Gündem

MSM’DE ÇOK CİDDİ ZAFİYET VAR

Düzce’nin artık bir markası olan, şehrin adını Türkiye’ye duyuran, YÖREX fuarına bu yıl da damgasını vuran siyah pirinç, üretildiği ildeki restoranlarda kendisine yer bulamıyor. Öncü Medya Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal, ‘Yorumluyorum’ programında, siyah pirinci menülerine katmak isteyen işletmecilerin ürüne ulaşamadığını belirterek, eski Başkan Muhsin Yavuz’un Düzce’ye armağanı olan siyah pirinci temin noktasında Çilimli Belediyesi’nde baş gösteren duyarsızlığı eleştirdi. Düzce’ye...

Abone Ol

Düzce’nin artık bir markası olan, şehrin adını Türkiye’ye duyuran, YÖREX fuarına bu yıl da damgasını vuran siyah pirinç, üretildiği ildeki restoranlarda kendisine yer bulamıyor. Öncü Medya Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal, ‘Yorumluyorum’ programında, siyah pirinci menülerine katmak isteyen işletmecilerin ürüne ulaşamadığını belirterek, eski Başkan Muhsin Yavuz’un Düzce’ye armağanı olan siyah pirinci temin noktasında Çilimli Belediyesi’nde baş gösteren duyarsızlığı eleştirdi. Düzce’ye gelen misafirlerin siyah pirinci hem belediye tesislerinde hem de restoranlarda tatması gerektiğini belirten Ünsal, “Ya arkadaş bunu Antalya'da gelene, gidene ikram ediyorsunuz, Düzce'deki restoranlarda bu yok. Birisi menüsüne koymak istiyor, iletişim kuruluyor. ‘Biz bunu yapmak istiyoruz, temin etmek istiyoruz.’ diyor. Temin etmesi gereken belediyenin yetkililerinin, sahiplerinin buna vakti yok.” dedi.

Öncü Medya Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal, Düzce’de konuşulmayanların konuşulduğu ‘Yorumluyorum’ programında, eski Belediye Başkanı Muhsin Yavuz’un girişimleri sonucu önce Çilimli’de ardından il genelinde yetiştirilen ve kısa sürede tanıtıma önemli katkı sağlayan siyah pirincin Düzce’deki restoranların menüsünde yer alması gerektiğini vurguladı. Ayrıca Mutfak Sanatları Merkezi’nin sorunlu hizmet ve lezzetine değindi.

“Memleketin kaderini değiştirebilir”

‘Taş yerinde ağırdır.’ atasözüyle konuşmasına başlayan Ünsal, siyah pirincin neden restoran menülerinde olmadığını sorguladı. Ünsal, “YÖREX Fuarı’nda siyah pirinç gündeme geldi. Çilimli'nin siyah pirinci yani Düzce'nin en meşhuru olacak şekle geldi. Bu önemli projenin mimarı olan Muhsin Yavuz buraya kadar taşıdı. Peki Düzce'deki restoranlarda özellikle Mutfak Sanatları Merkezi’nde ve diğer yerlerde siyah pirinç menüde var mı? Murat Seyok var, Kafkas Derneği eski Başkanı, şu anda da bir restoranı var. Bu beyefendi siyah pirinci menüsüne koymak istiyor ama temin edemiyor. Ben de Çilimli Belediyesi'ndeki yetkililere, özel kalemine bunun temin edilmesi noktasında dedim ki ‘Bu insanın böyle bir derdi var.’ ‘Biz ona ulaşacağız.’ dediler. Ulaşmadılar. Murat Bey bu siyah pirinci, Düzce'nin meşhurunu, menüsüne koymak istiyor. Beyzadelerin, yöneticilerin çok işi var. İşiniz ne sizin? Memleketin tanıtımına faydalı olmak değil mi? Siyah pirinç Düzce'de restoranların menüsüne girmeli. Buradan gelen geçen insanlar, özel yerlerde misafirlerimizi getirdiğimiz yerlerde siyah pirinç olmalı. Çünkü bazı sebepler var. Bazı gerekçeler var, bazı hakikatler var. Bunun hayata geçmesi memleketin kaderini değiştirebilir. Çeltik noktasında çok iyi bir yere geldi Düzce. Ya arkadaş bunu Antalya'da gelene, gidene ikram ediyorsunuz, Düzce'deki restoranlarda bu yok. Birisi menüsüne koymak istiyor, iletişim kuruluyor. ‘Biz bunu yapmak istiyoruz, temin etmek istiyoruz.’ diyor. Temin etmesi gereken belediyenin yetkililerinin, sahiplerinin buna vakti yok.” ifadelerine yer verdi.

“Mutfağından, yöneticisine kadar memnun etme derdi yok”

Mutfak Sanatları Merkezi’nin hizmet ve kalitesinde sorun olduğunu söyleyen Ünsal, “Mutfak Sanatları Merkezi bir ideal adına kurulmuş bir yer, ortamı çok güzel. Erguvan Tesisleri’nin de ortamı çok güzel. Ama buralarda hizmet ve yemek kalitesinde çok ciddi sorun var. Bir dostumuz anlatıyor, ‘Gittik, sac tava istedik. Önümüze kiremidin üzerinde sac tava geldi. Sac tava kiremidin üzerinde mi olur? Sac tava sacda olur.’ Profesyonel yaklaşım ve kalite yok diye bir algı var. Buraları kim yönetiyorsa buna lütfen dikkat etsin. Çünkü Faruk Özlü buralara çok ihtimam gösterdi. Çok mücadele verdi o yüzden kaliteli, leziz, temiz, keyif bırakan yemekleri, ürünleri, tatlıları ikram etmek herkesin görevi olmalı. O kalite yakalanamıyor. Bu anlamda gerek ‘Hoş geldin’ gerek ‘Güle güle’ gerek servis noktasında çok ciddi zafiyet var. Bu kadar emek veriliyor ama buradaki yöneticiler, ilgililer bihaber. Nasrettin Hoca tüccar olmaya karar vermiş. Hanımı demiş ki ‘Ya adam sen ne anlarsın ticaretten?’ Hoca da ‘Sus hanım sus, sana tüccar hanımı derler. Bana tüccar derler, geçinir gideriz.’ demiş.”

“MSM’nin mutlak ve mutlak elden geçmesi lazım”

Mutfak Sanatları Merkezi’nin hem mutfak hem de yöneticisinden garsonuna tüm çalışanlar açısından elden geçirilmesi gerektiğine vurgu yapan Ünsal, şöyle devam etti:

“Burayı yönetenler de fıkra misali işten anlamıyorsa bir çekidüzen verilmeli. Maaşlar kelli felli gününde yatıyor. Haklar yerinde, şekil de yerinde. Mutfağından, yöneticisine kadar bir dert yok. Memnun etme derdi yok. Bu dert olmayınca da bu dertle dertlenen başarısız görülüyor. Oradaki yemeği pişiren veya oradaki ürünü işleyip de sofraya masaya getiren kişi, onu oraya koyan insanla aynı dertte olmadığı zaman tabiri caizse Faruk Özlü burada emek veriyor. “Biz alalım maaşımızı, sallayalım, üç kişiyi memnun edelim, diğerleri memnun olsun veya olmasın.” anlayışı var. Zarar ediyor şu anda. Bir gelen bir kere geliyor, ikinci gelmek ihtiyacını hissetmiyor. Garsonuyla, servisiyle, kalitesiyle o ideale hizmet etmiyor. Buranın mutlak ve mutlak elden geçmesi lazım.”

PROGRAMIN TAMAMI İÇİN TIKLAYIN;