Artan maliyetler nedeniyle 2024 hasat sezonuna beli bükük bir şekilde başlayan fındık üreticilerini, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından açıklanan taban fiyatlar daha da çok zora soktu. İlçe ziyaretleri kapsamında gittiği Cumayeri’nde fındık üreticilerinin sorunlarını dinleyen CHP Düzce Milletvekili Talih Özcan da, Türkiye’nin stratejik ürünü olan fındık ve üreticisine sahip çıkılması gerektiğini vurguladı.
Fındık üreticilerinin beklentisinin altında açıklanan ürün rakamlarının maliyetleri bile karşılamadığını kaydeden Özcan, TMO’nun alım politikası ve 45 günlük ödeme takvimini de sert bir dille eleştirdi.
“Fındık üreticisinin ana sorunu açıklanan fiyatlar”
Öncü TV mikrofonuna konu ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Özcan, açıklanan fiyatların bölge üreticilerinin ana sorunlarından birisi haline geldiğini anlatarak “Bugün Cumayeri ilçesindeyiz, biliyorsunuz fındık sezonundayız. Biz de tatile girdik, ancak bu tatil süresince tüm ilçelerimizi ve halkımızı gezmek istiyoruz. Köylerimizi ziyaret etmek istiyoruz. Ben de bugün Cumayeri ilçesini seçtim. Ziyaret ettiğimiz yerlerde, halkın ana sorununun fındık olduğunu düşünüyorum. Yani Düzce'nin, Karadeniz'in, Batı Karadeniz'in ana sorunlarından biri fındık ve fındık fiyatları” diye konuştu.
“Fındık fiyatları 200 TL olmalıydı”
Meclis kürsüsünden fındık ile ilgili yaptığı konuşmalarda fiyatların 200 TL civarında olması gerektiğini söylediğini hatırlatan Özcan, “Hepinizin bildiği gibi, biz mecliste fındık fiyatları açıklanmadan iki ay önce, fındık fiyatının iki yüz lira olması gerektiğini söyledik. Hem basın açıklamalarında, hem de meclis konuşmalarımda bunu belirttim. Bugün de yerinde incelemeler yaptık, fiyatları sorduk. Kimse bu fiyattan memnun değil. Yüz otuz liralık taban fiyatından, kimse memnun değil. Halk zor durumda, çiftçi zor durumda. Hepinizin bildiği gibi, fındık zahmet isteyen bir üründür. Önce toprağını kazacak, ayıklamasını yapacak, budayacak, gübreleyecek ve en az üç defa gübre vereceksiniz. Bunun yanında ilaçlama yapmanız gerekecek. Girdi maliyetlerini, gübre ve mazot fiyatlarının ne durumda olduğunu, sizler de çok iyi biliyorsunuz” şeklinde konuştu.
“Artan maliyetler karşısında açıklanan fiyat üreticilere reva mı?”
Fındık üretiminde artan maliyetlere dikkat çeken Özcan, “Geçen yıl yirmi iki lira olan mazot fiyatı, bu sene 44 - 45 lira oldu. Yüzde yüz enflasyonla karşı karşıyayız. Verilen zam nedir? Geçen sene 81, 82 liraydı. Bu sene verilen yüz otuz lira taban fiyatı. Ancak şu anda fındık 70, 80, 90, en yüksek 105 liraya alınıyor. Bu çiftçiye reva mı? Bu taban fiyatı reva mı? Karadeniz bölgesini bu şekilde sınırlandırırsanız, en kıymetli fındık Akçakoca'da, bu bölgede, Düzce bölgesinde yetişiyor. Bu vatandaşın hakkını, hukukunu kim koruyacak? Biz kime soracağız bunu?” ifadelerini kullandı.
“TMO dönüm başına alım yapıyor… 45 günlük ödeme takvimi yanlış bir politika”
“Hükümet, bu politikaları belirledi ve 30 lira farkla 105 liraya alıyor. Aradaki farkı kim kapatacak?” Vatandaş mı kapatacak?” diye soran Özcan, TMO’nun alım politikalarını da sert bir dille eleştirdi. Özcan, açıklamalarına şu şekilde devam etti: “Bizi tüccara teslim ettiler, vatandaşın malı tüccara gidiyor. Tüccarın kulağında TMO'nun alımlarını nasıl yaptığını biliyoruz. 20 dönüm yeriniz varsa, sadece üçte biri kadar fındığınızı alıyor, geri kalanı almıyor. Biz şimdi Toprak Mahsulleri Ofisi'ne mi güvenelim, Fiskobirlik'e mi güvenelim, tüccara mı güvenelim? Nereye teslim olacağımızı biz bilmiyoruz, vatandaş bilmiyor. TMO alıyorsa alsın, ancak kırk beş gün sonra ödeyecek. Neden kırk beş gün sonra? Bu vatandaşın emeği var, alın teri var, düğünü var, cenazesi var, yatırımı var. Önceden aldığı borçları kapatması lazım. Fındığı teslim ettikten sonra, neden 45 gün beklesin? Bu yanlış bir politika.”
“Tüccara ve kartele teslim olduk”
Fındık üreticilerinin tüccara ve kartele teslim edildiğini ifade eden Özcan, şu görüşlere yer verdi:
“Yani tüccara ve kartellere teslim olduk. Ben Düzce'yi ve Karadeniz Bölgesi'ni böyle görüyorum. Dünyada 1 milyon ton fındık üretiliyor, bunun altı yüz elli bini Türkiye'de. Hamburg borsasında yıllık ihracatımız 2 milyar dolardı, 2023 yılı itibarıyla. Ancak fındık ekim alanları gün geçtikçe azalıyor. Eğer bu şekilde devam edersek, bu vatandaş fındık ekmekten vazgeçecek. Ekim alanları daralacak. 3 yıl, 5 yıl, ya da 10 yıl sonra fındık ithal eder duruma geleceğiz. Nasıl et, saman, süt, telefon, otomobil, mercimek, pamuk ithal ediyorsak, gelecekte de fındık ithal etmek zorunda kalacağız. Çünkü çiftçinin hak ettiği parayı vermezseniz, bu vatandaş kaçar ve fındık ekmez.”
“Üreticiler fındık üretimini terk ediyor”
Artan maliyetler ve düşük alım fiyatları politikaları karşısında üreticilerin fındık üretiminden vazgeçmeye başladığını aktaran Özcan, “Tarlalarını yarı yarıya ortakçılara veren çiftçiler, artık fındık üretiminden umudunu kesiyor. Doğudan, batıdan gelen kişilerle ortakçılık yaparak, tarlalarını onlara devrediyorlar. Vatandaş bu durumda ve bu insanları bu durumdan kim kurtaracak? Mevcut hükümet, fındık için belirlenen taban fiyatındaki farkı kapatmalı ve ciddi bir destek vermeli. 170 lira destekleme olur mu? 5 yıldır bu böyle gidiyor. Bin lira verilse bile yetmez. Girdi maliyetleri çok yükselmiş durumda. Enflasyon TÜİK'e göre yüzde 61, ancak halk sokakta yüzde 121 gibi hissediyor. Buna bir çözüm bulunması gerekiyor ve mevcut hükümetin bu konuda derhal adım atması lazım” ifadelerine yer verdi.
“Vatandaş yanıyor… Bu yangını birlikte söndürelim”
Son olarak fiyatlar ile ilgili iktidar partisi milletvekillerine seslenen Özcan, “Buradan tüm milletvekillerine sesleniyorum; yangın var! Gelin, arkadaşlar baksınlar, sokakta vatandaş ne konuşuyor? AK Parti İl Başkanı'na sesleniyorum; gelin, Akçakoca gibi fındık üretiminin yoğun olduğu yerlerde neler oluyor bir bakın, bir açıklama yapın. Diğer vekillere de sesleniyorum; gelin Düzce'nin geleceği ve fındıkla ilgili miting yapalım. Ben varım! Çözüm bulalım. Vatandaşımız yanıyor, bu yangını biz söndüreceğiz. Eğer biz söndürmezsek, oturarak siyaset olmaz. Sokağa inmemiz lazım, vatandaşla bütünleşmemiz lazım ve bu soruna çözüm bulmamız lazım. Ben, Düzce'nin vekili olarak halkın içinde olacağım ve bu sorunları yüksek sesle dillendireceğim. Vicdanı olan herkesin, işçinin, emekçinin, köylünün hakkının yenmesine karşı çıkması gerekiyor. 5 vakit namaz kılanlar, eğer vicdanları varsa, bu fiyatlar kabul edilemez. Gelin, bu yanlışlığı hep beraber düzeltelim. Tüm siyasi partilere sesleniyorum; Hep birlikte bu soruna bir çare bulmamız lazım. Bir muhalefet vekili olarak elimden gelen her şeyi yapmaya hazırım” açıklamalarında bulundu.
HABER: Savaş ARI
KAMERA: Liva Nur ÜNSAL – Tuğba AKSOY