Türkiye nüfusunun büyük bir bölümü geçim derdiyle boğuşuyor.  

Ekonomik dalgalanmalara bağlı olarak giderek artan hayat pahalılığı yüzünden vatandaş çarşı-pazara ayakları geri geri gidiyor. Kimileri ise temel ihtiyaçları dışında marketin kapısından girmiyor, tezgahları cep yakan pazara uğramıyor, kasabın ise önünden dahi geçmiyor.

Türkiye'de en düşük emekli maaşı ocak 2025 itibariyle 14 bin 469 TL oldu. Şimdi sadece emekli maaşı ile geçinmek zorunda olan bir aileyi düşünün, asgari ücretin çok altında bu rakamla geçinmek mümkün mü?

1991 yılında Süleyman Demirel hükümeti tarafından getirilen Erken Yaşta Emekliliğe, Türkiye sadece 8 yıl dayanabildi. 2023 yılındaki EYT düzenlemesi ile bu yük katlanarak arttı.

Çalışan ve emekli maaşlarına yönelik zam oranları henüz açıklanmadan aylar önce bir programa katılan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, emeklilere ‘umutlu olmayın’ mesajını açıkça vermişti. Şimşek, “2023’te muhalefetin popülist iteklemesi ile seçim sürecinde EYT hayata geçirildi. 2024’te yıllık maliyeti 724 milyar TL. Milli gelirin yüzde 2’sine yakın bir rakamdan bahsediyoruz.” diyerek 2025’te bütçe açığını milli gelire oranla yüzde 3’ün altına çekmeyi amaçladıklarını anlatmıştı.

Türkiye’de milyonlarca kişi açlık sınırının altında yaşıyor.

TÜRK-İŞ verilerine göre; şubat 2025’te açlık sınırı 23 bin 324 TL, yoksulluk sınırı ise 75 bin 973 TL olarak açıklandı.

Yani dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapılması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 23 bin 324 TL olmalı. Gıda harcaması ile birlikte buna giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalar eklendiğinde (yoksulluk sınırı) aylık kazanç en az 75 bin 973 TL olmalı.

Ancak Türkiye’de net asgari ücret, açlık sınırının da altında bir rakam olan 22 bin 104 TL.

Bu yüzden ay sonunu getiremeyenler ruhsal sıkıntılarla mücadele ediyor. Ödenemeyen borçlar ve beraberinde gelen ailevi sorunlar aile birliğini temelden sarsıyor.

Siyasetin gündemi baş döndüren şekilde değişse de vatandaşın değişmeyen gündemi geçim derdi…

Toplumda artan öfke patlamaları, kavgalar ve acı olayları tetikleyen önemli bir unsur da maddi sıkıntılar…

Bu yaraya merhem olması gerekenlerin açıklamaları ve ülkenin ekonomik durumundaki gidişat yüreklere su serpmiyor…

Geleceğe umutla bakamıyoruz… Ama bu mübarek günlerde duamız ortak; “Allah ülkemize yardım etsin.”