Düzce’ye gerçekten hizmet etmek için yönetici koltuklarında oturan görev adamlarına en büyük zararı etraflarındaki ‘menfaat’ çevreleri veriyor. Düzce’yi bir adım ileri taşımaya çabalayan idareciye destekten çok köstek olanlar yüzünden, memleket hak ettiği gelişmişliğe ulaşamıyor. Bu konuyu yine çok yönlü bir bakış açısıyla ele alan Öncü Medya Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal, demircinin iti hikayesini anlattıktan sonra “İşte bu memlekette, “demircinin iti olan” hiçbir amacı olmayan, sadece ‘desinler’ diye hareket eden insanlar veya toplumlar, bazı hakikatler dile getirildiği zaman uğraşıp duruyorlar. Doğru olan şu, Düzce’de, etkili ve yetkili yönlendiren insanlara bakın, bunlar garip gurbetçi mi? Düzce’nin asli unsuru mu? Garip gurbetçiler; makam, mevkii, yetki, menfaat veya sığıntıydı neyse, bunlara kim nasıl itibar ediyorsa hali “demircinin itinden” farklı değil.” dedi.
Öncü Medya Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal, gündemde öne çıkan konuları kendine has üslubu ile değerlendirmeye devam ediyor. Öncü TV ve 100.2 Radyo Öncü ortak yayınıyla geniş kitlelere ulaşan ‘Yorumlu-yorum’ programının son bölümünde Ünsal, ilk olarak AK Partili Düzce Belediyesi şirketlerinde çalışmış, AK Parti’ye seçim sürecinde çok büyük hizmet ettiğini savunan ve kendisini ‘Sosyolog’ olarak tanıtan Doğan Kaya’nın siyasi rotasındaki sapmayı şöyle ele aldı:
SOSYOLOG DOĞAN’IN SİYASİ İSTİKRARSIZLIĞI
“Geçtiğimiz hafta Anahtar Partisi İl Teşkilatı, kurucu İl Başkanı Metin Topal başkanlığında ilk kongresini yaptı, hayırlara vesile olsun. Fakat listede güzel, siyasette sıfır kilometre, hiçbir şekilde siyaset yapmamış insanlarla beraber bir oluşumun içine girdiler. Hayırlı olsun memlekete, millete. Bu arada genel kurul delegeleri var, üst kurul delegeleri deniliyor, genel başkan seçen delegasyon. Orada bir isim, sosyolog Doğan Kaya var. Düzce BELTAŞ'taki görevleriyle beraber proje müdürlüğü yapmış bir arkadaş. Bu aynı zamanda Ağa Mahallesi’nde, Çamköy'de “AK Parti'ye seçimi biz kazandırdık.” diyecek kadar, konulara, memlekete hakim. Oy oranlarına baktığınızda da AK Parti orada sandıkları patlattı zaten, çok yüksek oy aldı. Çok büyük katkı sağladı! Anahtar Partisi’nde üst kurul delegesi olduktan sonra görevlerinden istifa etmiş veya el çektirilmiş, artık bilemiyoruz ne olduğunu, bir tasarruf gösterilmiş.”
“AK PARTİ BÜYÜK BİR DEĞERİ KAYBETTİ”
Kinayeli bir dille AK Parti’nin büyük bir değeri kaybettiğini belirterek, sözlerine devam eden Ünsal,
“AK Parti'ye ve Faruk Özlü’ye, bu kadar hizmet eden, sandıkları patlatma derecesinde yüksek oy almasına sebep olan bir değeri AK Parti değerlendiremedi, elinden kaçırdı. Yani bu konu, AK Parti İl Teşkilatı başta Hasan Şengüloğlu olmak üzere hakikaten ortaya koyup tartışılması, çok derin düşünülmesi gereken bir şey. Böyle bir değer nasıl kaybeder, yıldız kaydı mı deriz, ne dersek bundan sonraki yaşamında, siyasetinde hayırlara vesile olsun. AK Parti bu değerini, kıymetini bilemedi.”
“SEN DOĞRUYU KONUŞURSUN, ONLAR MENFAAT HESAPLARI YAPAR”
Makamdakilerin gelip geçici ancak memlekete hizmetin kalıcı olduğunu bir kez daha vurgulayan Ünsal, Düzce’ye en büyük zararı menfaatine göre şekil alanların verdiğini dile getirdi. Ünsal, sözlerine şöyle devam etti: “Eskiden çocukluğumuzda bebekler vardı, ayağının altını sıkardık, ses gelirdi. Bazen birilerinin kuyruğuna bastığın zaman ses başka yerden gelir. Bazen de fake hesaplarla seni dizayn etmeye kalkarlar. Sen adam gibi, samimiyetle, yanlışıyla, doğrusuyla konuşursun, birileri farklı hesaplarla menfaatlerine gelir. Özellikle yerel yönetimlerde, belediyelerde bazı anlayışlar vardır ‘Bu belediye başkanı bir gün gider, biz birbirimize sahip çıkalım, mümkün mertebe işimize gelmeyen işleri yapmayalım, koordine olalım.’ anlayışı var. Maalesef şu andaki yaşadığımız sıkıntıların özünde ve başarısızlıkların altında da bu var.”
“BU MEMLEKETTE HAKİKATEN İŞ BEREKETSİZLİĞİ VAR”
Ünsal, şöyle devam etti: “Büyüklerden biri diyor ki, "Etkili kişinin yetkisizliği, yetkili kişinin etkisizliği vardır orada iş bereketsizliği." Bizim alacağımız öğütler dışarıdan değil, içimizden, büyüklerimizden olmalı, büyüklerimizin öğütlerini dinlersek her şey daha da güzel olacak. Bu memlekette hakikaten iş bereketsizliği var, sebep olanlar düşünmeli. Büyüklerimizden biri hayatın anlamını şöyle anlatıyor: "Hayat niyetle nasip arasında yaşanır, niyetinde ne varsa, nasibinde de o olur." Niyet iyi olsun. Şu memlekette sayılı günlerde kalıp makamlarda, mevkilerde olanlar, bir gün gidecek olan insanlardan medet uman toplum veya Düzceli, zavallı ve aciz insanlar.”
“ASALETLE DURANLA EMANETLE DURAN ARASINDAKİ FARK ZAMAN İÇİNDE ÇIKACAK”
Aç kalıp kasabaya inen, kapısına gittiği kasapta ve fırında karnını doyuran kurdun peşine takılan köpeklerin hikayesini anlatan Ünsal, “Kasabın iti ve fırıncının itinden başka demircinin iti de kurdun peşinden koşuyormuş. Artık yorulan kasabın ve fırıncının itlerinin koşmaya hali kalmamış ancak demircinin iti kurdun peşini bırakmıyormuş. Kurt durmuş demiş ki ‘Kasabın etini aldık iti geldi vazgeçti, fırıncının ekmeğini aldık iti geldi vazgeçti, ulan demircinin iti sana ben ne yaptım da peşimde koşuyorsun?’ demiş. İşte bu memlekette, “demircinin iti olan” hiçbir amacı olmayan, sadece ‘desinler’ diye hareket eden insanlar veya toplumlar, bazı hakikatler dile getirildiği zaman uğraşıp duruyorlar. Doğru olan şu, Düzce’de, etkili ve yetkili yönlendiren insanlara bakın, bunlar garip gurbetçi mi? Düzce’nin asli unsuru mu? Garip gurbetçiler; makam, mevkii, yetki, menfaat veya sığıntıydı neyse, bunlara kim nasıl itibar ediyorsa hali “demircinin itinden” farklı değil. Biz Düzce'de gerçekten doğru ve faydalı olanı söylemeye devam edeceğiz. Asaletle duranla emanetle duran arasındaki fark zaman içinde çıkacak.”
HABERİN VİDEOSUNU İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN