Sabah saatlerinde basın kuruluşlarına bir mail geldi. Başkan sıfatıyla düzenlediği son toplantıda sarf ettiği ‘Müptezel’ kelimesi ile anılan Ticaret Sanayi Odası’nın eski başkanı, daha doğrusu başkan olamayan başkanı Tuncay Şahin’den bir bildiriydi gelen. Bildiri de diyor ki ‘Seçimlerde kurumumuz Ticaret ve Sanayi Odası itibarsızlaştırıldı. Bununla ilgili Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Erdoğan Bıyık ve Tanju Acar'dan bakanlıktan müfettiş getirmelerini bekliyorum.’ İşin özünde bu var. Bir de burada savcılıkta ‘Soruşturmaya yer yoktur.’ kararına rağmen bu konuları farklı amaçlarla sokaklarda Arap radyosu gibi konuşanlar var. ‘Bu iş açığa çıksın.’ diyor. ‘Soruşturmaya yer yoktur’ diyen savcılığın verdiği karar şu; ‘Bununla ilgili bir müfettişlik incelemesi yapılsın, bir inceleme yapıldıktan sonra rapor önümüze gelsin, onun değerlendirelim. Yoksa orada şirketlerin denetlenmesi, şirketlerin ne yapılması ne edilmesi bizim işimiz değil.’
Şimdi yeni Ticaret Odası Başkanı seçildi. Hayırlı, mübarek olsun, mücadelelerine başladılar. Geçen hafta Ticaret ve Sanayi Odası yönetiminin aldığı bir karar var. Bakanlık müfettişleri ahbap-çavuş ilişkisi veya bunların haricinde bağımsız bir denetçiye Ticaret Odası’nın şirketinin denetlenmesi ihtiyacı doğduğundan yeni yönetim, böyle bir karar alındı. Bu karar duyulduktan sonra bu hafta başı itibarıyla Tuncay Şahin, ‘Buraya bir müfettiş çağrılsın.’ diye açıklama gönderiyor. Enteresan değil mi tarihler?
Şimdi ben size daha enteresan çok sıradışı bir şey söyleyeceğim. Ticaret Odası’na ait şirketin bir hesabı var. Bunun da bir hesap kartı var. Bu hesap kartı sayın Tuncay Şahin'in elinde 2 yıl boyunca kullanılmış. Bu kart kullanılmış buradan paralar çekilmiş, havaleler yapılmış, bankaya gidilmiş. Muhasebecinin işi yok tabii bilgisi yok. Siz oturun bu kata çıkmayın, tamam. Artı burada sorumlu müdürler var. Sorumlu müdürlerin aslında birçok şeyden haberi yok. Şimdi bir işin başında kimse sorumlu, hesabı ondan sorulur. Ama sorumlu olan iki isim vardır, Tuncay bey ile beraber basın toplantısına çıkmıştı. O basın toplantısında dürüst insanlar olduğunu söylüyorlardı ki öyle olduklarına da inanıyoruz. Fakat bu işlemlerden bunların haberi bile yok.
Hepsinden önemlisi sıkı durun. Okan Toraman, Tuncay Şahin döneminde Ticaret Odası’nın Teknopel İnşaat firmasına yaptırmış olduğu ve inşaatlarla ilgili koordinatör noktasında bunların işe aldığı bir arkadaş. Yani görevini yapmıştır ona ben bir şey demiyorum. Şimdi Ahmet Dertli’nin ‘Burada ticari bir açık var.’ dediği 1 milyon 900 bin küsür liralık bir mevzuat vardı gündeme oturan. Bu parayı Ticaret Odası’nın şirketinin iş yaptırdığı firmanın hesabına, Dertli şikayet dilekçesi verdikten sonra yatırıyor bu Okan Toraman denilen arkadaş. Ticaret Odası’nın sen bir çalışanısın, 1 milyon 900 bin lira bugün ciddi bir para. Bunu sen nereden buldun da yatırdın, kim verdi? İki Ticaret Odası’nın şirketinin oda restoranın hesap kartının sürekli bir şekilde kullanılmasının verim ve hesabın kalan açığının kapatılması için bu paranın yatırıldığı iddia ediliyor ki yürüyen süreçte o. Şimdi Okan Toraman sen bu parayı nereden buldun? Bu parayı buldun da sen asgari ücretten veya biraz daha bir rahat bir maaşla çalışan bir adam, bu parayı şirketin hesabına niye yatırdın? Burada yine siyasi, içtima-i farklı güçler kullanarak bir müfettiş çağırılıp da ‘Burada eksiğimiz var ama kapatalım.’ Kapatalım derken Ticaret Odası’nın muhasebesini tutan muhasebeci de bir sulh teklif ediyor yönetime… Usulüne uygun özür dilensin de büyümesin bu işler. Sen bunu nasıl tuttun, burada bir eksik var açık var. Ben onu ne derlerse öyle yaptım. Gelinen nokta bu.
İşin özü Ahmet Dertli cumhuriyet savcılığına müracaat ettikten sonra açık olan para Ticaret Odası’nın da maaşlı çalışan bir adam tarafından karşı taraftaki iş yapan şirketin hesabına yatırılıyor. Bunun bir izahı olmalı. Nereden buldun, niye yatırdın, sen niye yatırdın? Ticaret Odası şirketinin hesap kartı Ticaret Odası meclis başkanından ziyade muhasebesinden ziyade veya oradaki sorumlu müdürden ziyade ki oradaki meclis üyesi olan sorumlu müdür bu kartı, hesabı kullanabilir veya Ticaret Odası Başkanı kullanabilir Ticaret Odası başkanı da bu kartı kullanmış. Bu da yeminli bir denetçiye verildikten sonra ‘Bunlar incelensin, bakılsın’ dedikten sonra bu açıklama yapılıyor. Ne deniyor? ‘Ticaret Odası seçim döneminde yıpranmasın.’ Peki daha önce meclise hesap vermiyordunuz niye müfettiş çağırıyorsunuz şimdi, niye öyle bir teklifte bulunuyorsunuz? Yönetim karar almış serbest denetçi bunu incelesin inceleme başladı mı, başladı. İnşallah hayırlara vesile olur. Yalnız burada şu beklenti çok yüksek. Ticaret Odası'nın meclis başkanı, yönetim kurulu başkanı ve yöneticileri bu gidişatta bu kararın altında adam gibi durmazlarsa o zaman bu işi saklamanın hatırın, gönlün, muhabbetin sonuçlarında burada ne varsa bunlarda bundan mesuldür. Bunlar da bunlarla anılır ve bilinir. Bu iş böyledir. Biz de bunun takipçisi olacağız.
Hüdaver Gösterişli Belediye Başkan Yardımcısı. Düzce'nin AK Parti kanalındaki eski Milli Görüş’ten gelen abimiz. Evet bu beyefendinin bir hanım kızı vardı. Kadın Emeği Merkezi; muhtaç olan kendi alanında ayakların üzerinde durmaya çalışan hepsinden önemlisi kadın olma, ‘Ana gibi yar Bağdat gibi diyar olmaz’ anlayışını hâkim kılmak anlamında yapılan bir emek bir merkez bir yatırım. Önceki valimiz ve özellikle şimdiki valimizin çok emeği var burada. Hakikaten çok asil bir yaklaşım. Gerek kendi alanında sanatını icra etmek becerisini ortaya koymak için mücadele veren genç kızlarımız, kadınlarımız ayrıca yine bu anlamda mağdur olan ekmeğini kazanmak isteyen kadınlarımız için kurulmuş bir merkez. Türkiye'de pek örneği de yok, mükemmel muhteşem bir proje. Ama buraya üç dükkanla beraber faaliyet gösterdiğinden dolayı biz de haberleri yapmıştık. Haberlerden sonra burası iptal edildi. İptal edildikten sonra da başkanımız ve kızı bir açıklama yaptılar. ‘Başkanımızı siyaseten yıpratmak istiyorlar.’ Ya Hüdaver abi ‘Ununu elemiş, eleğini asmış’ derler ya, bundan sonra milletvekili olacak hali yok, belediye başkanı olacak hali yok. Bir umudu var; Dursun Ay modeli gibi. ‘Sayın Faruk Özlü milletvekili olursa ben burada bir dönem belediye başkanlığı yaparım.’ diye bir umudu var, tabii umutsuz yaşanmaz. Ama ne kadar kabul görür onu da bilmiyoruz. Neyse buradan işte açıklamalar yapıldı. Asparagas haberler şunlar bunlar. Vali bey istemedi. Ya bu kadar maddi manevi emek vermiş burada da bir sıkıntılı bir durum gözüküyor. Valinin burada hassasiyet göstermeyecek kadar bu işe duyarsız kalacağını mı anlatmaya çalıştınız. Bir açıklama yapılmış medyaya, bir sosyal medya üzerinden bize direkt gelmediği için biz onu nazara itibariyle almadık. “Hukuki haklarımızı kullanacağız.” şeklinde bir açıklama bu. Sizin orada hiç dükkanınız yoktu da dükkanınız mı var dedik? Yok. Bir tane vardı da üç tane mi var dedik? Yok. Ne dedik? Ne dediysek arkasındayız. Biz eksik bir şey söylemiş olabiliriz, eksik bir şey varsa kapatalım. Diğer türlü ‘Düzce Adliyesi Fevzi Çakmak Mahallesi'nde, oraya da gidebilirsiniz.’ dedik.
Önemli olan şu burada kamuoyunu bilgilendirmek… Anayasal olarak da vatandaşların sağlıklı bilgiyi, doğru bilgiyi, doğru haberleri alma hakkı var. Bize de anayasa bu misyonu çizmiş; ne yapmış kanunlarla bize çerçeveler koymuş. ‘Hakaret etmeyeceksiniz, yalan konuşmayacaksınız, insanları rencide etmeyeceksiniz.’ Tamam etmedik, hakaret etmedik, yalan da konuşmadık, doğru. Ama burada yasal olarak herkes hakkını sonuna kadar kullanabilir. Biz her zaman söylüyoruz, ‘Bizim dostumuz yok bizim düşmanımız yok, bizim Düzce’miz var, Düzce’miz bizim her şeyimiz.’
Ve bizleri telefonları ile dinleyen tüm dostlara, tüm gönül insanlarımıza, takip edenlere, biliyorsunuz teknoloji çok ilerledi akıllı televizyonlar çıktı. Akıllı televizyonlara Öncü’nün mobil uygulamasını indirdiğinizde televizyonunuzda bizi diğer kanalları seyrederken bu şekilde çok rahat bir şekilde çok nezih bir şekilde seyredebilirsiniz. Lütfen akıllı kanallarınıza Öncü’nün mobil uygulamasını gerek android ve diğer iki bölümde oluşan bu teknolojiyi kullanarak ne yapabilirsiniz, bizleri izleyebilirsiniz.