Düzce'nin Yığılca ilçesinde bulunan ve Ömerli Barajı'na pompalanarak İstanbul'a içme suyu temini sağlayan Hasanlar Barajı'nda doluluk oranı bölgenin az yağış almasından dolayı etkilendi.Ekositem konusu üzerine araştırmalarda bulunan (DÜ) Orman Fakültesi Ekoloji Anabilim Dalı Başkanı Oktay Yıldız, Türkiye'de yağışların gecikmesini birdenbire bir iklim değişikliğine bağlama gibi bir eğilim olduğunu, yıllar içinde veya yıllar arasında bazı inişler, çıkışlar ve değişiklikler olabildiğini belirtti.


"Yağış değil de yağışın yıl içindeki düzensizliği sistemi etkiliyor"
Bazı yıllarda bölgelerin aldığı yağışlarda azalma veya çoğalma olabileceğinden bahseden Yıldız, " Baktığınız zaman bölgemizin Cumayeri bölgesinde taşkınlar, bir felaket olmuştu. Yağışlarda özellikle son zamanlarda yaza doğru bir sarkma var. Sonra kışın bu daha önceki yıllarda da oldu ama belirgin olmadığı için kimsenin dikkatini çekmedi. Sonbaharda yağışların gecikmesi ortaya çıkıyor. Biz burada baktığımızda toplam yağış değil de yağışın yıl içindeki düzensizliği ve de yağış şeklindeki değişim olarak daha çok burada sistemi etkilediğini görüyoruz." dedi.



"Kar yağışında giderek bir azalma var"
"Son 20 yıl içinde kar yağışında giderek bir azalma var." diyen Yıldız, şöyle konuştu:"Kar, yağmura göre sistemi daha iyi besleyen yer altı ve yer üstü sularını daha uzun süre besleyen, yavaş yavaş suyu salıp toprağı daha dolgun hale getiren, yüzeysel akışı daha az olan bir yağış şekli. Geçen sene özellikle burada kar yağışının az olması da buradaki suyun az olmasına neden olabilir. Sistemde bunu burada sadece su kütlesi olarak da düşünmemek lazım.


Ekosistemler açık sistemlerdir. Birbirine bağlı sistemlerdir. Havzanın üst kısmındaki yağışların barajı etkilediği gibi barajın kendi içinde bir sistem vardır, sucul ekosistem. Suyun azalması burada birçok değişkeni değiştiriyor. Su miktarını, oksijen miktarını, suyun tutmuş olduğu ısı miktarını değiştirmiş olduğu için etrafındaki orman ve tarım alanları hepsi bu durumdan etkileniyor."

"Kuraklığın uzun süreli seyrine bakmak lazım"


İklimsel verilerde en az 50-60 yıllık verilerine bakmak gerektiğinin vurgusunu yapan Yıldız, şunları söyledi:"Ülkemiz Akdeniz coğrafyası içinde olduğu için bu zaten Birleşmiş Milletler'in de belli toplantılarında belirtiliyor. Akdeniz havzasında Türkiye zaten kuraklık tehdidi altında. Tarihsel olarak baktığımızda 1800'lerden itibaren kayıtlara baktığımızda 20-30 yılda şiddetli kuraklık buraya zaten geliyor. Şiddetli kuraklığı uzun süreli seyre bakmak lazım. Bir yıllık bir düşme bunu hemen iklim değişikliğine bakmak doğru değil. Bunları, 3-4 yıl devam ederse yavaş yavaş sıkıntı olabilir. 10-20-30 yıl devam ederse tabi buradaki bütün bitkilerde, burası biraz yarı nemli bir bölge kurakçıl bitkilerin olduğu bir sisteme doğru döner. Bu da etrafında bağlı olduğu birçok canlıyı tabii etkileyecektir." (AA)