İnsanlar hayatta yaşarken eğitim alırlar. Tıp eğitimi, biyoloji eğitimi, fen eğitimi, edebiyat eğitimi alırlar. Ama hayatın okulu yok, yaşayarak öğreniyorsun. Perşembenin gelişi çarşambadan belli olurmuş. Geçen hafta bu konudan bahsettik. Düzce Belediyesi ile ilgili gruplaşmalar, yapılardan bahsettik. Bu anlamda gününün büyük bölümünü bu memlekete fayda için harcayan Faruk Özlü’nün çabasına, bu insanlar, bu yapılaşmalar yakışmıyor. Bugün (2 Aralık) de yine bir olay patlak verdi. Danışman Ercan Katırcıoğlu öğretmen emeklisi, talebeleri olan, yaşı bir hayli ilerlemiş, belediyedeki kapısını kapatmayan, çayını bile kendi cebinden ödeyen düzgün bir insan. BELTEM’in yönetim kurulu üyesi. Bugünlerde bir baskın yedi. BELTEM’in Genel Müdürü Necla Erdoğan geldi Katırcıoğlu’nun odasına, yanında 3 arkadaşıyla beraber. Bizim bildiğimiz zarif, nazik hanımefendi, ne çocuğu olduğundan tutun da darbın şiddetine kadar, çok infiale sebep olacak şekilde Ercan Bey'in odasını basıp imdat dedirtecek hale getirerek Ercan Bey’i makamında veya odasında bastı. Tansiyon çok büyük, ben aradım. Necla Hanım ‘Hiç böyle bir şey yok.’ dedi. Sağır sultan duymuş, duymayan kalmamış. Belediyenin içinde duymayan kalmamış.
NECLA HANIM’IN HARCAMALARINA SUAL Mİ SORULUR?
El hak derler ya yani olay ne? Hanımefendinin daha önce Belka Genel Müdürü iken bir makam odası vardı. Çok güzeldi makam odası; beylere, paşalara layık. Anıtpark’taki bir yeri ofis yaptı. Çalışma alanı neresi? Bahçeşehir, temizlik, otoparkçılık. Bir araç alınıyor, masraf ediliyor. Bu masraflara karşı da Ercan Bey duyarlı. İşin başlangıç noktası bu. Masraf ediliyor, otopark kiralanıyor, otoparktan zarar ediliyor, harcamalar oluyor. Hesap sormuş. Ercan Bey sorulur mu, sorulursa gelirler kapına. Görünen boyutu bu tabii, iş adliyeye falan intikal etmedi. Faruk Bey'in göstereceği tasarrufa bakar. Hanımefendiye insani olarak, makam olarak her türlü imkanı sunmuş. Ercan Bey demiş ki sen de bunu denetle. Herkes işini yapıyor. Burada saldırmanın, adamın gırtlağına dokunmanın veya belediyede bu kadar infial oluşturmanın sebebi ne? Faruk Özlü’ye siz bunu nasıl izah edersiniz? Necla Hanım'ın himayesinde çalışan panayır, otopark ve seyyar satıcılara bakan bir arkadaş, Düzce esnafına bir konudan dolayı itilaf görüyor. Ve iddiaya göre tabii o da böyle külhanbeyi gibi insanlara korku veriyor. Necla Hanım'ın bünyesinde çalışan bir arkadaşmış. Geldiğimiz noktaya baktığınız zaman bunlar hoş şeyler değil. Faruk Bey ne yapar bilmeyiz ama kavgayı sevmez. Kavga edeni hiç sevmez. Kavga edenlerin hepsini de bertaraf eder. Ercan Katırcıoğlu’nun belediyeye maddi-manevi olarak katkısı çok. Necla Hanım'ın da faydalı olduğu yönlerini biliyorum. Ama bir kişinin odasına gidip açık kapıyı kapatarak o kişiyi orada hürriyetinden engelleyecek tavrı ben Necla Hanım'a yakıştıramadım. Hepsinden önemlisi size bu Düzce'nin insanına hizmet edin diye bu imkanlar, fırsatlar, yetkiler, maaşlar veriliyor. Kavga edin diye değil ki. Bu yakışmadı Necla Hanım gibi hanımefendiye. Varsa yasal olan bir şey gidersin adliyeye. Hakkınızda böyle bir şey varsa Ercan Bey'in de Necla Hanım’ın da riyaset makamındaki otoriteye gidersin.
DERDİNİZ ÖZLÜ’NÜN GAYRETİNİN, NİYETİNİN ZAYİ OLMASI
Nasrettin Hoca değil ki bu idareci mutlaka birine “haklı”, birine “haksız” diyecek. Ama burada kimin ne dediğinden ziyade belediyede birtakım gruplaşmalar var. Kraldan çok kralcı, etki ve yetkiyi kullanarak her şeyi Faruk Bey’in bilgisi dahilinde oluyor deyip ego tatmin edenler var. Amaç millete, Düzce’ye hizmet etmek. Bu amaç ve araç üzerinde denklemi kuramıyorsak büyük bir boşlukta tüm belediyenin hayret ettiği ağızdan çıkan ifadelerle bir şirketi nasıl yönetecek? İyi niyet, merhamet bazen böyle zafiyetler ortaya çıkarıyor. Faruk Bey çok hoşgörülü bir adam, kendisine yıllardır hizmette bulunan insanlara bile merhamet eden, tolerans eden bir insan. Attığınız taş ürküttüğün kurbağaya değdi mi? Sizi oralara getiren size o imkanları veren o fırsatları veren riyaset makamına yaptığınızı yarınınız da nasıl izah edeceksiniz? Maalesef panayırda Düzce esnafına görüntüler yapmak, bugün bu yarın ne olacağını bilmiyoruz. Lütfen herkes kendine gösterilen saygıyı da güveni de samimiyeti de istismar etmesin. Ben hasbelkader ikisini de tanırım, ikisine de mesafeli bir insanım. Ben burada bu ve bunun gibi seviyesizliklerin Faruk Özlü'nün Düzce'ye bir şeyler yapma gayretine sekteye vurmasından rahatsız olurum.
DÜN PAZARCI ESNAFINA BUGÜN BELEDİYE ESNAFINA
Bana bir de ikaz oldu, ben bu konuyu değerlendirirken pazaryeri esnafına karşı bir Külhanbey vari göz korkutan eylemlerle, söylemlerle, donanımlarla gitmiş. ‘Bunu söyleme, bunu konuşursan sana da döner, bu adamı yönlendirirler.’ dedi. Biz Düzce'nin doğrusundayız. İşin sonunda Düzce kazansın. İnsanlar güzel hizmet alsın. 15-20 yıldan beri belediyelerin sosyal sigortalara ve maliyeye olan vergi borçları için hesaplara el koyma başladı. Zaten alan daraldı, imkanlar daraldı. Günden güne de daralıyor. Belediyeler bunu ödeyecek. Bu kadar zorluk içinde, bu kadar imkansızlıklar içinde imkanlar doğurma gayretinde olan belediye başkanını ve başkanlarını kimsenin egolarına alet etmesine hiç kimse razı değil. Ben razı değilim, siz razı mısınız?