12 Kasım Düzce depreminin üzerinden seneler geçse de acıları yüreklerdeki tazeliğini koruyor. Düzce Valisi Selçuk Aslan ve Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü de 12 Kasım 1999 Düzce Depreminin 25’inci yıldönümü nedeniyle mesaj yayımladı. Toplumun yaşanabilecek tüm afetlere karşı öncelikle tedbirli, duyarlı ve hazırlıklı olunması gerektiğine dikkat çeken Vali Aslan mesajında şu ifadelere yer verdi:
“Türkiye’nin büyük afetleri arasında yer alan 12 Kasım 1999 tarihli Düzce Depremi’nin üzerinden 25 yıl geçti. Hafızalarımızda hâla tazeliğini koruyan bu depremde ailemizden, arkadaşlarımızdan, akrabalarımızdan, çevremizden 845 canımızı kaybetmenin derin hüznünü kalplerimizde hissetmeye devam ediyoruz. Can kayıplarımızın yanı sıra depremin ilimizde bıraktığı yıkımın izlerini silmek için aradan geçen 25 yılda, şehrimizi yeniden imar ve ihya etmek adına devletimizin destek ve öncülüğünde tüm Düzceliler olarak her alanda gayretli çalışmalar gösterilmiştir. Bu bilinçle toplum olarak yaşanabilecek tüm afetlere karşı öncelikle tedbirli, duyarlı ve hazırlıklı olmalıyız.
Eğitimden sağlığa, kültürden ekonomiye, ilimizin bulunduğu bölgenin rehberi olması için destek ve teşviklerle yapılan kalkınmanın sürdürülebilirliği adına çalışmalarımıza devam edeceğiz. Her bir vatandaşımız, afet ve acil durum bilincini kavrayarak, en temel afet eğitimini almalı, yaşadığı ortamı afetlere hazır duruma getirmelidir. Bu amaçla; İçişleri Bakanlığımızın “Cumhuriyetimizin 100. Yılında Yüz Bin Arama Kurtarma Personeli Yetiştirilmesi Projesi”nin tamamlayıcısı olarak Valiliğimizce “Arama ve Kurtarma Alanında Faaliyet Gösteren Sivil Toplum Kuruluşları ile Toplulukların Kapasitelerinin Geliştirilmesi Projesi”ni hayata geçirip kararlılıkla yürüterek toplumumuzun bütününde afetlere hazırlık sağlamak ve afet anında ihtiyacımız olan insan kaynağını oluşturma gayretindeyiz. Ülke olarak yaşadığımız afetlerden dersler çıkararak, devletimiz; tüm imkan ve kapasitesinin hızla seferber edildiği, meydana gelebilecek her türlü doğal afet veya olağanüstü durumlarda vatandaşlarımızın can-mal kaybı yaşamaması için tüm kurumlarıyla sahada olmuştur ve olmaya da devam edecektir.
Afetlere karşı dirençli şehirler oluşturmamız, özellikle depreme karşı dayanıklı bina inşa edilmesi, oluşabilecek zararları asgari seviyeye indirmenin en önemli unsurudur. Bu doğrultuda, devletimizin almış olduğu tedbirleri uygulamak ve tedbirlere duyarlı olmak hepimizin asli görevidir. Bu duygu ve düşüncelerle, 12 Kasım 1999 Depremi’nin yıl dönümünde, ilimizin ve tüm vatanımızın benzer felaketleri bir daha yaşamamasını Yüce Allah’tan niyaz ediyor, depremde kaybettiğimiz vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine baş sağlığı diliyorum.”
DEPREM SADECE DÜZCE’NİN DEĞİL TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK MESELESİ
Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü de 12 Kasım Depreminin 25. Yıldönümüne ilişkin bir mesaj yayımlayarak depremin doğal bir süreç olduğuna dikkat çekti. Özlü mesajında, en önemli tedbirin teknoloji, bilim ile denetimin bir arada uygulandığı, sağlıklı ve güvenli yapılar inşa etmek olduğunu belirtti. Uygun yapılaşma ve denetimlerin yıkım ve zararları büyük ölçüde engelleyeceğinin altını çizen Özlü mesajında şu ifadelere yer verdi:
“17 Ağustos Marmara Depremi’nden sadece 87 gün sonra ikinci bir yıkımla karşılaşan Düzce’miz, merkez üssü Kaynaşlı olan 7,2 büyüklüğündeki depremle sarsıldı. Şehrimizden geçen Kuzey Anadolu Fayı’nın Kuzey kolunun kırıldığı bu iki depremde binlerce vatandaşımızı, zemine uygun olmayan, eksik malzemeli yapılar nedeniyle ebediyete uğurladık. Türkiye’nin en önemli meselesi depremdir ve ona karşı alınacak tedbirlerdir.
Depremin doğal bir gelişim olduğunun farkında olmakla birlikte böyle bir durumdan etkilenmemek için izlememiz gereken en korunaklı yol; Cumhurbaşkanımızın da çağrı da bulunduğu gibi yatay mimari alışkanlığını yaygın ve kalıcı hale getirmek, uygun malzeme ve ölçümler ışığında konutlar inşa etmektir. Düzce yaşadığı iki büyük felaketin izlerini hızla silerken 3 ayda iki büyük sarsıntı ile yıkılmış şehrimizi yeniden inşa ettik. Özellikle son yıllarda Düzce Belediye Meclisi’mizin de desteği sayesinde İmar ve Şehircilik konularında önemli düzenlemeler yaptık. Şehrimizin yapı stokunu çok büyük oranda yeniledik. Denetim ve yaptırım mekanizmalarımızı titiz çalışmalarında destekledik ve bu konuda vatandaşlarımızda farkındalık oluşturmayı amaçladık. Düzce’mizde 20 metre genişliğindeki yol kenarları haricinde zemin üzeri iki kattan daha yüksek hiçbir yapının yapılmasına izin vermedik. Mevcut imar yönetmeliğimizde de bu karara uymak kesin olarak aradığımız kıstaslardan biridir. Bu açıdan yatay mimari konusunda Düzce’miz ülkemize örnek gösterebileceğimiz nadir bir şehirdir, bu bizim için bir gurur kaynağıdır. Nitekim en son yaşadığımız 23 Kasım Depremi’nde şehrimizde hiçbir yapının zarar görmemesi kararlı çalışmalarımızın ortaya koyduğu memnuniyet uyandırıcı sonuçtur.
Geçtiğimiz yıllarda yaşadığımız acısı hala taze olan 6 Şubat depremleri ülkemizin deprem gerçeğine her zaman hazır olması gerektiğini kaybettiğimiz canlarla bir kez daha hatırlattı. Bu konuda hiç esnemeden üzerimize düşen ne ise yapmaya devam edeceğiz. Bu vesile ile binlerce vatandaşımızı hayattan koparan depremlerde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına sabırlar diliyorum. Allah, Düzce’mize, ülkemize ve milletimize böyle acılar bir daha yaşatmasın.”