‘Düzce'de sularda çok ciddi sıkıntı var, susuzluk var.’ dedik, Allah rahmetini esirgemedi ama kısmen bir çözüm olmakla beraber ciddi şekilde bu konuyla ilgili Sayın Belediye Başkan Dr. Faruk Özlü bize birtakım değerlendirmelerde bulundu. Düzce Belediyesi'nin 50 milyonun üzerinde su alacağı var. Piyasaya 190 milyon lira borcu, 250 milyon lira alacağı var. Rakamsal olarak bunun da 50 milyona yakını su ve bunun yanında tabela vergisi var. Ben bu değerlendirmeden şunu çıkarttım; borcu olanlar borcunu ödesin, sularınız kesilebilir. Hesaplarınıza hacizler başlayabilir, talimat verilmiş. Peki CHP İl Başkanı; ‘Tazyikli fatura, tazyiksiz su var.’ dedi. Peki su sorununu biz neden yaşıyoruz? Ben bir şeyler anlatmıştım, yalnız anlatmadığım bir şey var. Çekya'da dönemin valisiyle beraber sivil toplum kuruluşları başkanlarının bir hamam sefası var. Onu unutmuşum, o vakti zamanında birilerine bu sular peşkeş çekildi. Şimdi geldiğimiz nokta şu; Selahattin Olcar’dan sonra Düzce'de 1 metre boru döşenmiş. Su için bir şey yapılmamış, yüzde 54 kayıp ve kaçak var. Basınç yapıldığı zaman, basınçlı su verildiği zaman zaten su yok. Basınç verildi, borular patlıyor, yüzde 54 kaçak var. Arıtmadan çıkan su şebekeye girip çıktıktan sonra yüzde 54 oranında kayboluyor. Düzce iki deprem gördü; çözüm üretilmeli, icra makamındaki adam riyaset makamındaki adam çözüm üretmeli. Faruk Özlü üretmeli. “Var mı?” dedim bir çözüm? Şimdi 46 milyon Euro’luk bir yatırım var. Yatırımdan önce bir çözüm var, pansuman tedbir ama aslında kalıcı tedbir. Şimdi konutlara imar verilirken, iskan verilirken hidrofor ve su deposu şartı var. Vatandaş, müteahhitler bunun iskanını alıncaya kadar gösteriyorlar. İskanı aldıktan sonra söküp gidiyorlar.
HER BİNAYA HİDROFOR VE DEPO KONULACAK
Düzce’de çözüm olarak öngörülen şu; her binaya, her haneye hidrofor. Toplu konutlarda yaşam alanına göre diyelim ki 20 tonluk, 10 tonluk veya 5 tonluk depolar ve hidroforlar belediye tarafından kurulacak. Kişi sayısına göre daire alanına göre hesaplanıp, diyelim ki bir hidrofor 50 bin lira. 40- 50 tane hane var, biner liralık para 6 taksitle su faturalarına yansıtılacak. Aslında bu olması gereken bir çözüm. Mesela benim köydeki evimde bile hidrofor var. Şimdi belediye, bunu bu şekilde bir çözüme kavuşturmak cihetine gidiliyor. Şu anda tespitler yapılıyormuş, çalışmalar yapılıyormuş ve bu aslında olması gereken bir şey. Dünyanın her tarafında var, susuzluk durumlarında hidroforlardaki suyu biz kullanabilmeliyiz.
Bununla ilgili yeni bir yatırım planlaması yapılmış, 50 milyon Euro, 45 milyon Euro’luk. Bununla beraber bu iş çözülecek. Ama ne zaman çözülecek, biraz zaman alacak. Her eve bir hidrofor, her binanın altına bir hidrofor ve taksitle ödenecek güzel bir uygulama. Bunun haricinde emlak vergisi veya belediyeye çeşitli borçları olanlar lütfen paralarınızı hemen ödeyin. Bu haftadan itibaren hacizler gelmeye başlar, bakarsınız bir gün banka hesabınız bloke olmuş.
NİMETİ İSTEYEN KÜLFETİNE KATLANACAK
Çok kararlı bir şekilde tahsilat noktasında bir tasarrufa gidilmiş. Bu arada şirketlerde personel sayıları fazla, onlara da çözümler var. Onlar da ücretsiz, süresiz izinlere ayrılacak. Çünkü tasarruf tedbirleri gerçekten bir gereklilik oldu. Bizi ilgilendiren boyut suya pansuman olarak aslında pansuman da değil bu depo ve hidrofor sistemi ivedilikle harekete geçmeli. Düzce'de gerçekten bu faydalı bir şey olur. Hayatımızı kolaylaştırır, peki iskan alıncaya kadar bu hidrofor sistemini, depo sistemini kurup da iskan alındıktan sonra bertaraf edenler ne olacak? Müteahhitler gereğini misliyle yapsın. İnsanlardan bu kadar para kazan, bu kadar imkanlar kazan. İnsanlar orada bu müeyyide varsa bunu uygulamayan, bunu bir şekilde göz ardı eden kim varsa bunun gereği misliyle yapsın.
ALTYAPI ÇALIŞMASI SEÇİM KAYBETTİRİR
Biliyorsunuz okul dönemi başladı, bir öğrencinin 380 lira olan abonmanı bu sene 700 lira olmuş. Yüzde 100 artış olmuş. Bu da ciddi bir rakam, gençler için çok cazip bir haldeydi geçen sene. Servislerden kurtarmıştı vatandaşı. Şu anda bu rakamların bu hale gelmesi, hayat pahalılığı ciddi şekilde insanları üzen boyuta geldi. Yaşanmaz hale geldi. Sulardan da bahsettik ya en çok su borcu olanlar fırınlarmış. Sürekli nakit para sürekli imkanlar var, belediyeye su parasını ödemiyor ve bunun gibi birçok yerler. Eleştirelim belediyeyi, yanlış yaptığı işlerde ve yapamadığı işlerde eleştirelim ama vatandaş olarak sorumluluklarımızı yerine getirelim. Sorumluluğu siz nasıl bir doğruyla, duyguyla eleştireceksiniz? Belediyenin otobüslerinden, suyundan faydalanıyoruz ancak nimeti istiyoruz ama külfetine katlanmıyoruz. Hayatta mutlu olmanın iki tane formülü varmış, imkanlarını arttıracaksın ya isteklerini azaltacaksın. Mutlu olmak için nimetle külfet arasındaki dengeye dikkat etmek lazım. Bu arada susuz günler yaşarken yağmur yağdığı zaman sokaklarda özellikle Küçük Sanayi Sitesi’nde su birikintileri oluşuyor. Kim yaptıysa o su giderini, o suyu orada tutmamak adına altyapıyı ona göre yapması lazımdı. Milletten paralar alıyorsunuz, imkanları kullanıyorsunuz, hizmete geldiğiniz zaman olmaz. Burada da bir tezatlık var. Kim yaptıysa o suyu gidecek hale niye getirmedi, onu niye yapmadı? İşte memlekette maalesef neyi, nereden isteyeceğimiz belli değil. Su sıkıntısı çektiğimiz bugünlerde pansuman ama aslında gerçek bir çözüm olan su deposu ve hidrofor sistemi kurulacak. 6 ay su faturalarına hane başına bölünerek 6 ay taksitle ödenecek. Önümüzdeki zaman dilimi içinde Düzce'nin 25-30 yıldan beri girilmeyen şebekesine, altyapı şebekesine girilecek. Aslında altyapı şebekesi siyasetçilerin hiç girmek istemediği bir şey. Seçim kaybettirir Selahattin Olcar’a olduğu gibi. Faruk Özlü’nün de zaten bir daha aday olma niyeti yok. İnşallah bu dönemde bu iş bitmiş olur.