Düzce’de kış aylarının kapıya dayanması ile birlikte artan hava kirliliği, kentte yaşayanların sağlığını tehdit etmeye devam ediyor. Solunum yolu ve kanser başta olmak üzere riskli hastalıklara zemin hazırlayan kirli havanın, ciddi göz problemlerine neden olabileceği bildirildi. İl genelinde son yıllarda göz kliniklerine başvuru sayısında gözlenen artışın arka planında havadaki partikül madde kirliliğinin yüksek olması gösterilirken, uzmanlar, hava kirliliğinin yüksek olduğu zamanlarda dışarı çıkılmaması uyarısı yapıyor.
Türkiye’nin en kirli havasına sahip Düzce’de, kalitesiz hava, birçok hastalığa davetiye çıkartıyor. Sisle birleşip şehrin üzerine adeta bir kabus gibi çöken gri tabaka, özellikle sabah ve akşam saatlerinde dışarıda olanlara nefes aldırmıyor.
Hava kirliliğinin göz sağlığı üzerindeki etkileri hakkında bilgiler veren Göz Hastalıkları Uzmanı Özgür Yaşar, hava kirliliğinin solunum yolu sorunları, kanser, nörolojik rahatsızlıklar, kalp ve damar hastalıkları ile ciddi göz problemlerine neden olabileceğini ifade etti.
Hava kirliliğine uzun süre maruz kalmak göz sağlığını bozuyor
Gözün en dışındaki saydam tabaka ve göz yüzeyindeki çok sayıda sinir bağlantısı nedeniyle insan vücudundaki en hassas yapı olan korneanın çevresel etkenlere karşı duyarlı olduğunu belirten Yaşar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Gözler, açıkken yalnızca ince bir gözyaşı filmi tabakasıyla zararlı dış maddelere karşı savunma sağlar, bu nedenle gözlerimiz hava kirliliğinin olumsuz etkilerine karşı hassastır. Karbonmonoksit, nitrojen oksitler, ozon ve partikül madde gibi hava kirleticileri gözlerimiz üzerinde tahrişe ve iltihaplanmalara neden olur. Konjonktivit sık görülen bir sorundur, bununla birlikte alerjik konjonktivit, glokom gibi rahatsızlıklar da hava kirliliğine uzun süre maruz kalma sonucu oluşabilmektedir. Ayrıca yapılan çalışmalar uzun süre tütün dumanına maruz kalmanın katarakta neden olabileceğini göstermiştir. Yapılan bir başka çalışmada da yaşa bağlı makula dejenerasyonunun (AMD), trafik kaynaklı hava kirleticilerine maruz kalmayla ilişkili olduğu gözlemlenmiştir. Ultraviyole ışınlara maruz kalmak da fotokeratit, kortikal katarakt, pinguekula ve pterjium gibi kirlilikle ilişkili göz sorunlarına yol açan bir diğer sorundur."
Kışın sis ve dumanlara dikkat!
Mevsimsel değişikliklerle birlikte kirleticilerde de farklılıklar meydana geldiğini bildiren Yaşar, kış aylarında gökyüzünde artış gösteren sis ve dumanlara, yaz aylarında ise artan ultraviyole (UV) maruziyetine karşı dikkatli olunması gerektiği uyarısında bulundu.
Hava kirliliğinin yüksek olduğu zamanlarda mümkün olduğunca dışarı çıkılmaması tavsiyesinde bulunan Yaşar, sözlerini şöyle tamamladı:
"Böyle anlarda yüzümüzün ve göz çevremizin sıklıkla bol suyla yıkanması kirleticilerin gözümüzden uzak tutulmasına yardımcı olacaktır. Kirleticilere maruz kalma durumunda ise suni gözyaşları ile gözü bir nevi yıkamak da oldukça faydalı olabilmektedir. Bununla birlikte UV ışığına maruziyetin artığı yaz aylarında UV koruyucu bir güneş gözlüğü kullanmak UV ışığının göz sağlığına olan negatif etkilerine karşı koruyucu olabilir."