Bugün, Düzce’ye nimet olanları konuşacağız. Düzce’nin konuştuğu idarecileri konuşacağız. Külfet olanları da bayramda bayramlık ağzımızı açacağız.

Düzce’nin bir valisi var. Makamında güçten ziyade millet için dertlenen bir valimiz var. Bugünlerde valiler kararnamesinde daha güzel bir yere gideceği noktasında bir söylenti var. Biz valimizi çok seviyoruz. Kalıyorsa burada kalsın gidiyorsa da onun orada yücelmesi Düzce’nin mutluluğu olur diye düşünüyorum. Allah, kendisini saadet ve hayırlı ömür versin.

Mehmet Hayri Şen diye genel sekreterimiz var. Yıllardır mülkiyede ve bürokraside çok güzel hizmetler yapmış güzel bir insandır. Bu da Düzce’nin nimetlerden bir idarecidir. İdarecilerin konuştuğu bir idarecidir. Mümkün mertebe siyaset ile bürokrasiyi, siyasi taleplerle devletin dengelerini çok güzel şekilde yürüten ve Düzce’de değer olan bir idarecidir.

Düzce Belediye Başkan Vekili Murat Aydın, uzun zamandır pek aktif değildi. Sayın Faruk Özlü, kendisini belediye başkan vekili olarak atadı. Gece gündüz mesai bitmiyor. Derdi olanların, gönlü olanların, millete karşı sevdası olanların düğünü gibidir hizmet. Makamlar da gelir gider ama bu tür idareciler, ortaya koyduğu irade ile memlekette tarih yazar. Murat Aydın’da son günlerde Düzce’de adından güzel bir şekilde bahsettiren bir isimdir.

Düzce Belediyesi Kültür Müdürü Burçin Sarıcan var. Göreve geldikten sonra kültür müdürlüğünün varlığı ortaya çıktı. Okullardaki organizasyonlar, insanlara hizmetler ve gençlere konser etkinleri gibi yaptıklarıyla Faruk Özlü’yü bir anda gençlerin en sevdiği başkanı ve kanaat önderi yaptırdı.

Başsavcımız var. Sayın başsavcımız da Anadolu insanıdır. Makam, mevki, kanun, yetki ve kural dahilinde hizmet ediyor. Adliyenin çehresini değiştirdi. İnsanlara karşı yaklaşımında devletin çelik bileği değil de kadife eli oldu. Gerek basınla iletişiminde gerekse de halkla iletişiminde ve halka hizmet noktasında bir takdir kazandı. Özellikle de uyuşturucuyla ilgili jandarmayla ve polisle olan iletişiminde bugünlerde güzel neticeler alınıyor.

Emniyet Müdürümüz geldi.  Yunus Emre Ünveren, dikkatimi çekti. Sayın valimizle birlikte fotoğraf çektirmişler. Fotoğrafa bakmıyor. Mehmet Ali Akkaplan vardı, daha önceden bilirsiniz. Düzce’nin gönlünde bir yeri var. Düzce’de doğmadı, Düzce’de büyümedi ama Düzceli olmuştu. Onla onu kıyaslamıyorum ama Yunus Emre müdürümüz de kesinlikle basına ve enformasyona çok değer veren bir noktadadır. Bilgilendirme kapsamında asayişlerde ve operasyonlarda, Düzce halkına yönelik polisin ne yaptığını samimiyetle anlatıyor. Düzce’de son günlerde konuşulan isimlerden oldu.

Cengiz Tuncer, belediye başkan yardımcısıydı. Türkiye’deki sayılı beyin cerrahlarındandı. Düzce Üniversitesi Rektörü Sayın Nedim Sözbir’in yanına hem danışmanlık hem de ameliyatlarında Tıp Fakültesi’ni daha yukarıya çıkartabilmek anlamında güzel işler yapıyor. İnsanlığa sağlıkta sunulan kalitenin daha verimli olması için büyük bir mücadele içindedir. Bu mücadelede başhekiminden hemşerisine kadar tüm hastane çalışanları bir samimiyet içerisindedir. Samimiyeti ortaya çıkartabilmek ve mücadele etmek apayrı bir şeydir.

İl Sağlık Müdürü Yasin Yılmaz’a atom karınca diyoruz. Fakat siyasette, kalecinin kapandığı taraftardan gol yemesi gibi bir olay yaşadı. Fakat Yasin Müdür sağlık konusunda insanlarla dertlenip mücadele veren bir idarecidir.

Buradan baktığımızda hakikatten Düzce bu idarecileri konuşuyor. Bunun arkasını sıralayabiliriz. SGK müdürümüz de çok başarılı işler yapıyor. O da bir halk insanıdır. Makam ve mevki noktasında insanlara karşı çok hassasiyetle duran bir isimdir. Necmi Köroğlu’ndan bahsediyorum. Bu bürokratlar, Düzce’de insanlara faydalı olabilmek için gece gündüz mücadele verip fedakârlık yapan isimlerdir.

Külfet olanlar da var. Bayramlık ağzımı ben bayramda açacağım. Bayramda iki tane çok önemli konu var. Bunları bayramda anlatacağız. Düzce bürokrasisinde külfet olup fuzuli duranlar var. Makamları işgal edenler var. Düzce’nin gerçek anlamda bir yeniliğe ihtiyacı var. Yani neticede tek başlılıkla tek sözlülükle aynı duyguya gelirsek Düzce’yi biraz daha ileriye getirebiliriz.

Dünya’da yapılan tarım araştırmalarında Düzce’nin toprağı 30 metreye kadar verimlilik aşamasında dünyada ikinci sırada olan bir coğrafyada yaşıyoruz. Buraları sanayi siteleriyle ve organize sanayileriyle doldurup heba ediyoruz. Bunlar da bugünün dipnotu olsun. Ne olursa olsun insanlar, makine ve teknolojiden uzak kalabiliyor. Fakat sabah, öğle ve akşam üç öğün yemek yemek zorundalar. Düzce’de yenilikle ve değişimle beraber yeniden bunların gözden geçirilmesi lazımdır.

Mübarek arife gününe yavaş yavaş yaklaşıyoruz. Bayramlık ağzımı bayramda açacağım. Külfet olanları ve bu konuları da o zaman anlatacağım. İltifat, muhalefete tabiymiş. Bunlara iltifat ediliyor ki muhalefetleri var. Diğer konuda külfet olanları da usulüne uygun  RTÜK’ün verdiği ve adliyeye gitmeyecek şekilde makamından beslenip oralardan beslenenleri önümüzdeki günlerde anlatacağım.

Programın tamamını linkten takip edebilirsiniz