“Biz buralarda yorumlar yaparken, yorumlardan bahsederken bunun bir dönüşümü oluyor, yansıması oluyor. İnsanlarla ilgili bir şey yazdığımız ve söylediğimiz zaman, meselelerle ilgili bir şeyler söylediğimiz zaman bir hayli dönüşüm oluyor. Menfi veya müspet…Çok teşekkür ediyoruz bu etkileşimlerden dolayı. Ne var bugün? Gündemimizde iki tane konu var. Biri, dipnot diğeri ise asıl Yorumlu-Yorum… Nedir? Biliyorsunuz Pazartesi itibariyle okullar açıldı. Bir heyecan, yeni başlayanlar sınıf yeni, öğretmenler yeni, her şey güzel…
Bir okulda bir meseleden dolayı, bir öğretmeni aldılar başka okula verdiler. O oldu bu oldu. Yeni eğitim camiasıyla ilgili “müdür özel tuvalet yaptırdı” diye haber oldu. 3 sene önce tacizde bulunan öğretmen okula geldi. Şu oldu bu oldu… Bu haberleri arkadaşlarımız yaptı biz seyrettik. Ve akabinde Milli Eğitim Bakanı açıkladı, İl Milli Eğitim Müdürü de açıkladı; dediler ki ‘kaynak kitap noktasında Milli Eğitim gerekli kitapları gönderdi. Dışarıdan almayın.’
Şimdi Milli Eğitim Bakanı’na ulaşamıyorlar ama İl Milli Eğitim Müdürü sayın Tamer Kırbaç burada hedef oldu.
Kırtasiye lobisi… Bu nasıl bir lobi? Şöyle bir lobi: Okul için kıyafet alınacak “falan kurumla anlaştık oradan alın.” Bunun anlamı ne? Hayat zaten pahalı. 250 TL’ye alacak olduğumuz bir kıyafeti 750 TL’ye alıyoruz. Hani forma mecburiyeti yoktu. Kılık kıyafet serbestliği vardı. Niye bunu zorluyorsunuz? Efendim kaynak kitaplar yetersiz. Falan kırtasiyeyle anlaşma yaptık oradan alın. Adres gösteriliyor. Paranın, menfaatin olduğu yerde itaat olmaz. İnsanlar menfaate bakar. Milli Eğitim Bakanı veya Milli Eğitim Müdürü’nü dinleyen olmaz. Falan kırtasiyeden kitaplar alınacak. Falan kıyafet yerinden kıyafetler alınacak. Hani serbestti okullarda kıyafet? Hani isteyen istediğini giyecekti nerde kaldı bu uygulama? Hani AK Parti ve muhafazakar kesim “Biz hükümeti kaybedersek yıllardan beri kazandıklarımız, verdiğimiz mücadele elimizde gider “diyor ya ne oldu okullardaki kılık kıyafet serbestliği? Birileri para kazanacak, birileri, komisyon alacak, birileri etiket yapacak diye milleti söğüşleyin. Olmaz böyle bir şey…
Geçen bir kitap için bir kırtasiyeyle muhatap olunmak zorunda kalındı. Bundan 20 gün önce 70 TL olan kitap, okullar açıldıktan sonra 130 TL. Ne oldu Türkiye’de 15-20 günde? Böyle fırsatçılık, böyle insafsızlık olur mu? Bunların gereği yapılmalı mı evet yapılmalı. Kim yapacak? Devlet yapacak. Gereğini yapacak. Bizde ifşa edeceğiz. Şimdi okullarda kılık kıyafet ve ek kitap konusunda lütfen duyarlı olalım. Öncü WhatsApp ihbar hattı açık. Bizim telefonlarımız açık. Diğer medyadaki arkadaşların telefonları açıktır mutlaka. Biz özellikle istiyoruz. Bir okulda adres noktasında eğer milleti adres noktasında gönderiyorsa o komisyon alıyor bu işten. Bu Net. Kıyafet serbesti hani. Milleti askeri nizamdan kurtardıydık hani. Niye millet formalarla, alt-üst kıyafetlerle aynı şekilde asker gibi geziyor? Bu muydu kazanım? Demek ki kaybetmişiz. Buna da siyaset bazen alet oluyor. İl Milli Eğitim Müdürü bu ve bunun gibi konularda dik durduğu için siyasetçiler de ayak oyununa getirmeye çalışıyorlar. Ben inanıyorum be biliyorum da bazı gerçekleri. Resmi mi atandı? Vekil mi atandı? Asaleten mi atandı? Nasıl atanırmış? Bunu nasıl aldıralım? Aldıralım diyen, uğraşan kim? Dert kimde? Buradan ne sonuç çıkacak ? Yani netice itibariyle bu millet zaten burnundan soluyor. Ekonomik olarak sıkıntı büyük. Bir de 250 TL’lik tişörtü 750 TL’ye satacaksınız. 70 TL’lik kitabı 150 TL’ye satacaksınız. Bunlara engel olmaya çalışan devletin de burada bir duruşu var ve bu duruşun arkasında durmaya çalışan İl Milli Eğitim Müdürü’nü farklı haberlerle farklı enformasyonlarla yemeye çalışacaksınız. İbreti alem için her şeyi konuşmanın vaktinin geldiğine inanıyorum ama bazen her şeyi konuşamıyorsunuz burada. Kimlerin nasıl uğraştığını biliyorum. Neden uğraştığını da biliyorum. Yani etki ve yetkisi olan insan milletin menfaatinin genel anlamda kullanılmasını irdelemesi veya bunun arkasında durması gerekirken birilerinin menfaatlenmesini sağlıyor. Sen de mi menfaat sağlıyorsun diye sorarlar adama…
Şimdi kira konusu. Dedik ya dipnotumuzda.
Biliyorsunuz Ahmet Kılıç (Kılıçlar Apartmanı var) Kılıçlar Apartmanı kirası 1300 TL. 3 bin -4 bin kira istiyorlar yerine göre. Telefon açıp neden böyle yaptın diye sorduk. Dedi ki:
Ben oğlumu getirecektim oraya. Peki madem oğlunu evlendireceksin 1300 TL’lik kirayı 3 bin TL çıkardığın zaman bunun evlilikle ne bağı var? Biz haberi iki gün önce yapmıştık. En son öğrendiğimize göre tadilat yapıyormuş. Tadilat da şu; binanın ortak kullanım alanı olan basamaklardaki ışıkla, televizyon seyrediyorsunuz ya uydu sistemi onu koparmışlar. Onu devreden çıkarmışlar. Tadilat bu. Kiracı buradan gitsin. 1500’lük kiracı buradan çıksın 4 binlik kiracı gelsin diye bir mücadele var. Şimdi bunu Ahmet Kılıç yapmış. Ahmet Kılıç’ın siyası bir önemi yok. Peki Ümit Yılmaz… Hani Düzce’nin ümidi dedik ya. Düzce milletvekili. Evet Cumhur İttifakı’nın ortağı. Biz Cumhur İttifakı’ndanız deyip insanlara anlatan Ümit Yılmaz. Kiracına ne dedin? Kontratının yenilenmesine üç ay kala ne dedin kiracıya. Dedin ki Ümit Bey: “Ben evi başkasına verdim siz kendinize ev arayın.” O kiracınız kaç liraya oturdu? Verecek olduğunuz kiracı kaç liraya oturacak? Hani Cumhur İttifakı’nda yüzde 25’di artış. Buna uyuyor musunuz? Uymuyor musunuz? Bunun da takipçisi olacağız. Çünkü bir musibet bin nasihatten evladır. Burada musibetler var nasihat haline gelecek hal var. Hem toplumun önünde siyaset yapmaya çalışacaksınız hem topluma örnek olmaya çalışacaksınız? Hem bu toplumdan maddi manevi içtimai kazanacaksınız. Tabiri caizse ‘yörük malıyla kurban keseceksiniz yörük ahalisine zulüm edeceksiniz” öyle mi? Öyle değil. Bu ekranlarda, bu milletin sesi var, nefesi var, sözü var. Biz burada bunları anlattıkça bunları söyledikçe bizi farklı şekillerde tehdit ediyorlar. Özeliyle, geneliyle, eksiğiyle, fazlasıyla… Tamam edebilirsiniz. Biz buradayız. Cadde boydan boya. Yok efendim biz bunu mahkemeye savcılığa vereceğiz diyorsanız Fevziçakmak Mahallesi’nde Düzce Adliyesi. Güzel de bir başsavcı var. Halktan ve haktan yana olan bir başsavcı. Ama en büyük hakem en büyük yargı milletindir. Mahkemede zaten Türk milletinin adına verir kararı. Onun için bizi küçük şeylerle korkutmayın. Korkutmaya da kalmayın. Memlekete en lazım olan rahmetli Erbakan hocamızın söylediği sözle mevzuyu kapatalım. “Önce ahlak ve maneviyat “ dedi hoca. Maalesef bu toplumun delisinde de, velisinde de, vekilinde de, ticaret adamında da, esnafında da (istisnalar kaideyi bozmaz) ne ahlak kalmış ne fazilet kalmış, ne maneviyat kalmış. Ahlaklı, faziletli maneviyatlı asırda; aslına asaletine yakışan, milletine yakışan, bu millete ahlak ve edebi anlatan bir neslin devamı olarak yaşayacağımız günlerde buluşmak üzere. Hoş çakalın, dostça kalın, Allah’a emanet olun.