TİCARETİNİZ BATSIN! BUNUN ADI MAKAM GÜVEN İSTİSMARI

Abone Ol

Akçakoca Belediye Başkanı Okan Yanmaz’ın kardeşi Komisyoncu ve emlakçı Gökhan Yanmaz. Yanında İl Özel İdaresi’nde Meclis Başkanlığı yapmış Çiğdem Günal var. Birisi belediyenin mücavir alanlarında birisi Düzce’nin alanlarında komisyonu ve emlağı pazarlıyorlar. Gayet doğal, olabilir. Bundan birkaç yıl önce iş adamı Mustafa Terzi, Düzce’de yatırım yapmak istiyor. Mustafa Terzi ve Gökhan Yanmaz arkadaş. Yatırımla ilgili konuştuklarında, Gökhan Yanmaz’ın abisi başkan ya, Mustafa Terzi’ye, burası Petrol Ofisi olabilir, diye Akçakoca’da güzel bir yer gösteriyorlar. Başta 2.5 milyon TL olan iş için 1.5 milyon TL’ye anlaşıyorlar. Petrol Ofisi alınacak, imar işleri bizzat takip edilecek. ‘Tamam mı? Tamam.’

Gökhan Bey, ‘sen bize vekaleti ver, biz iş adamıyla görüşelim, seni hiç tanımasın.’ diyor. Adam 1.5 milyon TL’yi veriyor, vekaletle tapuyu alıyor. Çok güzel bir iş yaptığını zannediyor. Aradan bayağı bir zaman geçiyor, mal sahibiyle yatırımcı denk geliyor. ‘Ben burayı 900 küsur bin TL’ye verdim.’ Bir tanesine bunu zımbalamışlar, diyor. Adam Belediye Başkanı’nın sözüne, güvenine mi itibar etsin ki Mustafa Terzi oyunu Akçakoca’da kullanacak kadar onlara yakın.

Bu iş ortaya çıkınca iş insanı ‘ne yaptınız arkadaş?’ deyince ‘biz ticaret yaptık.’ deniliyor. Adamdan 900 bin TL’ye alıp 1.5 milyon TL deyip 600 bin TL, hemen hemen 100 bin doların üzerinde bir rakamdan bahsediyorum 2019-20’li yıllarda. Bu mu sizin ticaretiniz, arkadaşlığınız, makamınız?

Bu arkadaşlar aynı zamanda CHP’li İYİ Partili karışık bir insanla beraber ortaklaşa -bunun yanında Murat Saydam da var, Mustafa Terzi de var, Gökhan Yanmaz da var, tabi Çiğdem Günal bu işin neresinde onu tam bilmiyoruz. Düzce Üniversitesi’nde bulunan öğrencilerin ikâmet ettiği yurtlardaki yemek ihalesini de alıyorlar. Alırlar mı, alırlar? Siyasi güç olmadan alınmaz da, hangi gücü nasıl kullandılar, onu da bilmiyorum. Ama burada öğrencilere ne yedirdikleri belli değil. Siyasi güç var ya, içtimai güç var ya! Tarım Bakanlığının bir bulgusunda, analizinde çok kötü bir hayvan eti çıkıyor oradan. Üstü kapatıldı. Yanmaz, CHP’li ortağı, Mustafa Terzi, Murat Saydam’ın bulunduğu bir yapı. Tutanak tutuldu. Millete en yedirdikleri belli olmayan, insanlara makam ve mevkiden aldıkları yetkiyle insanları istismar eden ve bütün işleri bütün güçleri komisyon ve insanlardan menfaat elde etmek isteyen insanları eleştirdiğimiz zaman da ‘senin şahsi meselen var.’ diyorlar. Benim ne şahsi meselem olacak? Toplumda insanlar kimin ne olduğunu bilsin. Sizin ticaretiniz batsın ya! Böyle güvenin istismar edildiği bir ticaret olabilir mi? Bunları bizden başka söyleyen olmadığı için diyor ki; ‘Şahsileştiriyorsun.’ Şahsileştirmiyorum. İnsanlar özel hayatlarında, ticaretlerinde istediğini yapabilirler ama siyasi güç, toplumsal güç, kamu kudretiyle bir şeyler olduğu zaman bu özel olmaz. Bu topluma mâl olmuştur.

Bu kadar ticarete rağmen bu kadar komplimana rağmen bu kadar komisyona rağmen diyelim hallolsaydı ne ala? Ama hallolmadı. Niye insanları makamla, mevkiyle, imkânla, yetkiyle istismar ediyorsunuz? Bunun adı ticaret değil ki; güvenin istismar edilmesi. Seçim döneminde belediye başkan adayı evinde, köyünde adamın, gece gündüz yanında, güven tahsis ediliyor. Seçim masraflarında bir bölümünü adama yıkmışlar. İşin özünde bu var.

Evrak, bilgi, donanım her neyse ama şu bir hakikat; şu memlekette kamu kudretini, siyasi kudreti kullanıp kendine imkân sağlayan, fırsat sağlayan, kendine artı değerler katıp da hayatını kolaylaştırmak, güzelleştirmek, rahatlamak, kazanmak adına yapılan bu eylemler insanı büyütmüyor, küçültüyor.

Komisyoncu kardeş, emlakçı kardeş hukuk noktasında ailecek de hukukunuz var, aklınız da var Okan Yanmaz da dahil. Ben burada bir şey iddia ettim. Bu hadise sonuna kadar doğrudur. Kamu kudreti kullanmadan ticaret yapılabilir. Belediye Başkanı’nın adı kullanılmadan belediyenin makamı kullanılmadan yapılabilir. İl Genel Meclisi’nin makamı kullanılmadan yapılabilir. Murat Saydam o zaman AK Parti Yönetim Kurulu Üyesiydi, bu kullanılmadan gayet yapılabilir, paran vardır kazanırsın edersin. Kime ne, bana ne? İlgilendirmez ama bunlar kullanılıyor. Maalesef iktidarın gücü muktedirin gücü kamunun gücü birilerine güçlenmek için kullanılıyor. Ben buradan da iktidar ve muktedir sahiplerine bu anlamda dikkat çekmek istiyorum. Bunlara fırsat vermeyin. Bunların gereğini yapın. Yapmazsanız muhalif olan, siyasi olan bunların gereğini yapmaya başlar.

Çuhallı çarşısına ikide bir sel geliyor. Gocuk giyip ıslanma görüntünle beraber oradaki meseleye hangi çözümü ürettin? Neticede görev yapın, hizmet yapın, çözüm üretin, şov işini vatandaş zaten yapar, görür. Acizliğin içinde acizlik, çaresizliğin içinde çaresizlik. Akçakoca şu güzel bayram günlerinde o tedbir vakti zamanında nasıl alınacaksa, her yere para buluyorlar, her yere imkân buluyorlar. Çünkü Akçakoca bizim nefesimiz, her yaz aylarında, Düzce’nin, Ankara’nın, bölgenin mesire alanı. Ama turizm bu kadar rezil, bu kadar çaresiz, bu kadar absürt bir şekilde ne yönetildi ne anıldı ne bilindi. En güzel çarşı olan Çuhallı çarşısını sel basıyor Belediye Başkanı da bir aşağı bir yukarı dolaşıyor. Bu mu hizmet?

Haberin videosu için tıklayın!