Gündem

“TEDBİR DE YETERSİZ, DENETİM DE”

Abone Ol

Geçtiğimiz yıllarda yapılan ölçümlere göre Düzce, Türkiye’nin en kirli havasına sahip kenti olduğu kayıtlara geçti. Özellikle kalitesiz kömür kullanımı ve egzoz gazlarının salınımından kaynaklanan hava kirliliği ile ilgili Düzce Valiliği ve Düzce Belediyesi tarafından çalışmalar devam etse de, kış aylarında kirlilik yoğun bir şekilde hissediliyor.

İnsan sağlığını tehdit eden ve özellikle kanser ve solunum yolları hastalıklarına yol açan hava kirliliği ile ilgili Öncü Haber ekibi sokaklara inerek vatandaşların nabzını tuttu.

Kirli havanın olumsuz etkilerinden şikayetçi vatandaşlar, şunları söyledi: “Evet, Düzce’nin havası eskiden beri kirliydi. Düzce içerisindeki fabrikaların hiçbiri kalkmadı. Organize Sanayi yapıldı, küçük sanayi sitesi yapıldı. Ama bakıyorsunuz etrafa bütün kereste fabrikaları, Standart Profili ve diğer fabrikaların hepsi şehir içinde. Zaten biz burada ovadayız, basık bir ovamız var nemli bir havamız var, nefes alacak hiçbir yerimiz yok. Benim gözlemlediğim gündüz olan hava kirliliği haricinde gece ayrı bir kötü hava soluyoruz. Yani bu kimyasal bir koku ve organize sanayinin de merkezde olduğunu düşünürsek ölümü bekliyoruz başka ne bekleyelim. Bir yandan rutubet, bir yandan esmeyen hava, basık hava, dumanlı hava ve bunun için de hiçbir çalışma yok. Filtreleme yok. Başkanın baya bir çalışması var ama bizim hayatımızı kolaylaştıracak çok az çalışması var. Trafikte sorun yaratıyor. Bu kadar trafiği merkeze sokarsan buradaki egzoz gazını zaten engelleyemezsin. Kalıcı sorunlarımıza bir çözüm yok. Fabrikatörleri gönderemedikten sonra hava kirliliği genel olarak var zaten. Pek umutlu değiliz.

Düzce’nin doğasında var bu ya. Yıllardan beri böyle. Ben küçüklüğümde buraya geldiğimden beri böyle. Mecbur böyle yaşıyoruz, arkası önü yok. Bu zamana kadar çözülmedi ki bir şey yapılmadı. Temiz hava için yıllardan beri uğraşıyoruz.

Beyköy Belediyesi var eski belediye başkanı. Organize diye getirdi Düzce Cam’ı benim evimin yanına yerleştirdi. Sebze alamıyorum, meyve alamıyorum. Gece bir salıyorlar bacaları her yer rezillik, rüsva. Düzce tamamen batmış durumda. Eski Düzce ve yeni Düzce arasında çok büyük fark var. Düzce çökmüş vaziyette.

Sağlımıza etkisi üniversite hastanesinde göğüs bölümüne gidilirse net olarak ortaya çıkar. Ama biz bununla alakalı tedbir almıyoruz. Bugün hava çok güzel büyük ihtimalle kirlilik bugün yok. Sis basıp kötü hava gelinceye kadar böyle idare edeceğiz. Sonrasında toplum örgütleri ortaya çıkacak. Bu havayla ilgili niye tedbir alınmadı bir sürü yaz geçti öyle böyle diyecekler ve yine bir şey yapılmayacak. Kış biraz iyi geçerse kurtarmış olacağız, geçmezse hastanelerdeki göğüs poliklinikleri dolu olacak. Kurtulanlar kurtulacak, kurtulamayanlar ise mezarlıklara gömülecek. Yıllardır burası böyle. Süleyman Kuyumcu’nun belediye başkanlığı olduğu dönemlerden beri hava kirliliği var. O dönemde kömürlere biraz dikkat edilmişti. Düzce’nin her köşesi açık. Akçakoca’dan da Çilimli’den de Bolu’dan da her bir köşeden kaçak kömür giriyor. Denetim olmadığı müddetçe devam da edilecek. Çevre köylerde iyi kömür yakılma zorunluluğu da yok. Böyle olunca da biz burada ne kadar doğalgaz yakarsak kurtuluş olmayacak. Özellikle köylerimizin daha dikkatli olması lazım.  Hayatın bu kadar pahalı olduğu dönemde insanlara doğalgaz yaptır iyi kömür al deme şansın yok. Bunların olacağı iyi evler yok. Bunlar düzetilmeden hava kirliliğinin düzelme şansı yok. Karayolları zaten öyle. İşimiz zor.

Havası gerçekten kirli. Bununla alakalı ne yapılması gerekiyor bilmiyorum ama bir an önce çözüm bulunması lazım. Çevrecilerin biraz daha duyarlı olması gerekiyor. Havadan şikayetçiyiz.

Düzce sayılı kirli şehirlerden. Fiziksel yapı olarak Düzce basık bir yer. Etrafımız dağlarla çevrili. Hava temizli için fabrikaların filtreli olması lazım. Kömür yakılmaması lazım. Doğalgaz var Düzce’de ona rağmen buradaki kirlilik bitmiyor. Türkiye’de belli şehirler var. Onlarda bu sıkıntıları çekiyorlar ama bizde biraz daha fazla. Vatandaş olarak da dikkat etmiyoruz. Belediye yöneticilerinin buna önem vermesi lazım. Ama maalesef Türkiye olarak her konuda eksiğimiz var. Doğalgazın arttırılması gerekir. Kömür ve odun kullanımının düşmesi lazım. Çevredeki insanların yerleşmelerine önem verilmesi lazım. Sis basıyor duman gibi oturuyor havaya. Zaten havadaki kokudan belli oluyor. Özetle is kokuyor.”