Yeni eğitim döneminin ulaşım sorunu, uzayıp giden kırtasiye listeleri, kaynak kitap talebi, temizlik personeli gideri gibi gerekçelerle okullardan istenen paralar gibi nedenlerle sorunlu başladığı Düzce’de veli şikayetlerinin sonu gelmezken, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, katıldığı bir programda, okullarda kayıt ücreti alınıp alınmadığına ilişkin soruyu yanıtlarken şöyle konuştu:

"Bu şekilde, 'Kayıt ücreti alınıyor' ifadesi öğretmen ve idareci arkadaşlarımızı zan altında bırakabilecek ciddi itham. 'Kayıt ücreti isteniyor' denmesi biraz abes açıkçası. Bunu kabul etmiyorum. Bunu okuldaki idarecilerimize karşı itibar sarsıcı bir söylem olarak değerlendiriyorum. Bu yıl okullar açılmadan önce 43 maddelik genelge gönderdik. Israrlı bir şekilde okullarımıza, 'Kayıt ve benzeri ücretlerle velilerden ücret alınmaması, alan kişilerle ilgili işlem yapılması' ifadelerini kullandık. 'Kayıt ücreti ya da zorla ücret alınıyor' ifadesi gerçekleri yansıtmıyor. Hala bu konuda şikayeti olan varsa Bakanlığımıza ulaşsınlar gereğini yapalım. Para vermeyen öğrenciyi kayıt etmiyorum diye bir şey yok."

Kayıt Parası

"Sivil toplum örgütüne bütçeden 1 kuruş para harcamayız"

Tekin, "Cemaatlerle protokol imzalandı" iddialarına yönelik, Türkiye Cumhuriyeti'nin bir hukuk devleti olduğunu bu nedenle ancak tüzel kişilik hüviyetini kazanmış yapılarla protokol imzalayabileceklerini kaydetti.

İçişleri Bakanlığı’nın sivil toplum olarak tanımladığı yapının kendileri için de legal olduğunun altını çizen Tekin, şu ifadelere yer verdi:

"Bize katkı verecek legal her türlü yapı, STK, meslek örgütü ve federasyonla imzalayabilirim. 5 bine yakın bu anlamda protokolümüz var. İsimlerini açıklamak istemiyorum ama çok farklı perspektiften dünyaya bakan sivil toplum örgütleriyle protokollerimiz var. Cemaat ya da tarikat diye tanımlanan protokol sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Hiçbir sivil toplum örgütüne bütçeden 1 kuruş para harcamayız. Protokol yapıyorsak Bakanlıktan kaynak aktarmayız. 'Bütçeden şu kadar para cemaat ve tarikatlara ayrıldı' diyenler yalan söylüyor. Burada da protokolün içeriğine aykırı bir şey yapılırsa protokolü feshedeceğimize dair hükümler koyuyoruz. Hukuka halel getirecek hiçbir şey yok, protokollerde hiçbir sorun görmüyorum. Bu protokoller eskiden beri imzalanan protokoller."

"Müfredatı yüzde 35 oranında hafiflettik"

Müfredattaki değişikliklere değinen Tekin, 30 yıl önce eğitimin odağında çocuklara bilgi yüklemek şeklinde bir anlayışın olduğunun altını çizerek, o yıllarda bilgiye erişmekte zorlanıldığını ve okuldan başka bilgi kaynağı olmadığını kaydetti.

Tekin, şimdi çocukların istediği şekilde bilgiye erişme imkanı bulunduğunu, 20 yıl önceki mantıkla 'çocuklara bilgi yükleyelim' demenin yanlış olduğunu söyledi.

MESLEĞİNİ 21 YILDIR SEVEREK SÜRDÜRÜYOR MESLEĞİNİ 21 YILDIR SEVEREK SÜRDÜRÜYOR

Müfredatı değiştirme sebeplerinden birinin de bu olduğunu dile getiren Tekin, Türkiye'de çocuklara dünyadaki yaşıtlarına göre iki katı bilgi yüklendiğini ifade etti.

Tekin, uluslararası değerlendirme mekanizmasındaki kazanımların aynı düzeyde olmasını sağlamak açısından müfredatı yüzde 35 hafiflettiklerini belirterek, şunları kaydetti:

"Müfredattan çıkan herhangi şeyin bilimselliğini tartışarak çıkarmıyoruz. Bu bilgi çocuklarımızın ilerleyen eğitim dönemlerinde alabileceği bilgi türüdür. Ön lisansta, lisansta alsın diyoruz. Çocukların ve öğretmenlerin sırtından ağır bilgi yükü aldığımız, beceri odaklı eğitim yaptığımız, öğretmen inisiyatifi ve öğrenci katılımını artırdığımız için mi eleştiriliyoruz? Merhametli, çevresine saygılı, erdemli, milli ve manevi değerleri özümseyen bireyler yetiştirdiğimize, tarihimizi, Osmanlı'nın kuruluşundan Cumhuriyet'e, Kurtuluş Savaşı'ndan Atatürk'ün hayatına kadar almış olmamıza, Cumhuriyet tarihinde darbe süreçlerinin müfredatta olmasına, Mavi Vatan, Gök Vatan gibi kavramların coğrafya dersinde bulunmasına mı itiraz ediyorsunuz?"

Editör: Tuğba Aksoy