ÜNİVERSİTE HASTANESİNDEKİ PARA İŞİNİN SIRRI ÇÖZÜLDÜ

Abone Ol

Bugün yine Düzce’nin gündeminde olan ve gündemden hiç düşmeyen bir konu olan Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nden bahsetmek zorunda kaldık. Cuma günü akşamı Kitabın Ortasından programına katılan AK Parti Düzce Milletvekili Fahir Çakır, ‘Düzce Üniversitesi Hastanesi, Sağlık Bakanlığı’na bağlanmalıdır.’ dedi.  ‘Üniversiteyi biz kurduk. Kuruluşunda bizim imzamız var. Üniversitede bizim hastanemizde hasta memnun olsun. Civar illere hastalarımızı göndermeyelim’ dedi.

Şöyle bir soru sorduk: Sayın Rektör ‘Bu işe direnirim’ dedi. Çakır da ‘Direnmekte haklı ama herkes de işini yapmalı.’ dedi. Çok dikkat çeken bir şey de söyledi. Dedi ki, ‘Herhangi bir vatandaş bir hastalığı için milletvekilini aramamalı. Buranın kendi hiyerarşi düzeninde insanları mutlu etmesi lazım.’ dedi. Çakır ayrıca, ‘Bir de para meselesi var. Para meselesini konuşulduğu yerde sıkıntı vardır’ dedi. Tabii bunun haberi oncurtv.com’da var.

Biz de neden direniliyor dedik. Ufak bir araştırma yaptık. 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu’nun 58. maddesi var. Bunun F fıkrası var. Para meselesi neymiş? Bunu aynen okuyorum. Diyor ki, ‘Rektör, rektör yardımcısı ve genel sekreterlere gelir getirici katkılarına bakılmaksızın, üniversite yönetim kurulunun uygun gördüğü birimin döner sermaye hesabından yönetici payı olarak ayrılan tutardan ek ödeme yapılır. Yapılacak ek ödemenin tutarı ek ödeme matrahının, rektörler için yüzde 600´ünü, rektör yardımcıları için yüzde 300´ünü, genel sekreterler için yüzde 200´ünü geçemez.’

Bu ölçü ne? Bir profesörün maaşı 15 bin TL civarında. Bunun 2 bin TL’si kesintiye uğruyor. Geriye kalan hak ediş 12 bin TL gibi bir rakam.  Bunun altı katı kadarı yani 72 bin TL’ye tekabül ediyor. 12 bin TL de maaş eklenince aylık 84 bin TL. Bugün yasa  bu yetkiyi vermiş. Bunlar ne kadarını alır, ne kadarını kullanırlar onu bilmiyorum.

Kanun şöyle devam ediyor devam ediyor: “Döner sermaye gelirinin elde edildiği birimlerin dekan, başhekim ve enstitü ve yüksekokul müdürleri ile bunların yardımcılarına, gelir getirici katkılarına bakılmaksızın, görev yaptıkları birimin döner sermaye gelirlerinden yönetici payı olarak ayrılan tutardan ek ödeme yapılır. Yapılacak ek ödemenin tutarı, ek ödeme matrahının, dekan, enstitü ve yüksekokul müdürü için yüzde 250´sini, bunların yardımcıları için yüzde 100´ünü, tıp ve diş hekimliği fakülteleri dekanları ile sağlık uygulama ve araştırma merkezleri başhekimleri için yüzde 500´ünü, bunların yardımcıları için yüzde 300´ünü geçemez.”

Tıp Fakültesi Hastanesi’nde bu 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu’nun 58. maddesinin F fıkrası  ne kadar farklı uygulanıyor bunu bilmiyoruz. Ama bildiğimiz bir şey var. Bu uygulanıyor. Oranı bilmiyoruz. Direniriz dediler ya… Fahri Çakır da ‘Para meselesi varsa’ dedi ya… İşte işin sırrı burada, bu kanunda.

Hak etsinler mi? Hak etsinler. Yüzde 100’ünü değil yüzde 600’ünü alsınlar. Kanun bu hakkı vermiş. Kimsenin aldığında, makamında, yediğinde kimsenin gözü yok. Ama bunu hak etsinler arkadaş! İnsanlar oraya gittiği zaman delidurmul gibi dolaşmasın. İnsanlar oraya gittiği zaman sağlık ve huzur bulsun. Yoksa etkili yetkin olan insanlar oraya gittiğinde en güzel şekilde ağırlanıyor ve tedavi ediliyor. Devlet demiş ki ‘Benim insanıma hizmet et. Ben sana karşılığını vereceğim.’ Ben buradan soruyorum. 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu’nun 58. maddesinin F fıkrası direnme sebebi midir? Yine söylüyorum. Buradaki düzen mutlak ve mutlak bir hal yola girmeli. Rektörümüzü seviyoruz. Çok hanımefendi ve memleketimizin insanı.

Geçtiğimiz aylarda yaşanan bir olay var. Üniversite bir ilana çıkıyor. Rektörün akrabası olan biri var. Rektörün akrabası olması, soyadının ‘Demircan’ olması ya da olmaması bir kriter değil ama hakikaten işinin ehli olan bir isim. Ve rektörün akrabası oradaki yapı tarafından seçecek olan jüri değiştirilerek alınmıyor başkası alınıyor. Rektöre de dolaylı bir haber gönderiliyor. Daha sonra aynı kişiyi rektörlük kendi uhdesinde aynı kişiyi istihdam ediyor. Ben bunu eleştirmiyorum. İşin ehli olduğu söyleniyor. Rektöründe yapabileceği fazla bir şey yok. Tıp Fakültesi dekanı ve hastanenin başhekiminin bitkilerle birlikte bir fotoğrafı var. Gülesim geldi. O fotoğrafın çekilmesine ne kadar rıza gösterdi? Memleketin sağlığına sıhhatin, geleceğine ve gençliğine büyük katkılar sağlayacak olan insanlar çiçek böcekle fotoğraf verip bir şey yaptık zannediyorlar. Hayırlı işler. Bu yapı nasıl kırılır? Bu yapıya da bakacağız. İş tamamen duygusal.