Umre vazifesi için eşi Meryem Ünsal ile birlikte kutsal topraklarda bulunan Öncü Medya Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal, “Yorumlu-yorum” programında Kabe-i Muazzam’ın manevi huzurundan bahsetti. Hac ya da umre vazifesini yerine getirmeyi planlayan vatandaşlara önemli bir de uyarıda bulunan Ünsal, yeme-içme-konaklama gibi konularda mağduriyet yaşamamaları için bildikleri, deneyimli turizm şirketleri eşliğinde kutsal topraklara gelme tavsiyesinde bulundu. Ünsal, “Büyük Cami’nin karşısında Hacı Hidayet Tur yarım asırdan fazla hac ve umre işini yapıyor. Hacı Hidayet Türkseven’in torunu, Faruk Türkseven’in kızı Aleyna Mübarek Türkseven Karameşe kardeşimiz bayrağı alarak, Büyük Cami’nin karşısına bir ofis açtı. Gönlüm öyle ister, çünkü 50 yıllık bir tecrübe var. Burayı tercih edin veya Düzce'de tanıdığınız firmaları tercih edin.” dedi.
Öncü Medya Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal, Öncü TV ekranları ve 100.2 Radyo Öncü ortak yayını ile Düzce’nin gündemine ışık tutan “Yorumlu-Yorum” programının son bölümünü umre vazifesi için bulunduğu kutsal topraklardan çekti. Kabe-i Muazzama’da tüm Düzce halkı için dua eden Ünsal, buraya gelen insanların yaşadığı manevi mutluluk ve huzuru anlattı.
“Burada bambaşka bir duygu var”
Kutsal topraklara gelemeyen Müslümanlar’ın en yakın zamanda bu huzur ve maneviyatı yaşaması için dua eden Ünsal, “Yorumlu-Yorum programını Kabe-i Muazzama'da çekiyoruz. Yaklaşık bir hafta oldu buraya geleli, bir haftadan beri burada ibadetlerimizi yapmaya, umreleri yapmaya çalışıyoruz. Allah kabul etsin. İnsanların hayatta bir boşluğu var, en büyük boşluk aslında burası. Yaz aylarında farklı imkanlarla, farklı sebeplerle, farklı yerlere kendimizi dinlendirmeye gidiyoruz. Tatile gidiyoruz, ama burada bambaşka bir duygu var. Burası hakikaten insanın içindeki o boşluğu dolduruyor. ‘İnsanları çağır.’ diyor Hz. Allah, Hz. İbrahim peygambere. İnşallah şu videoyu izleyenlerin, hepsini Mevla çağıranlardan eylesin.” diye konuştu.
“Eğitimde İslam Ümmeti köleleştirilmiş ve sömürge haline getirilmiş”
Bölgede bulunan market ve alışveriş merkezlerinde sınırlı sayıda Türk malının satılmasına serzenişte bulunan Ünsal, “İslam ümmeti, Müslümanlar gayet köleleştirilmiş ve sömürge haline getirilmiş eğitim olarak, ekonomi olarak. Hepsinden önemlisi bizi, Türkiye'de batı ve Hristiyan alemine hayranlıkla eğiten sistem, diğer Ortadoğu ve diğer İslam ülkelerinde de aynı şekilde eğitmiş. Gerek insani ilişkilerde, gerek ticari ilişkilerde. Burayı Çin, uzakdoğu ve birçok ülke rehin almış ticareten. Nereye giderseniz gidin, Türkiye'yi bulmak istiyorsunuz. Örneğin burada ‘Bin Davut’ diye bir market var. Bu markette ben, iki tane Türk markası görebildim, başka göremedim. Türk peyniri bir de ülkenin mamullerini gördüm. Allah bize nasip etti, size de nasip etsin. Eğer buraya umreye gelirseniz, umre ziyaretiniz olursa Türkiye'den peynirinizi, zeytininizi, kuru yemişlerinizi ve buna benzer gıdalarınızı mutlaka getirin. Buradaki yiyeceklerle, oradaki yiyecek kültürü çok farklı. Çünkü burada ecnebi, Uzakdoğu yeme-içme kültürü hakim olmuş.” şeklinde konuştu.
“Düzce’deki tecrübe ve deneyimli firmaları tercih edin”
Düzce’den Hac ve umre için kutsal topraklara gitmek isteyen vatandaşlara tecrübeli ve deneyimli turizm firmaları ile gitmeleri tavsiyesinde bulunan Ünsal, “Ben Mevlit Kandili’nin münasebetiyle, bir dostun ısrarıyla geldim. Adem Şener hocamızın ricasıyla geldim. Ancak siz siz olun, Düzce'nin bilmediğiniz, tanımadığınız firmalarıyla sakın buraya gelmeyin. Büyük Cami’nin karşısında Hacı Hidayet Tur var. Hidayet Tur yarım asırdan fazla hac ve umre işini yapıyor. Son zamanlarda Aleyna Mübarek Türkseven Karameşe, Hacı Hidayet Türkseven’in torunu oluyor, Faruk Türkseven’in de kızı; bu kardeşimiz bayrağı aldı ve getirmeye başladı. Büyük Cami’nin karşısına bir ofis açtı. Gönlüm öyle ister, çünkü 50 yıllık bir tecrübe var. Burayı tercih edin veya Düzce'de tanıdığınız firmaları tercih edin. Kaldığınız otel, yemek kültürü, oradaki yapı, otellerdeki uzlaşma, insanlara çok ciddi sıkıntılar yaşatabiliyor. İkincisi burada artık yeni yeni bireysel olarak umre ziyaretleri var. İnsanlar buraya kendi imkanlarıyla geliyor, turist vizesiyle geliyor. Aylarca günlerce kalabiliyorlar. O da ayrı bir müşkülat. Buradaki her ev, her otel, her imkanı değeriyle kullanamıyorsunuz. İşi de bilmediğiniz zaman, çok büyük bir müşkülat yaşıyorsunuz. Gelelim manevi boyutuna. Ben oraya geldiğimde; yine farklı insanlarla, farklı konuları eleştirerek yorumlar yapacağım. ‘Peki ya sen umreye gittin, hacı oldun. Zaten 2002'de hacıyım, ama şimdi umreye gittin niye böyle diyorsun?’ diyebilirsiniz. Ben inancımı, ibadetimi kendim için, kendi maneviyatım için yaptım. Kimse için yapmadım, kimse için yapmaya da niyetim yok. Siz siz olun, bakınız buradaki ruh hali, mutluluk, keyfiyet anlatılmaz, yaşanır. Mutlaka ve mutlaka burayı ziyaret edin. 10-15 günlük kısa bir turla göreceksiniz ki hayatınızın içinde ne kadar büyük boşluk var” açıklamalarında bulundu.
Tüm Düzceliler için Kabe’den dua ile programı bitirdi
Programın sonunda Kabe-i Muazzama’dan tüm Düzceliler için dua eden Ünsal, şu ifadelere yer verdi:
“Tavaf ederken ve Allah'a yalvarırken Hz. İbrahim'den, bugüne kadar Peygamberler ve büyükler ne istediyse onu istediğinizde, ruhen ve bedenen bilimin, ilimin, aklın, mantığın, tüm dengelerinin oturduğu bir huzur bir saadet sizi bekliyor. Kabe'den bize çok dua isteyen oldu, ‘Benim için dua et’ diyen oldu. Ben kısa bir duayla, buradaki Yorumluyorum’u bitirmek istiyorum. Allah'ım devletimize, milletimize, ümmetimize güç ver. Bu ülkeleri, bu İslam alemini, İslam ümmetini kullanan, rencide eden, bunların üzerinden paralar kazanan, bunları eğitmeyen idarelerin başlarına sen bildiğin, takdir ettiğin azabı, adaleti nasip et. Devletimize, milletimize, ümmetimize senin rızan için mücadele eden devlet büyüklerimize, devlet adamlarımıza güç ver, kuvvet ver. Onları ecnebi olan, bizim olmayanlara karşı Allah rızasına uygun olanları hakim eyle. Allah'ım bu topraklara gelmek isteyenleri, şu videoyu izleyenleri gönlünde bu toprağa gelip de vakfeye durup da Kabe'de İbrahim makamında Allah'a dua etmek isteyenleri çağrılmayanları da çağır. İnşallah onlar da gelsin. Bu videomuzu izleyen, bizleri duyanlara Allah'ım dünya ve ahiret saadetine ulaşacak sebepler nasip eyle. Ticaretlerde hayırlar, bereketler nasip eyle. Evlerinde huzurlar nasip eyle. Çoluk çocuğunu, evladını, torununu, devletimize, milletimize ümmetimize hayırlı bir nesil nasip eyle. Bugünkü Yorumluyorum da buradan Kabe'den. Allah'ın rahmeti, bereketi üzerinize olsun inşallah. Çağrılanlardan olun, inşallah bağışlananlardan olun. Allah ve Resulü’nün muhabbetine mazhar olan Osmanlı ecdadımızın ruhunun yaşandığı günleri görenlerden olun.”