Efendim 26 Ağustos’ta bu milletin Anadolu’ya girdiği Sultan Alparslan atamızın ve silah arkadaşlarının bu uğurda bu millete bu yurdu edindiren bütün devlet büyüklerimizin şehitlerimizin ruhu şad olsun. Allah rahmetiyle muamele eylesin. Gelelim bugüne. Kaç günden beri Toprak Mahsulleri Ofisi ile ilgili bir şeyler anlatıyoruz buradan. Akçakoca Ziraat Odası Başkanı Levent Başaran çiftçinin hakkını ve hukukunu takip eden bir yapı olarak Toprak Mahsulleri Ofisi’nin Akçakoca’daki fındık aldığı yere gidiyor. Konu vatandaş kapıdan çevriliyor. Neden çevriliyor bunu öğrenmek. Ne yapılabilir? Bu sorunu nasıl çözülebilir diye gidiyor. Orada Toprak Mahsuller Ofisi’nin müdürü olan vatandaş elinde bir tane tesbih Kasımpaşa tavrında bacak bacak üstüne atmış, Ziraat odası başkanı gelmiş, çiftçi temsilcisi gelmiş, çiftçi üreticisi gelmiş, umurunda değil. Görüntü böyle iyi. Sıkıntı ne? Kırık… Fındıkta çatlak olan bir boyut var. Yüzde beşe kadar tölere ediyor. Yüzde beşten sonra fındığı almıyor… Toprak Mahsulleri Ofisi bu sene öyle bir yapıdaki fındığı almamak üzerine bir strateji kurmuş. Bu bürokrasiden midir? Siyasetten midir? Bilmiyoruz ama buradan da sesleniyoruz duyan yok… Dertlenen yok…
Ziraat Odası Başkanı gitmiş demiş ki yüzde beşi yüzde altı yedi neyse biraz daha törele edilmesi konusunda ne yapabiliriz? Adamın verdiği cevap şu ( TMO’nun bölge müdürüymüş onu oraya kim atadıysa) diyor ki burayı beğenmeyen 45 liradan fındığı versin. O agacı o argo tavrıyla. Yazıklar olsun seni buraya atayana yazıklar olsun… Sana burada ekmek yedirene de yazıklar olsun. Kim sebep olduysa kahrolsun bu insan . Sen gidiyorsun ayın 15’inde maaşını alıyorsun. Fındıkla tırpanla dertle siyaset ile bir işin yok. Güzel… Sürgün mü geldin buraya nasıl geldin onu da bilmiyoruz ya. Ne oldu burada vatandaş geri döndü. TMO kim? Devlet. Devlet kim? Siyaset. Siyasetin başında kim? Cumhur İttifakı. Cumhur İttifakı’nın başındaki kim? Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan… Ben diyorum ki bu dertleri bu sıkıntıları Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan duymuyor, duyurmuyorlar. Bildirmiyorlar.
Ve öyle bir seneye giriyoruz ki devletin malı devletin imkanı babanın malı zor günde belli olur. Evladı için lazım olur. Ama bugün Toprak Mahsulleri Ofisi’nin bölge müdürü gidin 40 liraya 45 liraya fındığınızı satın diye adres gösteriyorsa Ziraat Odası Başkanı’na buradaki siyaset ve devlet aklını başına almalı. Kim bu hadsiz ya? Böyle bir hadsizlik olabilir mi? Hani derler ya… Yük çömözünün at çömözünün… Vur yükü vur yürüsün. Yani yük de garibin at da garibin diye bir atasözü var.
Ne olacak peki böyle?
Bu iş böyle olmaz. Sayın milletvekilleri bu iş böyle olmaz. Sayın il başkanları bu iş böyle olmaz. Toprak Mahsulleri Ofisi’nde mille sırat köprüsünden geçiyor. Bu milleti sırat köprüsünden geçirmesinler. İnsanlara faydalı olsunlar, yardımcı olsunlar. Gerekirse ikinci bir genelge yayınlasınlar. Evet, kalitesiz fındığı vermesinler. İnsanlar da burada üzerine düşen görevi yapsın. Ama o bölge müdürünün çiftçinin sesi ve temsilcisi olan Ziraat Odası Başkanı’nı ayak ayaküstünde tesbihle külhanbeyi gibi karşılamasının cesaretini kimden alıyor bu? Yok, cesareti kimseden almıyorsa gereğini yapın. Ben buradan bölge milletvekillerinin Cumhur ittifakının il başkanlarının ‘biz devletiz’ diyen herkesin bu deren dertlenerek bu hadsize haddini bildirmesini bekliyorum. Gerekirse görevden alınsın. Evet, bu insanlara hizmet etmek için bu devlet vardır. Millete efendi olmak için değil ki.. “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” diyor Şeyh Edebali. İnsanı yaşatacaksın hizmet edeceksin ki insanlar devletin o samimiyetini görecek. Ama devletin adına Toprak Mahsulleri Ofisi’nin adına böyle bir hadsiz böyle bir kimliksiz böyle fütursuzca hareket kabul edilemez. Ben Akçakoca Ziraat Odası Başkanı’na yapılan bu harekete mutlak ve mutlak karşılık olarak bir hareket bekliyorum. He olmazsa ne olur? Olmazsa da dünyanın sonu olmaz. Ama birilerinin sonu olacağı belli… yani burada işin faturası en son devletin başına kesilir. Siyasete kesilir. Kimse bürokratın ne yaptığına bakmaz. Çünkü bürokratı atayan siyaset.
Bugün biraz heyecanlı oldu, ama işte Yörük malı ile kurban kesenler 20 yıldır (istisnalar kaydeyi bozmaz da) bir çok yerde Sayın Cumhurbaşkanı’nın emeğini bu memleketin saf halis has çocukların emeğini yiyen bir grup var. Yörük malıyla kurban kesen bir ahali var . Bunlardan birisi…
Lütfen bu milleti sırat köprüsünden geçirirken yarınlarını da düşünmek lazım. TMO’da yangın var yangın! Bu yangını kim söndürecekse söndürmesi lazım. Ve sönmeli. Millete adres göstermemeli. Seni oraya bu milletin fındığını alsın millete hoşgörü ile hizmet etsin diye mi atadılar bölge müdürü? Yoksa milletle iltifata düşüp tüccara adres göstersin diye mi gönderdiler. Bu millet adres bilmiyor mu? Millet bilir adresini. Sen bir de bunu Ziraat Odası Başkanı’na yapıyorsun. Böyle hadsizlik hudutsuzduk olmaz. Olur mu olur. Olmuş mu olmuş. İşin sonunda ne olur? O oraya atayan iradeye bu millet hesabını sorar. Dipnota gelelim… Bugünün dipnotu işte anlattık biraz önce. Bu konudan bahsettik. İşte siyaset diyoruz. Siyasetin içinde dolmuş durağında bekleyip dolmuş numarasına bakmadan ilk gelen dolmuşa binip gidenler var. Bir tane örnek vereyim size. Murat Saydam… Her dönemde bir yerlerde idareci olacak. Ticaret odasında olacak, AK Parti İl Teşkilatı’nda olacak efendim ama bulunduğu yerden bütün sektörüyle ilgili bütün ihaleleri o alacak, faturaları o kesecek. Yani ramazanlarda iftar programlarında bütün yemekleri kendi şirketi üzerinden kesecek. KYK yurtlarındaki yemek ihalesini o alacak. Ve Ticaret Odası yönetim kuruluna girip oda restoranına veya Ticaret Odası’na faturaları o kesecek. Soruyoruz ne kadar fatura kestin Murat Saydam Ticaret ve Sanayi Odası’na? Ve bugün de hala bir yerlerde olmak istiyorsun. Bu siyasetin ve sivil toplum gücünün imkanlarını kullanıp da menfaat ve çıkar sağlayan insanlar hiç yarını düşünmüyor mu? Ölümü düşünmüyor mu?
Programın tamamını aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz: