Ekonomi

“FINDIĞA HİÇBİR DÖNEM 4 DOLAR VERİLMEMİŞTİ”

Düzce Ticaret Borsası Başkanı Nurettin Karslıoğlu, fındık hasat sezonunda açıklanan taban fiyatlar, rekolte, işçi yevmiyeleri ve TMO’nun ürün alım politikalarına ilişkin merak edilen soruları düzenlediği basın toplantısında açıkladı. Karslıoğlu, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın açıkladığı ürün fiyatına geçen yıla oranla yüzde 60 zam yapıldığını belirterek, bu oranın karşılığının da 4 dolar olduğunu kaydetti.

Abone Ol

Düzce Ticaret Borsası Başkanı Nurettin Karslıoğlu, fındık hasat sezonunda açıklanan taban fiyatlar, rekolte, işçi yevmiyeleri ve TMO’nun ürün alım politikalarına ilişkin merak edilen soruları düzenlediği basın toplantısında açıkladı. Karslıoğlu, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın açıkladığı ürün fiyatına geçen yıla oranla yüzde 60 zam yapıldığını belirterek, bu oranın karşılığının da 4 dolar olduğunu kaydetti. TMO’nun fındık alım takvimini 19 Ağustos olarak açıklamasını üreticiyi rahatlattığını, ancak paraların üreticilere 45 gün sonra verilmesinin ise yanlış bir politika olduğunu dile getiren Karslıoğlu, “Çiftçi tarafından bakıyorum ve bu durumu doğru bulmuyorum. Ürünün tesliminden hemen sonra, iki hafta içinde ödeme yapılması doğru olur.” açıklamasında bulundu.

Düzce ve Karadeniz Bölgesi’nin en önemli gelir kalemlerinden olan Türkiye’nin stratejik ürünü fındık hasat sezonunda, bu yılda üreticiler umduğunu bulamadı. Artan maliyetler karşısında üreticilerin beli, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın açıkladığı ve beklentilerin altında kalan fındık taban fiyatı ile daha çok büküldü.

“Fındık taban fiyatları hiçbir dönem 4 dolar olarak açıklanmamıştı”

Türkiye’nin ihracatında önemli bir yere sahip olan fındık ile ilgili basın toplantısı düzenleyen Düzce Ticaret Borsası Başkanı Nurettin Karslıoğlu, açıklanan taban müdahale fiyatları ile ilgili, “Şimdi, devletin öngördüğü bir fiyata, az ya da çok demek bizim için doğru değil. Zaten bunu yapamayız. Ancak beklenen bir fiyat var; bu da yüz otuz lira net lavanta. Türkiye çapında geçen sezona göre değerlendirdiğimizde, yüzde altmış fark etmiş olup, kabuklu fındık ilk defa dört dolar seviyelerine çıkmış oluyor. Çünkü fındık fiyatları daha önce dört dolara, beş dolara ve hatta altı dolara kadar çıktı, ama bu yükselişler çok kısa dönemlerde oldu. Yani, fındığın başına çok büyük afetler geldiği dönemlerde, bu fiyatlara ulaşmıştı. Ancak ürünün bol olduğu bir zamanda, dört dolar seviyelerine hiç ulaşmamıştı. Bu durumu evet, böyle değerlendirebiliriz” dedi.

“TMO’nun alımları rekolte çalışmasıyla belirleniyor”

Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) alım politikasını, daha önceden yapılan rekolte araştırmalarına göre gerçekleştirdiğine dikkat çeken Karslıoğlu,  “Bu yıl TMO’nun belirlediği tarih erken ve çok olumlu. 12 Ağustos’ta randevu vermeye başlaması, 19 Ağustos’ta alımlara başlaması, üreticilerimiz açısından zamanlama olarak çok uygun ve doğru. Bu, biliyorsunuz tarım ilçe müdürlükleri ve tarım il müdürlüğüne bağlı olarak her yıl Türkiye’nin dört bir yanında, fındık bölgelerinde zamanında yapılan rekolte çalışmalarıyla belirleniyor. Tarım il müdürlükleri de bu verime göre ÇKS’ye uygunluk veriyor. Örneğin, bizim Düzce ilinden bahsedelim; merkezde hektara 125 kilo, yani on dönümde bin 250 gram alabiliyor. En yüksek verim ise Kilimli ilçesinde, hektara 177 kilo; yani on dönümde bin 770 kilo alabiliyor bir üretici. Bu durum, ilçe merkezinin verimine göre belirleniyor. Her ilçenin belirlenen hektar başına verim miktarı var. Örneğin, Yığılca ilçesinde bu miktar 158 kilo olarak belirlenmiş. TMO’nun alım ekibi, tarım il müdürlüğündeki ÇKS kaydına göre, bir hektardan kaç kilo alım yapacağını belirliyor. Örneğin, on hektarlık bir yerden iki ton ürün götürülürse, bu merkez ilçe için fazla sayılıyor. Ancak, Düzce merkezde yüz dönümlük bir yer varsa, 12 bin  500 kilo verebiliyor” diye konuştu.

“45 günlük ödeme takvimi üreticiyi mağdur ediyor”

TMO’nun 45 günlük ödeme takviminin fındık üreticilerini mağdur ettiğini söyleyen Krslıoğlu, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:

“Aslında, bu toplantının ana konusunun bu olması gerektiğini düşünüyorum. Yani benim için en önemli konu budur. Bizim bu konuda borsa ve Ulusal Fındık Konseyi olarak şöyle bir tepkimiz var: TMO’nun 2024 yılı kabuklu fındık alım şartnamesinde, sekizinci maddede, ödemeler ürün teslimini müteakip 45 gün içerisinde üreticinin hesabına geçecektir, diyor. Bu, çiftçi açısından çok yanlış bir durum. Çiftçi tarafından bakıyorum ve bu durumu doğru bulmuyorum. Ürünün tesliminden hemen sonra, iki hafta içinde ödeme yapılması doğru olur. Çünkü 45 günlük süre çok uzun. Eylül başında ürününü bitiren bir kişinin, Ekim ortasına kadar dayanması mümkün değil. Hem ekonomik olarak mümkün değil, hem de hasat eden üreticinin ücretini TMO’dan aldığı parayla mı, yoksa piyasaya sattığı parayla mı vereceği konusunda bir sıkıntı doğuyor. Türkiye genelinde, özellikle Ordu'da, çok fazla gurbetçi fındıkçı var; bir ton, iki ton ürünleri olanlar var. Bu çiftçiler, ödemelerin bu kadar uzun sürmesi durumunda bu paraya yetişemiyorlar. Bizim bölgemizde de bu durum aynı. Ödemelerin gecikmesi, çiftçileri zor durumda bırakıyor. Şu anda ödemelerin süresini kısaltma yönünde bir çalışma yapılıyor, ama otuz güne inmesi bile çok uzun bir süre diye düşünüyorum. Dün bu konuda bazı haberler geldi. Hemen ödenmese bile, en azından ödemelerin hızlandırılması yönünde adımlar atılmasını doğru buluyorum.”

“Bin TL’nin altında işçi bulmak mümkün değil”

Doğu ve Güneydoğu illerinden gelen mevsimlik tarım işçilerinin talep ettiği ücretlere de değinen Karslıoğlu, şu ifadelere yer verdi:

“Şimdi biliyorsunuz, kaymakamlıkların belirlediği fiyat, asgari ücretin altında olamaz. Bölgemizde, belirlenen ücret 800 TL civarında. Ayrıca, detaylı işler için bu rakam 900 TL olarak konuşuldu. Ancak Türkiye genelinde, özellikle fındık bölgelerinde işçi bulamama sıkıntısından dolayı ücretler 1000 TL’den başlayıp, yukarıya doğru gidiyor. Biz bile kendi bölgemizde 800-900 TL'ye anlaştığımız işçilerin minibüs parasını, önce ürün sahibi öderdi. Şimdi ise işçiler tamamını istiyor ve maliyetler yükseliyor. Bugün Karadeniz’de, en düşük işçi ücretleri bin 200 TL civarında konuşuluyor. Bu yüzden, burada da bin TL’nin altında işçi bulmak mümkün değil.”

“Düzce’de bol ve bereketli bir rekolte var”

Tüm Karadeniz bölgesinde olduğu gibi Düzce’de de rekolte verimliliğinin oldukça yüksek olduğunun altını çizen Karslıoğlu, “Türkiye genelinde bol ve bereketli bir sezon bizi bekliyor. Düzce ilinde de benzer şekilde bol ve bereketli, iyi bir rekolte var. Geçen yıla göre Düzce ilinde ürün miktarı iki katından fazla. Ancak, son zamanlarda yaşanan kuraklık, ürün üzerinde olumsuz etkiler yaratmış durumda. Hem randımanda bir düşüş var, hem de fındıkta buruşukluk meydana geldi. Bu durum, TMO'ya teslimatta bazı sıkıntılara yol açabilir. Ancak, Düzce ilinde açıklanan rekoltenin altında bir durumun olması beklenmiyor. Zaten Düzce'de açıklanan rekolte, %80 gerçekleşme olasılığıyla açıklanmıştı. Yani %20'lik bir opsiyon vardı o tarihlerde. Bizim en son tahminimiz 95 bin ton civarındaydı ve bu alanın hektar olarak biraz daha üstünde bir üretim bekleniyordu. Sonuç olarak, Düzce ilimizde rekolte yüz bin tonun biraz üstünde” şeklinde konuştu.  

Üreticilere uyarılarda bulundu…

Piyasalardaki arz ve talep ile ilgili üreticilere uyarılarda bulunan Karslıoğlu, son olarak şu görüşlere yer verdi:

“Şimdi benim buradaki en önemli ön görüm şudur; üreticinin özellikle eylül -ekim aylarında ürününü piyasaya arz etmemelerini istiyorum tamamını. Zorunlu olduğu miktar kadar, arz olursa çok bir sıkıntı olmaz, ama bu sıkıntı her zaman böyle oluyor. Piyasaya çok mal arz olursa arz talebe göre gidiyor bu fındık biliyorsunuz. Fındıkta aslında fiyat konusunun geçen yıl bir örneğini söylemek istiyorum yani 80 liradan başlayan ürün 130 lirayı geçti demek ki ürüne talep olduğu zaman kimse hakimi olamıyor. Tabii biraz ürünün fazla olması dedikodusu da bunun tam tersi oluyor, ama bunu yapmak için bir tarafta TMO devletin kuruluşu fındık alacağım diyor, bir şart namesi var depoları tutmuş hazır. Bir serbest piyasa da işlem görecek bu ürünün işte diyelim yüzde 90’ı veya 80’i neyse yani onun için Türkiye bir fındık ürünü 12 aylık geçimini sağlayan bir kesimin ürünü yani 3 ayda inmemeli. Uzun bir süreçte inmeli. Ben hep yıllardır aynı şeyi söylüyorum; bir memur 12 ay her ay bir maaş alıyor, sizin 12 çuval fındığınız olsa, her ay bir çuval satsanız aynı hesaba geliyor. Onun için şurada bunun tabii ki maliyeti yüksek belki yüzde50’sini iki ayda satma zorunluluğunu biz net olarak biliyoruz. Çünkü artık toplama maliyetleri çok yüksek. Diğer maliyetler çok yüksek yani bu yüksek maliyetler de yine bizim Batı Karadeniz bölgesi kısmen şanslı. Doğu Karadeniz’de ki yamaç yerler, çok bayır oralarda daha çok maliyetli toplaması. Orada ton başı maliyet çok daha yüksek, bizim özellikle Düzce ovasına göre onun için benim şurada yani sezon uzun sürmelidir.  Arzın kademeli olarak inmesi etkendir. 2 aya sıkışmamalı bir fındık 3 aya sıkışmamalı çünkü bu 12 aylık bir ürün bol bereketli bir ürün bu kadar tonlarca ürünü 2-3 ayda inmemesi gerekir diye tavsiye ediyorum.”

HABER: Savaş ARI

KAMERA: Emirhan Töngel / Oğuzhan BAL