Düzce Valiliği, Düzce Belediyesi ve Düzce Üniversitesi iş birliğinde düzenlenen Afet, Güvenlik ve İletişim Stratejileri Sempozyumunda konuşan Düzce Valisi Selçuk Aslan, Düzce’nin tüm kurumları ile birlikte olası afet ve riskleriyle hazır olduğunu söyledi. Vali Aslan, “Düzce olarak bizde ilimizin risk potansiyelini azaltma noktasında attığımız birçok adımla beraber depreme karşı birçok riskli yapıların ortadan kaldırılması, farklı afet zamanlarında hasar alan yapıların tamamının ortadan kaldırılması, sel, taşkın konularında derelerin ıslahı, yetersiz menfezlerin yenilenmesi gibi birçok risk azaltma adımımızın yanında hazırlık aşamasında da emek veriyoruz, ter döküyoruz” dedi.
Deprem ve sel kuşağında yer alan Düzce’de, olası afet ve risklere karşı alınan tedbir ile kurum içi eğitimler artarak devam ediyor. Düzce Valiliği, Düzce Belediyesi ile Düzce Üniversitesi ev sahipliğinde Düzce Üniversitesi Cumhuriyet Konferans salonunda, olası afet ve risklere karşı Afet, Güvenlik ve İletişim Stratejileri Sempozyumu düzenlendi.
Düzce Valisi Selçuk Aslan, Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nedim Sözbir, Düzce Belediye Başkan Yardımcısı Hasan Günden, kurum il müdürleri ve öğrencilerin katıldığı sempozyumda Düzce’de meydana gelebilecek afet ve risklere karşı alınan tedbirler konuşuldu.
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Düzce Valisi Selçuk Aslan, son yaşanan afetlerden Düzce’nin ders çıkarttığını hatırlattı. Özellikle 17 Ağustos Marmara ve 12 Kasım Düzce depremleri sonrasında Düzce’deki yapılaşmanın deprem yönetmenliğine göre yapıldığına dikkat çeken Vali Aslan, olası sel felaketlerine karşı da ilgili kurumların tedbirlerini arttırdığını söyledi.
“Akıllı insan yere düşmeden düşebileceği ihtimalini zihninde tartarak yol alır”
Olası afetlere karşı, hazırlıklı olmanın önemine vurgu yapan Vali Aslan, “Cennet yurdumuz Türkiye hepimizce malum olduğu üzere birçok farklı afetin riski ve tehdidi altında. İlimiz Düzce de bu risk ve tehditler konusunda ali değildir. Kamu yönetimi olarak bizler olası her türlü afete karşı gerek kamusal organizasyon olarak hazırlı olmak zorundayız. Gerekse de toplumumuzu bu risklere karşı kendilerini, yuvalarını ve bulundukları muhiti koruma noktasında hazır tutmak zorundayız. Bu hazırlıkta hiç şüphesiz ki iletişim stratejilerinden geçmekte, bu boyutla afet iletişimi bizler açısından bir tercih olmaktan çıkmakta bir zorunluluk haline gelmektedir. Akıllı insan yere düşmeden düşebileceği ihtimalini zihninde tartarak yol alır. Buradan hareketle afet yönetiminde olması gereken ilk adımda olası afetleri olası riskleri iyi ön görüp önlem almaktan geçmekte, yani risk azaltma dediğimiz ilk adımdan oluşmakta” açıklamalarında bulundu.
“Kitlesel anlamda umudumuzu tehdit eden afet türü muhakkak ki depremdir”
Vali Aslan konuşmasının devamında, afetlere karşı risklerin azaltılmasının dirençli yaşam alanları oluşturmaktan geçtiğinin altını çizerek, “Tüm Türkiye satında olduğu gibi ilimizde de ilk il risk azaltma planlarını hazırladık. Burada olası risklerimizi iyi tahmin ettik, olası riskleri ortadan kaldırma noktasında da tüm kurumlarımızla tam bir eş güdüm halinde çalışmaları yürütmekteyiz. Risk azaltmanın özü aslında her türlü afetlere karşı dirençli kentler dirençli yaşam alanları oluşturmaktan geçmektedir. Risk senaryolarımıza rağmen yeterli olamayacağımız hadiseler olacaktır, insanın aldığı tedbirlere rağmen yine afetlerle karşı karşıya kalacağımızda muhakkaktır. Kitlesel anlamda umudumuzu tehdit eden afet türü muhakkak ki depremdir. 100 yılın felaketi diye adlandırdığımız 6 Şubat depremleri başta olmak üzere son yıllarda yine sıklıkla gördüğümüz bir dayanışma içinde seferber olduğumuz sel afetleriyle de çok sık karşılaşıyoruz. Daha lokal düzeyde etkileri olmakla beraber son birkaç yılımız ciğerlerimiz dediğimiz ormanların yangınına şahitlik etmekle geçti. Heyelanlar, fırtınalar akla gelebilecek birçok afet türü, tüm bu afet türlerine karşı da risk azaltmadan sonra hazırlıklı olmalıyız. Toplumu olası afetlere karşı eğitmek zorundayız ve afetlerin 3. Basamağı olan müdahale süreçlerine yetkin bir şekilde hazırlıklı olmalıyız. Düzce olarak bizde ilimizin risk potansiyelini azaltma noktasında attığımız birçok adımla beraber depreme karşı birçok riskli yapıların ortadan kaldırılması, farklı afet zamanlarında hasar alan yapıların tamamının ortadan kaldırılması, sel, taşkın konularında derelerin ıslahı, yetersiz menfezlerin yenilenmesi gibi birçok risk azaltma adımımızın yanında hazırlık aşamasında da emek veriyoruz, ter döküyoruz. Bu nokta da aramızda bulunan Sivil Toplum Kuruluşlarımıza, kamu yönetimi içerisinde gönüllülük düzleminde bir araya gelip örgütlenen topluluklarımıza ben yürekten teşekkür etmek istiyorum. Rabbim bu milleti, bu vatanı her türlü afetten korusun niyazımla beraber kendi gerçeğim olan sürekli bu konunun uzmanlarının ifade ettiği beklenen büyük Marmara depremi ya da Kuzey Anadolu fay hatlarının kırılmayan hatlarının yeniden kırılması gibi gerçeklerde özellikle ekonomik başkentimiz diye adlandırdığımız İstanbul merkezli olası bir afette ilk müdahale vilayeti olacağımız düşüncesinden ve hakikatinden hareketle kendi ihtiyacımız üzerinde hazırlıklara yöneliyoruz” ifadelerine yer verdi.
“Fizik kurallarına meydan okurcasına yüreğimizi koyuyoruz”
Cumhuriyetin 100’üncü yaşında 100 bin arama kurtarma personeli yetiştirilmesi projesi hakkında bilgi veren Aslan, “İçişleri Bakanlığımız afat başkanlığımızın Cumhuriyetin 100’üncü yılında 100.000 arama kurtarma personeli yetiştirilmesi projesi çerçevesinde adeta milli bir seferberlik çünkü 6 Şubat ağır bir dersler bıraktı bizde. Afet yönetiminde son aşama iyileştirme aşaması diye ifade edilir. Müdahale ve iyileştirme konusunda bu vatanın evlatları çok, çok, çok iyi çünkü savaşlar gibi afetlerde başımıza geldiğinde bir toplumun bir milletin özellikle bizim milletimizin kenetlenmesi sonucunu doğurmakta. 7’den 70’e memleket, mezhep fark etmeksizin kenetlenmeyi başararak, yüreğimizi ortaya koyarak adeta fizik kurallarına meydan okurcasına yüreğimizi koyuyoruz. İnşallah bu yüreğimizi ortaya koymamız şark toplumlarının genel hastalığı diye adlandırılan kadercilik noktasında risk azaltma konusunda da hem tam yönetimini çok daha hızlı kılar hem de toplumdaki afetlere hazırlık bilincine de katkı sunar” şeklinde açıklamalarını sonlandırdı.
“Afet yönetimindeki en önemli unsur iletişimdir”
Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nedim Sözbir, afet yönetiminde iletişimin önemini vurgulayarak, “Ülkemizin sık sık afetlerle karşı karşıya kaldığını görüyoruz. Üniversitemizin ev sahipliği yapmasından çok memnunum. Afetlerde başarılı bir afet yönetimi oluşturmak için sağlıklı ve doğru iletişimi sağlamak çok önemli. Toplumsal psikolojinin düzeltilmesi, paniğe engel olunması açısından hayati öneme sahip. Afetler ortaya çıkmadan önce tehlikeyi bertaraf etmek afet yönetiminin en önemli aşaması. Afet yönetiminde temel amaç süreci en az hasarla atlatmaktır. Doğru kurulmuş iletişim, toplumun daha az hasar almasına ve iyileşmesine katkı sağlayabilir. Afet yönetimi iş birliği ve koordinasyon gerçekleştiren şiddetle ele alınması gereken bir konu. Doğru bilginin yayılması iş birliğinin önemli olduğunu göstermektedir. 17 Ağustos ve 12 Kasım deprem tecrübelerini yaşayan Düzce bu deneyim ve bilgi birikimini birleştirerek kurulan Deprem Uygulama ve Araştırma Merkezi depremde zarar gören yapıların tespit yapılması ve değerlendirilmesi hususunda ülkemizin her noktasına yardımcı olmaktadır. Valiliğin koordinasyonunda gerçekleştirilen eğitimlere katılan DARK ekibi, AFAD’ın tüm programlarına da katılarak aktif çalışmalarda bulunmuştur” ifadelerine yer verdi.
“Düzce’nin en büyük gerçeği depremdir”
Düzce Belediyesi Başkan Yardımcısı Hasan Günden, Düzce’nin en büyük gerçeğinin deprem olduğunu vurgulayarak, “Afetler doğal nedenlerden kaynaklı olmak üzere günümüzde birçok beşeri davranışın sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bugün burada ülkemiz ve Düzce için büyük öneme sahip olan bu konuyu afet durumları karşısında nasıl bir tutum sergileyeceğimizi, kurumlar arası iletişimi nasıl sürdüreceğimizi konuşacağız. Afet iletişim stratejilerini 3 grupta incelememiz daha doğru olacak. Birinci aşaması afet öncesi, afet ve risk iletişimi ve afete hazırlık konusunda soruşturma. İkinci aşama afet anında yanıt iletişimi ve afete ilişkin toplumsal aktörlerin bilgilendirilmesi. Üçüncü aşama ise afet sonrası iyileşme ve toparlanma sürecinin yönetilmesi olarak değerlendirilebilir. Bu konuda Düzce Belediyesi olarak üzerimize düşen sorumlulukları ve bu toplantı sonucu ortaya çıkacak bize ait ne varsa tüm eylem planlarını belediye olarak yapmaya hazırız. Düzce’miz deprem haritaları üzerinde en kırmızı noktalı yerlerden birisidir. Ülkemizin ve şehrimizin en büyük gerçeği depremdir. Yine akarsu bakımından zengin olan şehrimiz yağış rejimlerinin değişmesi ve bitki örtüsünde yaşanan erozyon, son yıllarda sel afetlerini yaşamamıza neden olmuştur. AFAD başkanlığında ülkemiz genelinde afetlerde görülen zararı en az seviyeye indirmek amacıyla hazırlanan “İl Afet Risk Azaltma Planları” yani yerel kapsamda ilimizdeki tüm kurumlarla iş birliği yaparak düzenlenen toplantı ve çalıştayların tamamına katıldık. Bu toplantı ve çalıştayların sonucunda “İl Afet Risk Azaltma Planları” hazırlanmıştır. Bu planda da Düzce Belediyesinin sorumluluk alanına verilen her türlü eylemi hayata geçirmekteyiz” şeklinde konuştu.
“İtfaiyemiz bölgenin en güçlüsü”
Düzce Belediyesi’nin afetlere karşı yürütülen çalışmalarda üzerine düşen sorumlulukları yerine getirdiğini vurgulayan Günden, 9 Nisan 2023 tarihinde ilgili yönetmelikle yapılan değişiklik kapsamında belediye meclisimizle aldığımız karar doğrultusunda bu yıl Afet İşleri Müdürlüğümüzü resmen kurduk. En büyük sorumluluklarımızdan biri olan şehrimiz yapılaşmasında 1999 depremi sonucu yayınlanan 2000, 2007 ve en son yayınlanan 2018 yılı deprem yönetmeliğini harfiyen uyguluyoruz. Şehrimizin yapılaşmasında yaklaşık yüzde 75’i 1999 depremi sonrası yapılmış yeni binalardan oluşmaktadır. Afet anında müdahale gücümüzü son teknoloji sistemlerle elimizden geldiğince geliştirmeye devam ediyoruz. Şehrimizin büyük bölümü ormanlık alanlardan oluşuyor ayrıca farklı sektörlerde büyük sanayi tesislerine ev sahibi olmamız bizi harekete geçiren durumların başındadır. Kurumsal hafızamızı diri tutarak afetlerin nedenlerinden çok sonuçlarında üzücü manzaralar yaşamamak üzere gereken her düzenlemeleri yapıyoruz. Acil durumlara müdahalede en önemli teşkilatımız itfaiyemizi bölgenin en güçlüsü. Düzce’mizin her noktasına en fazla 7 dakikada ulaşabilecek seviyeye getirdik. 23 Kasım 2022’de bize 23 yıl sonra kendini hatırlatan deprem, şehrimize yıkımla sonuçlanan maddi hiçbir zarar meydana gelmedi. Bu sonuç kurum olarak yönetmeliklere uyduğumuzun bir göstergesidir. Azami yerinde ve yeterli önlem sayesinde afetlerin zararı engellenebilir. Ancak doğanın canlı olduğunu ve gelişim safhalarının devam ettiğini ve bu gelişimin bizim afet olarak nitelendirdiğimiz doğal olaylarla sağladığında unutmamamız gerekir. Bu doğal seleksiyonların yaşanması ve sonrasında izleyeceğimiz yolu tartışmak üzere bir araya geldiğimiz bu toplantı bizler için çok önemlidir. Düzce Belediyesi olarak bu bilinçle hareket ederek, kurumsal iş birliğini en önde tutarak afet durumunda vatandaşlarımızın ihtiyaç duyduğu her malzemeyi lojistik ve personel desteği ile en kısa sürede kendilerine ulaştırmak için her an hazır olduğumuzu belirtmek isterim” ifadelerini kullandı.