu burada milletvekili adayı olmak için geldi. Bu kadar haline rağmen, burada tutuyor seni. Evindeki eşyalarını da almışsın Davut Güloğlu'nun. Düzce'nin siyaseti nereye gidiyor? Burada kimin sorumluluğu var? Bunda AK Partili siyasetçilerin sorumluluğu yok mu? Davut Güloğlu veya bunun gibi siyasi kategoride yeri olmaması gereken adamların, sahada olmasında AK Partili siyasetçilerin etkisi yok mu? Bu adamlara bu insanlar niye teveccüh ediyor? Bu adamlar burada nasıl barınabilir? Düzce ne hale geldi? Siyasi bir çöplük haline geldi. Ben buradan iddia ediyorum, beni mahkemeye verebilirsin Musa Başkan. Adliye Fevzi Çakmak’ta. Dün dükkanına gelenler niye geldiler? Orada ne yaşandı? Tabii polise intikal etmedi diye biliyorum, yani resmi bir kayıtta olsa net söyleyeceğiz. Tokat Hayrettin Hazretleri var, ‘Edep yahu.’ diyor. Yeniden Refah Partisi Türkiye'de muhafazakar mütedeyyin milli görüşçülerin adresi olma noktasında, heyecan vermişti. Ama bunun gibi bir idareci, bunun gibi bir yapı ve dostu olmayan, düşmanı olmayan, davası olmayan sadece menfaati olan insanların getirdiği nokta, Düzce'yi çok kötü bir noktaya getirdi. İnşallah düzelir. Her şerrin içinde hayır, hayrın içinde şer vardır. Biz buna inanıyoruz.

Diğer taraftan bugünlerde artık fındık toplanmaya başladı. Bence 130 lira çok kötü de bir rakam değil, ama mutlu eden bir rakam da değil. Ancak beni sevsinler veya sevmesinler, gülümseyerek baksınlar nişan alır gibi baksınlar hiç umurumda değil. Fındıkçı köylüsü olarak ve Düzce'nin insanından biri olarak bu Toprak Mahsulleri Ofisi’nin gerek fındık alma politikasında, gerekse para ödeme noktasında siyasetçinin ve milletvekillerinin uyku uyumadan dertlenerek, bunu takip etmesini diliyorum. Geçtiğimiz yıllardaki gibi olmaz umarım. Biz de buradan bir şeyler söyleyip de, sizi mutsuz etmeyiz. Siz hep mutlu olun. Makamlar, mevkiler, yetkilerle, minnetlerle karşınızda eğilenlerle, sevenlerle mutlu olun. Biz mutsuz olmaya razıyız, ama millet mutlu olsun. Milleti mutlu edecek derde Allah sizi nasip etsin.

PROGRAMIN TAMAMI İÇİN TIKLAYIN;