Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekim Yardımcısı ve Acil Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Cihat Demir, yaz aylarında artan boğulma vakaları için alınacak önlemleri paylaştı. Demir, Türkiye’de yüzme bilme oranının düşük olduğunu belirterek “Çocuklara yüzme dersi vermek boğulma riskini yüzde 88 oranında azaltmaya yardımcı olabilir. Ancak asla bir yüzücünün eğitimini, üzerindeki denetimi azaltmak için bahane olarak kullanmayın. Yüzme seviyeleri ne olursa olsun her zaman yüzücüleri izleyin.” açıklamalarında bulundu.
İnsanların; havuzların, göllerin ve denizlerin pırıl pırıl sularına akın ettiği yaz aylarında boğulma vakalarını önlemek için alınacak tedbirlerden bahseden Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekim Yardımcısı ve Acil Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Cihat Demir, “Boğulma genellikle hızlı bir şekilde gerçekleşir ve çoğunlukla sessizdir. Boğulma sırasında suda çılgınca çırpınan bireyler nadirdir. Çoğu durumda, suda yüzen hareketsiz bir bireyin hızla yüzeyin altında kaybolması klasik senaryodur.” ifadelerini kullandı.
Boğulma En Çok Küçük Çocuklar ve Genç Erkekler Arasında Yaygın
Boğulma, özellikle çocuklarda önemli bir halk sağlığı sorunu olduğunun altını çizen M. Cihat Demir, “Boğulma en çok küçük çocuklar ve genç erkekler arasında yaygındır. 1-4 yaş arası çocuklarda kasıtsız yaralanmaya bağlı ölümlerin önde gelen nedenidir, 5-14 yaş arası çocuklarda ise ikinci önde gelen nedendir. Pediatrik boğulma sıklıkla evdeki yüzme havuzlarında, küvetlerde veya kovalarda meydana gelir. Bebeklerde neden genellikle tesadüfidir. Bebek ölümlerinin çoğu, denetimin sona ermesinden sonraki 5 dakika içinde meydana gelir. Daha büyük çocuklar yüzme havuzunda boğulma eğilimindedir. Çoğu zaman havuzun kapısı veya çiti açıktır ve çocuk hemen içeri atlar. Yetişkinler genellikle göllerde, nehirlerde ve denizde boğulur. Çoğu yetişkin boğulma vakasında, sığ sulara dalmak ve kayaya çarpmak gibi ilişkili bir yaralanma söz konusudur. Yaşlı boğulma mağdurları arasında ise alkol kullanımı yaygındır. Nöbetler ve önceden var olan kalp hastalığı gibi durumlar da boğulma riskini artırır.” Açıklamalarında bulundu.
“İlk Olarak Yalnız Başına Yüzmekten Kaçınmak Gerekir”
Yüzme bilenlerin bile boğulma tehlikesi olacağını dile getiren Demir, “Bazen kendine olan bu güven ölüme götürebilir. En kendine güvenen ve yetenekli yüzücüler bile, yardım alınmadan hızla ölümcül hale gelebilecek kazalara kurban gidebilmektedir. Halka açık bir havuzda veya gölde yüzüyorsanız, suya girmeden önce bir cankurtaranın görev başında olduğundan emin olun. Yüzmeye giden kişinin tıbbi durumunun da biliniyor olması gerekir. Sık görülen nöbetleri olan, aniden yüzme yeteneğini kaybedebilecek kişiler, büyük su kütlelerinde her zaman can yeleği giymelidir. Tıbbi rahatsızlığı olan yüzücüleri asla yalnız bırakmamalı ve yeterli güvenlik ekipmanı sağlanmalıdır.” ifadelerini kullandı.
“Yüzme Dersleri Hayat Kurtarır”
Yüzme öğrenmenin önemine dikkat çeken Demir, “Ülkemizde ne yazık ki yüzme bilme oranları oldukça düşük. Çocuklara yüzme dersi vermek boğulma riskini yüzde 88 oranında azaltmaya yardımcı olabilir. Ancak asla bir yüzücünün eğitimini, üzerindeki denetimi azaltmak için bahane olarak kullanmayın. Yüzme seviyeleri ne olursa olsun her zaman yüzücüleri izleyin.” ifadelerine yer verdi.
“Temel İlk Yardımı Ve Kalp Masajı Uygulamasını Öğrenin”
Rüzgarlı ve fırtınalı havalarda yüzülmemesi gerektiğini belirten Demir, “Bu sayede boğulma kazasından sonra birinin hayatını kurtarabilirsiniz. Birisi, acil müdahale ekiplerinin gelmesi için geçen sürede boğulmanın ölümcül etkilerine yenik düşebilir. Bu nedenle, temel yaşam desteği uygulayabilmek, profesyonel yardım olay yerine ulaşana kadar kişiyi hayatta tutabilir. Asla rüzgarlı veya fırtınalı havalarda yüzmeyin. Yıldırım çarpması yüzmeyi inanılmaz derecede riskli hale getirir ve şiddetli rüzgarlar yüzmek için zor koşullar yaratabilir.” açıklamalarında bulundu.
“Kurtarma nefesi kişi hala sudayken yapılmalıdır”
Boğulan bir kişiye yapılması gereken acil müdahalelerden bahseden Demir, “Mağdur ilk fırsatta sudan çıkarılmalıdır. Kurtarma nefesi kişi hala sudayken yapılmalıdır, ancak kaldırma kuvveti sorunları nedeniyle göğüs kompresyonları yetersizdir. Servikal omurga önlemlerine dikkat edilerek hasta sudan çıkarılmalıdır. Çevredekiler ve kurtarma görevlileri, bireyin uzun süredir öldüğü açıkça belli olmadığı sürece asla bireyin kurtarılamaz olduğunu varsaymamalıdır. Yaralanmadan şüpheleniyorlarsa, bireyi mümkün olan en az miktarda hareket ettirmeli ve kalp masajına başlamalıdırlar.” ifadelerini kullandı.