2022’de Düzce’den biraz dışarıya doğru çıkalım dedik. Bugün bir Yığılca’ya doğru gidelim. Yığılca, kuruluşu ve yerleşimi Düzce’den eski. Burada binlerce yıldır Sarıkaya Mağarası var. Burası SİT alanı içerisinde. Memlekette ekonomi devam edecek. Bu mağaranın etrafında bir çimento fabrikasının ocağı var. Sarıkaya Köyü muhtarı, burada dinamitli patlatma ve diğer çalışmaların mağaraya zarar verdiği ve verebileceği noktasında yaklaşımda bulunmuş.
İlim, bilim bu işlere vakıf. Neyin olup neyin olmayacağını biliyorlar ancak bir anekdottan bahsetmek istiyorum. Ankara’nın Esenboğa Havaalanı yapılmadan önce buraya konusunda uzman bilim heyeti geliyor. Orada da bir çoban koyunlarını otlatıyor ve diyor ki ‘Evladım siz buraya neden geldiniz?’ ‘Birisi amcaya ‘Buraya havaalanı yapacağız, incelemeye geldik’ diyor. Çoban ‘Evladım buraya havaalanı olmaz’ diyor. Neden diye soruluyor. Diyor ki, ‘Ben 50 senedir burada koyun otlatıyorum. Kuşlar buradan gelir. Güneş buradan doğar. Göçmen kuşlar bile havada çarpışıp düşüyor.’ Heyetin başındaki ada ‘Bırak ne bilecek çoban’ diyor. Zaman içinde havaalanı yapılıyor. Dünyanın en riskli üçüncü havalimanı olmuş. Bir çobanın düşüncesini dinlememişler.
Muhtar buna feryat ediyor. Bakanlıklara ilgili yerlere müracaat ediyor. Muhtarın çalışmalarını Çevre İl Müdürlüğü’ne sorduk. Bu konuyla ilgili gerekli takip ve incelemenin yapıldığı söylendi. Sordum ki ‘Bu madenin bu mağarayı tahrip etmeyeceğinin bir tespiti var mı?’. ‘Yok’ dediler. Yani kontrol mekanizması çalışmadığı sürece her şey olabilir.
Yığılca’ya gitmişken… Birkaç dostla görüştük. Belediye başkanından memnun değiller. ‘Rasim Çam başkan şu ana kadar bir çivi çaktığı yok. O belediyenin makam aracının şoför koltuğunda dolaşmadığı gitmediği yer kalmadı.’ Diyorlar. ‘Dünyayı dolaşırken Yığılca’nın derdine derman olmadı. Ah Muzaffer Yiğit ah. Neredesin, sen kaybettin Yığılca kaybetti.’ diyen de var. Özellikle Sarıkaya Mağarası ile ilgili Muzaffer Yiğit’in mücadelesinin, yapmış olduğu takipte gelinen noktada çok büyük emeği var dediler.
Bir dostumuz bir örnek vardı. Dedi ki, ‘Rasim Çam, Antalya’daki düğünden, Almanya’daki düğüne kadar belediyenin makam aracında şoför koltuğunda gidiyor. Hatta Almanya ‘ya gittiğinde ne kadar bir zaman kaldıysa bu araç havaalanında kalmış.’ Bunun bir süresi olur. Bir kere yasal değilmiş belediye başkanlarının bu kadar süre şoför koltuğunda olması. Çok geziyor diyorlar. Asker arkadaşının düğününden Almanya’ya gidip havaalanında kalmasına kadar. Muzaffer Yiğit, Düzce Ulaşım A.Ş.’de yönetici. Daha önce de danışman statüsündeydi. Yığılca’da verdiği mücadele hakikaten çok büyük. Bugün gelinen noktada da o gezip tozma noktasından arta kalan pek de bir şey yok. Belediye maaşlar bile kıl payı ödendi ödenmedi. Birçok insan da işten ayrılmış vaziyette. Yığılca için ‘makus bir talih’ derdik. Şu anda da Yığılca’da yaşayan insanların tespitine göre Yığılca, Rasim Çam’la makus talihin yaşarken, Rasim Çam o memleket senin, bu düğün benim gez babam gez diyorlar. Ve geziyor da.
Merak ediyorum. Bu araç Muzaffer Yiğit döneminden alındığından bu güne kaç bin kilometre yol yapmış. Bu olay ortaya çıktığında insanların söylediklerinin mahiyeti de ortaya çıkar.
Özellikle Sarıkaya Mağarası’na dikkat çekmek istedim. Orada yaşayan insanların hassasiyetlerinin bilinmesi noktasında çok ehemmiyet gerektiren bir hal var. Yatırım yapan herkes ülkeye katkı sağlıyor. Bu memleketin değer varlıkları da bu yatırımlardan etkilenmemeli. Bu yatırımlara heba edilmemeli. Çevre İl Müdürlüğü de bu konuda hassas. Muhtar işin takibinde. Biz de bu konuda herhangi bir gelişme olursa ilgililerle ve kamuoyuyla paylaşacağız.