Sağlık & Çevre

“SAĞLIKLI SOLUNUM İÇİN SİGARA İÇMEMEK VE HAVA KİRLİLİĞİNDEN KAÇINMAK GEREKİR”

Düzce Özel Çağsu Hastanesi’nde görevli Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Murat Acat, Türkiye'deki en yaygın sağlık sorunlarından birisi olan solunum yolu hastalıkları hakkında Öncü Haber’e özel açıklamalarda bulundu. Solunum yolu hastalıklarının başlıca nedenleri arasında; sigara kullanımı ve hava kirliliğinin geldiğini belirten Acat, “Sigara, Astım ve KOAH hastalığına sahip kişilerin atak geçirmesine ve düzelmemesine sebebiyet verebiliyor.” ifadelerine yer verdi.

Abone Ol

Düzce’de hava kirliliği ve sigara kullanımına bağlı olarak solunum yolu hastalıklarında önemli artışlar gözlemleniyor. Bu konuya dikkat çekmek için Öncü Haber ekibi, Düzce Özel Çağsu Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Murat Acar’a mikrofon uzattı.

Doç. Dr. Acat, özellikle KOAH hastalarına tavsiyelerde bulunarak, “KOAH’ta erken tanı koyabilirsek, erken dönemde tedavisine başlayıp kişiyle konuşup eğer çevresel maruziyetler varsa veya sigara içicisiyse o kişiyi bir şekilde sigarayı bırakmasına ikna edebiliyoruz.” dedi.

COVID-19 pandemisinin Türkiye’deki etkileri ve aşılara ilişkin düşüncelerini paylaşan Acat, solunum hastalıkları tedavisinde erken tanı ve düzenli kontrollerin önemini vurguladı. Ayrıca, astım ve KOAH hastalarına sigara ve hava kirliliği konusunda uyarılarda bulundu.

“Risk grubundaki kişilerin grip aşısı olmasını öneriyoruz”

Kış aylarının gelmesiyle beraber grip vakalarında yaşanan artış ile ilgili bilgilendirmelerde bulunan Acat, “Risk grubundaki kişilerin grip aşısı olmasını öneriyoruz, yüzde 70 koruyuculuğu var. Grip aşılarını Covid aşılarıyla karıştırmamak gerekiyor. Covid zamanında dünya çapında farklı bir durum vardı, o aşılar hızlı bir şekilde geliştirilmişti. Aşılarla ilgili bir sürü spekülatif yayınlar ve konuşmalar yapılıyor. Grip aşıları yıllardır firmalar tarafından geliştirilen ve Faz1, Faz2, Faz3 çalışmaları tam zamanında yapılan aşılar. Eğer bir kişinin yumurta alerjisi yoksa yumurta yiyebiliyorsa ve risk gurubundaysa sadece risk grubu da değil, sosyal endikasyon dediğimiz kişi önemli bir yerde çalışıyordur personeline değer veren bir fabrika düşünün. Kişi grip olduğunda yaklaşık 7 günlük bir iş kaybı oluyor. Personelinin iş kaybından büyük zarar görecek firmalar bile personeline aşı yaptırabilir. Grip aşısında sezon çok önemli. Türkiye için Eylül ayı ile Aralığın 2’nci haftası grip aşısını yaptırmak gerekiyor. bu süreçten sonra grip aşısı yaptırmanın çok bir mantığı yok.” açıklamalarında bulundu.

“İnşallah böyle bir pandemi tüm dünyada bir daha yaşanmaz”

Covid-19’un göğüs hastalıkları üzerindeki etkisine ve Türkiye’de yaşanan pandemi sürecine değinen Acat, “Covid ilk planda göğüs hastalıkları uzmanlarını direkt ilgilendiren bir hastalıktı ve tüm Türkiye’de 3 bine yaklaşık göğüs hastalıkları uzmanı 2,5 yıl boyunca canla başla mücadele ettiler. Diğer branşlar da tabi anestezi uzmanları ağır hastalarda yoğun bakım desteği için çalıştılar. Anestezi uzmanları da Covid sürecinde ön plana çıkan branşlardan biri. Çok büyük bir badire atlattık. Hızlı bir şekilde aşılar geliştirildi ve hastalığın hızı kesildi. Aşılara ve hastalık geçiren kişilerde gelişen immün cevabı sonucunda büyük bir pandemiyi atlattık. İnşallah böyle bir pandemi tüm dünyada bir daha yaşanmaz.” şeklinde konuştu.

 “Türkiye’de yapılan aşılarla ilgili herhangi bir ciddi yan etkinin olduğunu düşünmüyorum”

Koronavirüs aşılarının artan genç ve yaşlı hastaları üzerinde hiçbir etkisi olmadığının altını çizen Acat, “Türkiye’de yapılan aşılarla ilgili herhangi bir ciddi yan etkinin olduğunu düşünmüyorum. Yapılan yayınlarda da aşı yaptırmış kişilerde artmış bir risk durumu yok. Halkımızın arasında bir takım inanç seviyesinde, aşı yaptırmamak, aşıdan dolayı rahatsızlandım şeklinde bir inanış var, ben buna katılmıyorum.” ifadelerini kullandı.

“Yakın vadede tekrar bir pandemi yaşayacağımızı düşünmüyorum”

 “Türkiye, yeniden bir pandemi sürecine girer mi?” sorusu üzerine Acat:

“Yakın vadede tekrar bir pandemi yaşayacağımızı düşünmüyorum. Bunun için panik yapmaya gerek yok. Şu an Aralık ayındayız, havalar soğudu onun dışında çok ciddi derecede viral pnömonilerle karşılaşmıyoruz. Pnömoni vakaları görüyoruz ama bizi rahatsızlandıracak derecede ciddi viral pnömoni atağı yok şu an. Ülkemizde de Düzce’de de yok.” açıklamalarında bulundu.

“Sigara içmek, Astım ve KOAH hastalığının düzelmemesine sebebiyet verebiliyor”

Astım ve KOAH gibi yaygın solunum yolu hastalıklarının tedavi süreci hakkında bilgilendirmelerde bulunan Acat, “Astım çok değişken bir hastalıktır. Bazı hastalarımızda yılda birkaç kez gece öksürüğü ile seyredebilirken, bazı hastalarımız da düzenli tedavi olmuyorlarsa haftada bir veya ayda bir acillere müracaat etmek zorunda kalabiliyor. Kronik hastalıklarda en önemli şey düzenli aralıklarla uzman doktorlara müracaat ederek tedavinin düzgün bir şekilde yapılması. Maalesef halkımızın arasında inhale ilaç dediğimiz astım ilaçları ile ilgili ciğeri şişiriyor veya bağımlılık yapılıyormuş gibi batıl bir inanış var, bunun kırılması gerekiyor. Bilakis nefes yoluyla kullanılan ilaçlar kana karışmadığı ilaçlar lokal yani boğazda ses kısıklığı, hafif pamukçuk gibi yan etkileri olabiliyor. Nefes yoluyla kullanılan ilaçların sistemik bir yan etkisi olmuyor. Bu ilaçların kana geçebilmesi için çok yüksek dozlarda kullanılması gerekiyor. Biz düzenli kontrollerine gelen hastalarımıza en minimum dozda bu ilaçları kullanmalarını söylüyoruz. Astım hastalarının özellikle çocuk yaş grubunda aileler hastalığı kabullenmek istemiyorlar. Bu ilaçların bağımlılık yapabileceğini düşünüyorlar. Çocuklarının tedavilerini yarıda bırakarak onlara zarar veriyorlar. Benim tavsiyem şu: kendilerine şehirde rahat ulaşabilecekleri bir uzman doktor seçip o doktora belirli aralıklarla, kışın iki ayda bir, yazın üç ayda bir düzenli kontrollerini yaptırıp doktorların önerdiği seviyede ilaçlarını düzgün bir şekilde kullanmaları. Astım ve KOAH hastalarının ilaçlarını düzenli bir şekilde kullanıp, doktorlarının tavsiyelerine uymanın yanında sigara içmemeleri çok önemli. Sigara bu iki hastalığa sahip kişilerin atak geçirmesine ve düzelmemesine sebebiyet verebiliyor. Bir de maalesef ilimizde fosil yakıtlar hala kullanılmakta. Her yerde doğalgaz yok ve olsa bile bir takım ekonomik sebeplerle hem sanayilerde hem evlerde fındıkkabuğu, kömür, odun yakılıyor. Havanın soğuk olup hava kirliliğinin yoğun olduğu saatlerde dışarı çıkmamalarını, evlerinde iseler pencereleri açmamalarını tavsiye ediyorum. Kışın bol bol c vitamini alabilirler. Beslenmelerine de dikkat ederlerse hayatı sorunsuz bir şekilde yaşayabilirler.” şeklinde konuştu.

“Mevsiminin normal seyrinde görüldüğü kadar görülüyor”

Kış aylarında, Zatürre vakalarında yaşanan artışlarla ilgili açıklamalarda bulunan Acat şu iafdelere yer verdi:

Ben bunun mevsimsel olduğunu düşünüyorum, kış aylarında zatürre hastalığını biraz sık görüyoruz ama şu an bizim artı tedbir almamızı gerektiren olağanüstü bir durum yok. Mevsiminin normal seyrinde görüldüğü kadar görülüyor.

KOAH’TA erken tanı hayati önem taşıyor

Göğüs hastalıklarında yapılması gereken rutin kontroller ve taramalar hakkında bilgi veren Acat, “Söylediğim şartlarda akciğer taraması yapılabilir. Bir de sigara içen kişilerde KOAH ile ilgili olarak solunum fonksiyon testi yapılabilir. Kişi 40 yaşın üzerindeyse 15-20 yıldır sigara içiyorsa KOAH’ı erken dönemde yakalayabilmek için solunum fonksiyon testi yapılabilir. Solunum fonksiyon testinin de teknisyenin kaliteli ve o işi bilen kişi tarafından yapılması gerekiyor, zor bir testtir, teknisyenle hasta arasında uyum olması gerekiyor, hastanın hızlı bir şekilde nefes alıp hızlı bir şekilde nefes vermesi gerekiyor. Eğer test düzgün bir şekilde yapılıyorsa bir takım f1 bölü fvc, yüzde 70’in altında ise biz o kişilerde KOAH var diyebiliyoruz. KOAH’ta erken tanı koyabilirsek, erken dönemde tedavisine başlayıp kişiyle konuşup eğer çevresel maruziyetler varsa veya sigara içicisiyse o kişiyi bir şekilde sigarayı bırakmasına ikna edebiliyoruz.” ifadelerini kullandı.

“Hava kirliliği de solunum yolu hastalıklarını tetikliyor”

Solunum sağlığını korumak isteyenlere tavsiyelerde bulunan Acat, “İlk önce sigara içmemek en önemlisi bu. Kişinin alerjisi varsa evin içerisinde akar barındıracak şekilde odalarında çok fazla yünlü eşya kullanmamaları, eğer evcil hayvanlara karşı bir alerjisi varsa hayvan beslememeleri, beslenmelerine dikkat etmeleri özellikle taze sebze-meyve tüketmeleri bir de hava kirliliği olan yerlerde yaşamamalarını tavsiye ederim.” şeklinde konuştu.

HABER: Esengül BULUT

KAMERA: Zeki AŞIKOĞLU