Düzce Valiliğinde Odacı olarak çalışmaya başlayan, Makam Şoförlüğü’nden İl Müdürlüğüne istikrarlı adımlarla yürüyen AK Parti Düzce Milletvekili Adayı Ercan Öztürk hikayesini yaşamının içindeki yaşanmışları adeta feleğin çemberinden geçen mücadele insanı olarak vekillikle taçlandırmak istiyor.
“İŞ HAYATIM SAHADA SOKAKTA GEÇTİ.”
AK Parti Düzce 2. sıra Milletvekili Adayı Ercan Öztürk, Düzce Valiliğinde Odacı olarak işe başladığını ifade ederek, “Ben bütün iş hayatım boyunca hep sokaktaydım. Hep sahada çalıştım. Ben idarecilik yaptım ama benim çalıştığım kurumdaki idarecilik de masanın başında oturulacak bir idarecilik değildi. Ben onun öncesinde -ben bunu güçlü yanım olarak görüyorum- Düzce Valiliği’nde lise mezunu olarak Vali Yardımcısı’nın odacısı olarak göreve başladım. Sonra Makam Şoförü olarak devam ettim. Daha sonra Sosyal Yardımlaşma Vakfı’nda işe başladım. 2002 yılıydı başladığımda. O tarih bu tarih hep sokaktaydım. O kadar çok sahada sokakta olmaya alışmışım ilk vakıfta Müdür oldum yerimde oturamıyorum alışmışım ya gezmeye, insanlarla bir bağ kurmuşuz falan. Çok iddialı olmak istemiyorum ama 20 yıldır saha ve sokak tecrübem var.” dedi.
“SEÇİM KAYBOLURSA KİMLERİN SEVİNECEĞİNİ ÜZÜLECEĞİNİ BİLİYORUM.”
“Vatandaşın bazen bakışından, konuşmasından yanına gittiğimizde bana söylediğiyle arka planda düşündüğü arasında bir fark olup olmadığını az çok sezebiliyorum, bu mesleğimin bana kazandırdığı bir özellik. Ben bu seçimde sahayı 2018 seçimlerinden daha heyecanlı görüyorum. Bir de biz AK Parti teşkilatları olarak erken de çıktık sahaya. SKM’yle aday adayları döneminde biz bir tur bindirdik tüm aday adayları sahaya çıktı şimdi bu ikinci turumuz. Ben dün akşam Yığılca’daydım. Kadını yaşlısı, genci çocuğu daha biz bir şey demeden diyorlar ki “tamam biz zaten her şeyin farkındayız. Siz gidin gençlerle konuşun bizimle zaman kaybetmeyin biz zaten buradayız. Biz bu seçim kaybolursa kimlerin sevineceğini kimlerin üzüleceğini biliyoruz.”
“SON SİYASETE GİRME KARARIMI HATAY’DA VERDİM.”
“28 Şubat süreci yaşandı. Ben Düzce’de yol boyunda tüm fabrikalara form vermiş işe girememiş -idareci olarak değil normal işçi olarak- birisiyim. Yine askerlik yaptığım sürede, bir gün bölük komutanım çağırdı, ‘oğlum bak etrafında bir sürü çapsız astsubay var, kara kuvvetleri bir sınav açıyor sen bunların hepsinden daha iyi yaparsın. Ben sana kafa izni vereyim, git 20 gün ders çalış geri geldiğinde sınava gir ben de sana referans olacağım seni astsubay yapalım.’ dedi. Benim geri döndüğümde hazırda çalışacak bir işim veya üzerine oturacağım mal varlığım da yoktu. Askerde kalmayı çok isterdim. ‘Komutanım ben bunu çok isterim ama İmam Hatip mezunuyum.’ dediğimde tamam o zaman deyip konuyu kapatmıştı. İşte ben o gün siyaset yapmaya karar verdim.” diyerek İmam Hatip’lere o günkü bakış açısının tezatlığına dikkat çekti.
“BASINIYLA HALKIYLA BİZ HEP BERABER AKÇAKOCA İÇİN ÇALIŞACAĞIZ.”
“Biz bir an önce birlik beraberlik içinde eğer hepimiz Akçakoca’da bir tarafsak birimiz basın, birimiz siyaset, birimiz bürokrat Akçakoca’nın içinde ve dışındaki Tüm Akçakocalı etkenleri aktif hâle getirerek, kalan 3 km yolumuzu mu yapacağız, minibüslerimizi şehir içine mi sokacağız, farklı eksikliklerimizi mi gidereceğiz, bizim bir an önce buna bakmamız lazım. Kaldı ki Akçakoca için önümüzde çok önemli de bir süreç var Akçakoca Organize Sanayi Bölgesi hayata geçtiğinde Akçakoca ne tarafa doğru büyüyecek, yerleşim planını ne tarafa yapacağız? Yani bunların hepsinin üzerinde hep beraber oturup Akçakoca’nın master planını hazırlamamız lazım. Birbirimize küsecek vaktimiz yok.”
