Sağlık & Çevre

YENİ YIL ÖNCESİ PİYASAYA SÜRÜLDÜ

Düzce’de yeni yıl öncesi sahte alkole karşı kolluk kuvvetlerinin yoğun denetimi devam ediyor. Son günlerde kaçak alkole bağlı olarak artan zehirlenmeler üzerine vatandaşların dikkatli, esnafın ise kurallara riayette duyarlı olması istendi. İçki satışı yapılan noktalarda ciddi denetimler yapılması gerektiğini vurgulayan TESK, “Sahte alkolle mücadelede etil alkolün piyasadaki teminini zorlaştırmak en önemli adımdır. İkinci olarak, devletin vergi kaybını önlemek için yüksek alkollü içki...

Abone Ol

Düzce’de yeni yıl öncesi sahte alkole karşı kolluk kuvvetlerinin yoğun denetimi devam ediyor. Son günlerde kaçak alkole bağlı olarak artan zehirlenmeler üzerine vatandaşların dikkatli, esnafın ise kurallara riayette duyarlı olması istendi. İçki satışı yapılan noktalarda ciddi denetimler yapılması gerektiğini vurgulayan TESK, “Sahte alkolle mücadelede etil alkolün piyasadaki teminini zorlaştırmak en önemli adımdır. İkinci olarak, devletin vergi kaybını önlemek için yüksek alkollü içki vergilerinin bu durumdaki etkisinin de göz ardı edilmemesi gerekir.” ifadelerini kullandı.

Daha yılbaşı gelmeden piyasaya sürülen sahte alkol yüzünden zehirlenme vakalarının yaşanması gözleri her sene baş gösteren bu soruna ve tedbirlere çevirdi.

Düzce’de emniyet ve jandarma tarafından alkol satışı yapılan noktalara yönelik denetimler sıklaştırılırken, konuya ilişkin açıklama yapan TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, şunları kaydetti: “Yeni yıl yaklaşıyor, dolayısıyla alkollü içeceklerde sahtecilik de insan ölümlerini artırıyor. Ancak normal zamanlarda da maalesef bu sahtecilikler yapılmakta, fakat medyaya pek yansımamaktadır. Netice itibarıyla bu toplu ölümler, etil alkolün serbestçe piyasada ya da internet üzerinden alınması gibi durumlar hem insan sağlığını hem de devletin önemli gelir kaynaklarını olumsuz etkiliyor. Yılda 10 milyar TL vergi kaybı yaşandığı belirtiliyor. Bu durum, insan sağlığını hiçe sayanların bir sonucudur. Etil alkolün kolay erişilebilir yerlerde bulunması ve tariflerinin paylaşılması, insanları adeta kimyager gibi bu işi evlerinde yapmaya teşvik ediyor. Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da 7 kişinin kaçak alkolden zehirlendiği ortaya çıktı.”  

“VATANDAŞLARIMIZ BANDROLLÜ ÜRÜNLERİ TERCİH ETMELİ”

Yeni yıla sayılı günler kala sahte alkol konusunda vatandaşlara uyarıda bulunan Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Ülke genelinde Emniyet güçleri tarafından yapılan denetimlerde son 10 yılda yaklaşık 15 milyon litre sahte içki ele geçirildi. Sahte alkolün sonucu körlük, sakatlık veya ölümle sonuçlanabiliyor. Bu nedenle devletin, sanayide kullanılan etil alkolün kimlere verildiğini bir takip sistemiyle kontrol etmesi gerekiyor. Şayet bu ürünlerin şişelenip piyasaya sürülmesi gibi durumlar engellenmediği ve suçlular ciddi şekilde cezalandırılmadığı sürece, insan ölümleri artmaya devam edecektir. Yılda ortalama 500 kişinin bu nedenle hayatını kaybettiği bir süreç yaşanıyor. Bunun dışında tedaviyle kurtulan veya hiç tespit edilemeyen vakalar da mevcut. Sahte alkolle mücadelede etil alkolün piyasadaki teminini zorlaştırmak en önemli adımdır. İkinci olarak, devletin vergi kaybını önlemek için yüksek alkollü içki vergilerinin bu durumdaki etkisinin de göz ardı edilmemesi gerekir. İnsanların alkol tüketimini tamamen engelleyemediğimizde, fiyatların yükselmesi bu ölümcül vakalara zemin hazırlamaktadır.” ifadelerini kullandı.

“ODALAR VE MESLEK KURULUŞLARI ETKİN ROL ALMALI”

İnsan sağlığını hiçe sayanlara en ağır cezaların verilmesi gerektiğini belirten Palandöken, açıklamasını şöyle sürdürdü: “En önemli mesele, insanların sağlığıdır. Kontrollü bir şekilde bandrollü ürünlerin, belirlenmiş ve satış izni verilmiş noktalardan temin edilmesi sağlanmalıdır. Ayrıca odalar ve meslek kuruluşlarının bu konuda daha etkin rol alması gerekir. İçki satışı yapılan noktalarda ciddi denetimler yapılmalı, oda kaydı ve gerekli belgeler talep edilerek bu noktalar ruhsatlandırılmalıdır. Bu önlemler, ölümlü vakaların önüne geçilmesi için en etkili yöntemlerden biridir. Bununla birlikte, insan sağlığını hiçe sayanlara çok ağır cezalar verilerek bu tür olayların kökünden kaldırılması şarttır. Ailelerin ve canların zarar görmesine, memlekette vergi kaybının sürmesine artık bir son verilmelidir.”