Düzce Belediyesi’nde çoğunluğu ‘Düzceli’ olmayan makam sahiplerinin ‘şahsi’ çıkarlarına ters düşen bir durumla karşılaştıklarında ‘edep, kural, saygı’ sınırlarını nasıl aştığını gözler önüne seren ‘Erdoğan-Katırcıoğlu’ geriliminin bir milat olarak kabul edilmesi gerektiğine parmak basan Öncü Medya Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal, belediyenin parasını yiyip ‘keyif’ çatacak kişilerle değil yüreğinde memleketine ‘hizmet’ aşkı olan görev adamları ile yola devam edilmesinin önemine işaret etti. Bu noktada kalemi kıracak kişi olan Başkan Dr. Faruk Özlü’nün gereği ne ise yapacağına olan inancını kelimelere döken Ünsal, Özlü’nün güvenip bir yerlere getirdiği ancak hizmetle değil olaylarla adından söz ettiren idarecilere, “Faruk Özlü olmasaydı olamayacağınız insana şu yaptığınız hareket hakikaten Düzce tarihinde talihsiz bir hal olarak kaydolacak.” diye seslendi.

Öncü Medya Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal, Öncü TV ve 100.2 Radyo Öncü ortak yayınıyla geniş kitlelere ulaşan ‘Yorumlu-yorum’ programında BELTEM Genel Müdürü Necla Erdoğan ve Yönetim Kurulu Üyesi Ercan Katırcıoğlu arasında yaşanan tartışmanın, belediyedeki yansımalarının nasıl olacağını değerlendirdi. 

Bel

Bu kavganın emsal niteliğinde sonuçları olur: Bu cüreti hanımefendi nereden aldı?

Düzce’ye hizmet için görev verilen belediyedeki iki önemli isim arasında yaşanan bu tatsız hadisenin ‘emsal’ niteliğinde sonuçlar doğurabileceğine işaret eden Ünsal, “Düzce kamuoyu, kafelerde, evlerde belediyedeki makam basma olayını konuşuyor. Kimilerine göre; BELTEM’in Genel Müdürü’nün maaşının 90 bin liradan 75 bin liraya indirilmesinde en büyük etken olan Ercan Katırcıoğlu, başından büyük işlere kalkıştı. Katırcıoğlu’nun işgüzarlık yaptığına yönelik bir görüş var. Kimilerine göre ise bu halin, bu davranışın, bu baskının emsal teşkil edeceği yönünde değerlendirme var. Belediyede bir birimle diğer birim arasında sıkıntı var. Peşine topla 3-4 kişi, bas odayı, ‘Sen nasıl böyle yaparsın, nasıl dersin?’ diye ortalığı birbirine kat sonra herkes konuşur tabi… Vatandaş diyor ki ‘Emsal teşkil eder mi?’, kimilerine göre ‘Eder.’, kimileri ise yorumlarında, ‘Bu cüreti hanımefendi nereden aldı, neyine güveniyor? Nasıl bir hal içinde bu tavrı alabilir?’ diye sorguluyor.” dedi.

Ak Parti Duzce Belediye Baskani Faruk Ozlu Kimdir Ozlu Duzceli Mi Nereli Hayati Ve Biyografisi 17067932804616

“Bu olaylardaki insanların hiçbiri Düzceli değil”

Düzce’de etkili makamlarda oturanların çoğunun Düzceli olmadığını vurgulayan Ünsal, sözlerine şöyle devam etti: “İşin arka planında, burada izah etsek de yarın yasal müeyyideye girdiğinde ispat edilemeyecek gündemler var. Bir mesaj trafiği var, mesaj trafiğinin ortaya çıkması tehdidi var. O tehdide rest çeken bir anlayış var. Düzce, Hz. Mevlana gibi bir yer, ne olursan ol gel. Devşirilmiş devşirmeler var. Düzce tabii kozmopolit olduğu zaman böyle oluyor. Sivas'tan devşirmeleri birimlerde etkili yere koymuşuz. Ankara'dan devşirmeleri koymuşuz. Tekirdağ'dan devşirmeleri koymuşuz. Devşirmeler kazan kaldırıyor. Osmanlı döneminde şehzadelerin ocağa gönderilmesi ile beraber yeterli birikim olmadığı zaman padişahların da hastalığından veya sefer yoğunluğundan dolayı boşluklarda sarayı kadınlar yönetirmiş. Bugün geldiğimiz noktada Osmanlı'dan gelen bir devşirme geleneğinin getirdiği bir sonuç var. Dikkat edin, bu olaylardaki insanların hiçbiri Düzceli değil. Düzce'de bir köyü yok, Düzce'ye gelmişler, yerleşmişler. Etkili ve yetkili olmuşlar. Peki bu iş ne olur? Bugünlerde bir değişim olur. Bugünlerde birimlerde, kurumlarda bir değişim olur. Hatta bu hanımla beraber oraya gelen AK Parti'de siyaset yapan, kadın kollarında olan bir hanım, onun yanında başka biri, 3 kişinin üzerinde bir tasarruf olacağı söyleniyor.” diye konuştu. 

“Hangi doğruya göre bu kararları alıyorsunuz?”

“İL OLMAK DÜZCE’YE YARADI” “İL OLMAK DÜZCE’YE YARADI”

Belediyede yönetici kadrolarına gelen isimlerin burunlarından kıl aldırmadığını ancak işin özüne bakıldığında hizmette de sınıfta kaldıklarını belirten Ünsal, şunları kaydetti: “İşin bir esprisi daha var. BELTEM’in bir esprisi daha var. Buralarda yapılan işlemlerle ilgili kimse eleştiri veya öngörü kabul etmiyor. Örneğin BELTEM şirketi otopark işine giriyor. Bir otoparka hava parası veriliyor, 100 bin lira civarında. Sundurma yapılıyor, o yapılıyor, bu yapılıyor. Hissedarların arasındaki ihtilaflardan dolayı buraya ruhsat alınamıyor ve faaliyete başlanılmıyor. Bunlara sanki vahiyle geliyor bu kararlar. Sonuç kaybeden kim? Şirket, Düzce Belediyesi'nin paraları. Bu milletin emlak vergisi, su vergisi, İller Bankası’ndan gelen gelirinin karşılığı kaybediliyor. Hangi doğruya göre bu kararları alıyorsunuz? Peki bir sorumluluk var mı? Bugün (4 Aralık) bir fuar var. Fuara belediyenin altında makam arabası olan ve bu konularla ilgili de kendinden emin olan idareciler, şirket yöneticileri, ipini koparan gidiyor. Kim ödeyecek bu yol parasını? Otellerde kalınacak, oraya gittiğiniz zaman ne yapacaksınız? Siz gitmezseniz fuar olmuyor mu? Görevlendirilenler, görevli olanlar, bu işin görevinde olanlar ayrı. Bir keşmekeş ama keşmekeşliği de bir nizam, intizam şeklinde sunan bir yönetim şekli var. Bunları Faruk Özlü bilmiyor mu? Artık gereğini yapar. 2 tane soru şu; bu emsal teşkil eder mi? Bu cüreti, bu özgüveni nereden aldı? Bu soruların cevabı şu anda yok. Ercan Katırcıoğlu’na da geçmiş olsun. Adam hakikaten kendisi zaten rahatsız, ciddi bir travmadan geçmiş, titrer bir hali var. Bir de oradan bakmak lazım. İş yargıya intikal etmeden Özlü ilmek ilmek dokur, gereğini yapar. Bundan yıllar önce Hürriyet Gazetesi 10 Kasım'da bir ilan koydu. ‘Olmasaydın olmazdık.’ Gazi Mustafa Kemal'in ölüm yıldönümü münasebetiyle ilan yayınladı. Bir yıl sonra da Akit Gazetesi de bir yayın yapmıştı. ‘Olmasaydın da olurduk.’ Baskın olayında bir okuyucumuzun tespiti var. Olmasaydı olmazlardı, Faruk Özlü olmasaydı bunlar olmazdı. Bunların bütün himayesi, hakikati, liyakati Faruk Özlü olduğu için var. Faruk Özlü olmasaydı olamayacağınız insana şu yaptığınız hareket hakikaten Düzce tarihinde talihsiz bir hal olarak kaydolacak.”

PROGRAMIN TAMAMI İÇİN TIKLAYIN;