Ziraat Odası Başkanı, Başkan Yardımcısı bir de muhasip üyenin gelen müfettişin Düzce Cumhuriyet Başsavcılığı’na vermiş olduğu rapora göre; Ziraat Odası Birliği Başkanlığı’ndan Ankara'dan görevden alındığına, haklarında görevi kötüye kullanma ve zimmet iddiasıyla dava açılması için işlem başlatıldığı haberi Düzce'ye bomba gibi düştü.

DOKTOR BU SANA YAKIŞTI MI?

Ziraat Odası ne avantajı var, ne dezavantajı var? Bizim gündemimizde ne kadar var? Memleket ziraatla, tarımla düzelebilir. Ziraat, tarım, turizmle ayağa kalkabilecek bir coğrafyada yaşıyoruz. Yıllardan beri bu başkan görevde, ama nasıl görevde? Çok enteresan şeyler var. Mesela Konuralp’te

doktorluk yapan bir vatandaş, ismi Aydın Işık, doktor bu tarımla hiçbir alakası yok. Yayakbaşı Köyü’nden delege olmuş. Delege olduğun, yönetime girdiğin zaman, ziraat odalarında silah ruhsatı hakkın doğuyor. En çok da bunun için istiyorlar. 2023’ün Ocak ayında bir muhtar, Düzce Seçim Kurulu Başkanlığı’na dilekçe veriyor. Diyor ki “Mesela Mecit Dalkes, Küçük Ahmetler Köyü Muhtarı, Abdurrahman Hançer isimli bir vatandaş, köyümüzde bulunmuyor. Aynı kişinin köyümüzde bir taşınmazı da yok. Çiftçilikle de iştigal etmiyor, ziraat odası delegesi olarak, köyümüzden Küçük Ahmet Köyü’nden seçilmiş, buna itiraz ediyoruz.”

Oktay Ardınç, Samandere Köyü Muhtarı, “Ahmet Zabunoğlu bu köyde bizim işimiz yok, taşınmazı da yok.” diyor. Köy de dilekçe vermiş. Aynı zamanda Fatih Tezcan Bataklık Köyü Muhtarı diyor ki “Murat Gürgen köyümüzde ikamet etmiyor, aynı kişinin köyümüzde taşınmazı yoktur, ama Ziraat Odası Köy delegesi olarak seçilmiş, gönderilmiş.” Muhtarlar tam da uyanamamış tabii işe. Ziraat odasının delegasyon seçilmesi için, üyeler için sabah saat 8’de sandık kurulur akşam 5'te kapanır. Üyelerin oy kullanması lazım. O köyle hiçbir alakası yok. O mahalleyle hiçbir alakası yok. Mesela Aybaşı Köyü Muhtarı Yaşar Çengel, Burhaniye Mahallesi’nin delegesi; oğlu Ömer Çengel de Ağa Mahallesi’nin delegesi, ama bunların ikameti Aybaşı Köyü’nde.  İşin mahiyeti ortaya çıktıkça, iktidar olabilmek için seçimin içindeki bütün entrikalar çevrilmiş. Peki, her üye delege olamaz mı? Olabilir. Ama yasa diyor ki; ‘O köyden olacak, çiftçiliği de orada yapacak. Diyelim ki Samandere Köyü’nden bir adam, Düverdüzü Köyü’nden delegasyon olmuş. Burhaniye Mahallesi’nden bir adam gitmiş, tabiri caizse Çiftlik Köyü’nden delegasyon yapılmış. Muhtarlar da bu işe pek ehemmiyet vermemiş. Çünkü Ziraat Odası’nda çok ciddi bütçeler var. Çok ciddi imkanlar var. Ziraat Odası hakikaten sadece doğrudan gelir desteği, paralarıyla aidat alan bir kurumdan ziyade, birçok aktivasyonu olan bir yer. Paranın çok döndüğü bir yer ve bu paraya hükmetmek için, kontrol etmek için seçimdeki boşluklar kullanılmış.

SİLAH RUHSATI ALMAK İÇİN…

Sadece Ziraat Odası mı? Esnaf Odası ne işe yarıyor? Ticaret erbabına, esnaf erbabına bu ne katkı sağlıyor? Bütün paralar ödeniyor, altında arabalar, bir aşağı, bir yukarıya kendi arabalarını garajda tutup, odaların arabalarıyla, imkanlarıyla sefa sürüyorlar. Ziraat odasının çiftçiye faydası ne? Tavuk satmaktan, ilaç satmaktan başka veya böyle silahı bellerine almaktan başka ne işe yarıyor? Hangi çiftçinin üretimine katkısı var? Esnaf Odası Başkanı veya bu böyle çok gerekli olmayan odaların katkısı ne? Kredi faizleri artmış da geri mi düşürmüş? Yörük malıyla kurban kesenlere, bu memlekette alkış tutuluyor. Türkiye'de yeniden bir yapılanma lazım. Bu odalar, sendikalar, bunların hepsinin topluma fayda sağlaması gerekir. Attığınız taş, ürküttüğünüz kurbağaya değecek. Ne faydası var? Bu tür oda başkanları yasal müeyyide ortada gidiyor. Valilikten silah ruhsatı alıyorlar. Birileri beline, silah takacak. Millete caka satacak. Doktorun, çiftçilikle ne alakası var? Bu yakışır mı bir doktora? Aydın Hoca sana yakışır mı? Çiftçilik belgesiyle beraber belki üzerinde birkaç yer var. Hiç olmadığı halde Yayakbaşı Köyü’nden delege olmuş

SAHİLLERDE YIKIM BAŞLADI

Türkiye'de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından başlayan kıyı kanununa muhalif olan tüm Türkiye genelinde bir yıkım başladı. Bugün Bodrum'da 50 milyon değerinde aşağı yukarı bir restoran yıkıldı, yıkılıyor. Belediyeler, Çevre Şehircilik Bakanlığı sahillerde kıyı kanununa muhalefet. Türkiye'de iki tane sıkıntılı bir iş var. Sit alanları, belediyelerin başında sit alanlarındaki imar, bir de kıyı kanunu. Şimdi Akçakoca'da da bu var. İlçe başkanı ayrı bir telden çalıyor. Belediye Başkanı, ‘Valinin, devletin verdiği emri yerine getireceğim.” diyor. İlçe başkanı diyor ki “Benim kudretim var, ben bunu durdururum.” Vali Bey bu konuda bir taviz vermiyor. Dediğiniz gibi alt alta, üst üste koyduğunuzda, devletin sadece Akçakoca değil, tüm üç tarafımız denizlerle çevrili, kıyı kanununa muhalif olan her yeri yıkın diyorlar. 1 Ekim'e kadar kalsın deniyor, ama devlet öyle demiyor. ‘Sahilleri vatandaşa açın.’ diyor.

FİKRET ALBAYRAK’I GÜNAH KEÇİSİ YAPMANIN ALEMİ NE?

Ben edindiğim bilgiye göre bu sene Akçakoca'da sahiller bedava. Şezlongunu, şemsiyesini alsın vatandaş, sahiller vatandaşa bedava. Akçakoca Belediyesi de bu konuyla ilgili Sahil İşletme Şefliği kurmuş. Çalışmalar devam ediyor. Gözünüz aydın, gözümüz aydın. Bunun kendine özgü şeyi etki tepki kuralı var. Devlet aklıyla, devlet iradesiyle ortaya koyulan değerler millete hizmet etmeli. Belediyede devlet, kaymakamlık da devlet, valilik de devlet. AK Parti İlçe Başkanı benim bu işte kudretim var, gücüm var, ben bunu durdururum diye bu alanlarda yerleri olanlara umut veriyor. Valilik ikinci bir genelge yayınlasın, ‘AK Parti ilçe başkanın veya siyasetin iradesinde yıkılmasın.’ desin. Fikret Albayrağ’ı burada günah keçisi yapmaya gerek yok.

SİYASETİN ASALETİNİ ÖZCAN YAŞIYOR, YAŞATIYOR

Siyasetin ve hayatın okulu yok. Talih Özcan, seçilen belediye başkanlarını Kaynaşlı'da, Çilimli'de, Gölyaka'da birçok belediye başkanına hayırlı olsun ziyaretinde bulunuyor. İlçeleri tek tek dolaşıyor. Siyasi nezaket ve siyasi asaletin bir zuhurudur bu. Partinin haricinde, rakip olarak sahneye çıktığın, yenildiğin zaman siyaset olarak tebrik etmek asalettir. Bunu Talih Özcan yapıyor ve il teşkilatını da alıyor yanına. İl Teşkilatı bu işin idrakinde mi bilmiyoruz ama öğrenirler. Siyasi nezaket adına Düzce'deki birlik, muhabbet, hoşgörü adına fevkaladenin fevkinde bir gelişmedir. Bu arada diğer siyasi partilerin il başkanları, milletvekilleri de bu hoşgörü zincirine bir halka daha taktıkları zaman Düzce'de daha güzel şeyler olabilir.

PROGRAMIN TAMAMI İÇİN TIKLAYIN;