Önlemlerin zamanında alınmadığı için bu mağduriyetin yaşandığını ifade eden sanayi esnafı, ilk günlerde Düzce Belediyesi’nden hiçbir yetkilinin kendilerine uğramadığını dile getirerek “kendi yaramızı kendimiz sarıyoruz, yetkililer teselli edip gidiyor.” Diyerek yaşadıkları mağduriyeti gözler önüne serdi.
Henüz net bir hasar tespiti yapılmayan Küçük Sanayi Sitesi’nde, bozulan cihazlar ve ekipmanların yanısıra hasar alan dükkânlar da göz önünde bulundurulduğunda maddi zararın milyon Euroları bulabileceği ön görülüyor.
“Gecikmeler yaşandı”
Belediyenin yeni yaptığı dükkânlardan doğan sorunlar nedeniyle bu su taşkının yaşandığını düşünen sanayi esnafı Yaşar Yavuz şunları söyledi: “Çamurları temizleyip dışarı attık. Makinalarda ufak tefek elektriklerde sıkıntımız oldu. Yeni yapılan dükkânlar vardı, orada bir sıkıntı olmuş galiba, o sıkıntıdan dolayı taşan su bizim dükkânlarımıza geldi işte. Daha önceki yağmurlarda sellerde bu su olmuyordu.
Biz kendi dükkân derdimizden başka bir şeye çok odaklanamadık ama tabii gecikmeler oldu.”
“Başkan Özlü söz verdi, gelen giden yok!”
Başkan Özlü’nün ne gerekiyorsa yapacağız demesine rağmen kimsenin gelip gitmediğini ifade eden Celil Uzun şunları söyledi: “Dün Belediye Başkanı gezdi burayı. İtfaiyeye gelin burayı temizleyin dedi. Dünden beri gelip giden yok. Sular akmıyor su sıkıntımız var. Ben temizlik yapamıyorum. Bir sürü malım gitti benim! Motorlarım gitti, beyinlerim gitti. En az 200 bin lira zararım var. Belediye Başkanı her şeye yardımcı olacağız dedi. İtfaiyeye gelin burayı yıkayın dedi, itfaiye yok.
“Baştan sona ihmal var”
Yöneticilere sert sözlerle yüklenen Mahfil Tavlı şunları söyledi: “Baştan sona ihmal var. Devleti Düzce’yi idare edenlerin basiretsizliği yüzünden şu anda bu insanlar bu çileyi çekiyorlar. Önceden lağım sorunu vardı, şimdi de sel sorunu yaşanıyor.
Çamuru burada kanalizasyonun içine doldurdular. Kanalizasyon tıkalı, Beyköy Belediyesi açmaya çalışıyor. O çamuru, o kanalizasyonun içine doldururken buranın tıkanacağını düşünmeyen bir İmar Müdürlüğü var Düzce’de. Zamanında kooperatifin yaptığı kanalizasyon PEKİNTAŞ’ın önünde fosseptik çukur var, o fosseptik çukurda, ben burada 4 yıllık esnafım, 4 yıldan beri belediyenin aracı her gün gelip oradan taşıma suyla çekiyor, onlar gittikten sonra da bu dükkânların önünden lağım suları akıyor. Defalarca Beyaz Masaydı kırmızı masaydı, derdimizi anlatmadığımız hiç kimse kalmadı.
“Yine gözü esnafa diktiler”
Duyduğumuz kadarıyla güya ucuz kredi alıp buranın kanalizasyonunu yeniden yapacaklar, esnafa maliyet yükleyecekler. Tabela vergisini siz alıyorsunuz, su parasını siz alıyorsunuz, vatandaşın, burada çalışan esnafın suçu ne de size bu konularla ilgili tekrar bir daha para ödesin? Yine gözü esnafa diktiler, esnaftan toplayacakları paralara diktiler. Orada 200 metrelik bir kanalizasyonu İSKİ’nin yaptığı kanalizasyona bağlasalar burada biz bu pisliği çekmesek olmaz mı? Hiç mi vicdanları rahatsız olmuyor? Burada 3 yıldan beri kanalizasyon suyunun yola akması, burada esnafın kanalizasyon kokusunu çekmesi hiç mi kimsenin vicdanını sızlatmıyor? Bu ne biçim bir idarecilik? Bu ne biçim duymazlık?
“Sedaş vermediği hizmetin parasını alıyor”
Akşamları burada aydınlatma lambası yanmıyor, SEDAŞ beni 6 ay oyaladı, 6 ay sonra dedi ki, bizim sokak lambalarıyla ilgili değil biz orayı belediyeye devrettik, dedi. O zaman SEDAŞ bizden niye gece aydınlatma giderleri alıyor? Olmayan lambanın parasını bizden niye alıyor? Kooperatif ortadan kaybolmuş, belediye sahipsiz, kooperatif sahipsiz, olan işlerin, konuşulanların aslı astarı olmayan dedikodularla ömür geçiriyoruz.”
“Belediye Başkanı bizi teselli etti ve gitti”
Dükkânında ağır maddi hasar meydana gelen Emre Tezcan ise şunları söyledi: “Buranın temizliğini biz kendi imkânlarımızla yaptık. İçerisi bir yarım metre kadar su altındaydı, o suyun bir şekilde çekilmesini bekledik. Çekildikten sonra aynı şekilde, elimizde videolar, resimler mevcut ve kayıtlı, çamur ve balçık içerisindeydi. Kompresörümüzü bile su havaya kaldırmıştı, bütün tesisatımız, kaynak makinelerimiz, diğer bütün kendi imal ettiğimiz malzemeler dahil su içerisinde kalmıştı. Tek tek hepsini bir şekilde dışarı çıkartarak burayı bomboş hale getirdik, o sırada da Belediye Başkanımız Faruk özlü Bey’de burada tüm ekibiyle beraber geziyorlardı. Bize ‘aynı şekilde devam etmemiz gerektiğini, bunun geçici olduğunu ve cana geleceğine mala gelsin’ yönünde öğütlerde bulundu, teselli ettiler bizi.
“Söylenilen yerine getirilmedi”
Sanayi kalabalık, yavaş yavaş geliniyor ama, bizim dışarıya attığımız balçığı, buradan sıyırıp götürmüşler, geri kalan da henüz hiç kimse gelmedi, bir şey yapılmadı. Ben malımı dışarıda bırakamam, bıraktığımız zaman da başında beklemem gerekir. Tekrar içeriye aldık, bir posta daha dışarıya çıkartacağız ama söylenilen yerine getirilmedi açıkçası. ‘Malzemelerinizi dışarı çıkartın, temizleyebildiğinizi temizleyin, ben buraya itfaiye göndereceğim… İtfaiye, içeriden çıkarttığınızın ardından çamuru temizleyecek, eski haline getireceğiz’ diye söylendi. Şirketimin ismi alındı, konum atıldı, adres verildi ama ne gelen var ne de giden. 1 milyon TL civarında zararımız var, çünkü kaynak makineleri de çalışmıyor, imal ettiğimiz malzemeler sular altında kaldı, içerisi pas tutu bir işlem daha yapılması gerekiyor. El aletlerimizin hepsi dışarıda zaten hiçbiri çalışmıyor.”
Haber – Ahmet Çelik
Görüntü – Berkay Eray Aktaş