Gündem

KURUM: “RİSK ALTINDAKİ BİNALARIN ACİLEN DÖNÜŞMESİ GEREKİYOR

Düzce’de büyük bir yıkıma neden olan 17 Ağustos Marmara depreminin üzerinden 25 yıl geçti. 25 yıldır Düzce’de büyük bir sorun haline gelen deprem öncesi binalar ile ilgili Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Kurum’dan açıklama geldi. Kurum, Türkiye genelinde 36 milyon bağımsız birim, 31 milyon konut olduğuna dikkati çekerek, "Bunun da yaklaşık 6 milyon bağımsız birimi risk altında, 2 milyonunun acil dönüşüme girmesi gerekiyor." dedi.

Abone Ol

Düzce’de yüzlerce kişinin enkaz altında kalarak hayatını kaybettiği ve büyük yıkıma neden olan 17 Ağustos Marmara depreminin 25’inci yıl dönümünde, hala daha deprem öncesinden kalan hasarlı binalar, büyük tehlike yaratıyor.

Depremin üzerinden 25 yıl geçmesine rağmen deprem anıtı gibi şehir merkezinde bulunan binalar ile ilgili her hangi bir çalışma yapılmazken Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, deprem kuşağında bulunan Türkiye’deki acı tabloyu gözler önüne serdi.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, 17 Ağustos 1999'daki Marmara Depremi'nin 25. yılı dolayısıyla bakanlık olarak yapılan kentsel dönüşüm çalışmalarına ilişkin açıklamalarda bulundu.

17 Ağustos depreminin yaşandığı gece yüreklerin dağlandığını belirten Kurum, depremlerde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diledi.

Ülke olarak son 120 yılda 80 bin canın depremlerde toprağa verildiğini anımsatan Kurum, "Bizim için 1999 Marmara Depremi bir milat oldu. Aynı zamanda 2002 yılından sonra şehirciliğe olan bakış açımızı değiştirdi. 1999 depreminden sonra yaptığımız düzenlemelerle Türkiye'nin güçlü, dirençli ve sağlıklı şehirlerini inşa etme sürecini başlattık. Ülkemizde, çok önemli yasal düzenlemeleri ve yeni uygulamaları hayata geçirdik." diye konuştu.

Bu kapsamda, depreme dair 6 temel çalışmanın ülkenin geleceği için önem taşıdığını belirten Kurum, şöyle devam etti:

"Deprem yönetmeliğini hazırladık. Yapı denetim sistemini hayata geçirdik. Zorunlu deprem sigortası gibi uygulamaları yürürlüğe koyduk. AFAD Başkanlığımızı kurduk. Belediyeler ve TOKİ, konut üretim çalışmalarını hızlandırdı. 2011 yılında yaşanan Van Depremi sonrası Kentsel Dönüşüm Kanunu yürürlüğe girdi. Bununla beraber Kentsel Dönüşüm Başkanlığımızı kurduk. İstanbul başta olmak üzere Marmara bölgesine özel bir genel müdürlük ihdas ettik ve tüm bu çalışmalar, afet sonrası değil, afet öncesi önlem çalışmalarımız oldu. Tabii bugün tüm Türkiye'de 36 milyon bağımsız birim, 31 milyon konut var. Bunun da yaklaşık 6 milyon bağımsız birimi risk altında, 2 milyonunun acil dönüşüme girmesi gerekiyor."

Bakan Kurum, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde 2012'de 'Türkiye'nin her yerinde kentsel dönüşüm' hedefiyle başlattıkları kentsel dönüşüm çalışmalarını, "siyaset üstü" ve "milli bir beka" meselesi olarak gördüklerini dile getirerek, "Ülkemizin dört bir yanında yerinde, gönüllü ve hızlı kentsel dönüşüm seferberliğimizi muhalefetin tüm engelleme çabalarına rağmen azim ve kararlılıkla sürdürdük. Bu kapsamda belediyelerimiz ve özel sektörümüzle el ele vererek, kentsel dönüşüm ve sosyal konut projeleriyle 3,4 milyon modern ve depreme dayanıklı yeni konut inşa ettik. Şehirlerimizin çehresini baştan aşağı değiştirdik. Bugün, sahada inşası devam eden 250 bin dönüşüm konutu ve sosyal konutumuzu, en sağlam, en güvenli ve sağlıklı şekilde inşa ediyoruz." ifadelerini kullandı.

Son dönemde Elazığ, Malatya ve İzmir'de meydana gelen depremlerde, Giresun, Kastamonu, Sinop, Rize, Bartın'da yaşanan sel felaketlerinde, Antalya ve Muğla yangınlarında "yeniden inşa" sürecini tamamladıklarını vurgulayan Kurum, "Bu şekilde, milyonlarca vatandaşımızın sıcak yuvalarında geleceğe güvenle bakmalarını sağladık. İnşa ettiğimiz konutlar, ülkemizin yarınları için bir güvence, dünyada ise sağlıklı konut üretmenin önemli bir modeli oldu." dedi.

Kurum, inşa ettikleri sosyal konutlarla afet riskini azaltmanın yanı sıra gecekondulaşmayı önlediklerini, dar gelirli vatandaşların ev sahibi olma hayalini gerçekleştirdiklerini dile getirerek, "İnşallah, yatay mimari, engelsiz yaşam, yeterli sosyal donatı ve teknik altyapı alanları, çevrenin korunması, tarihi ve kültürel mirasın korunması ve sürdürülebilirlik anlayışıyla 2035 yılına kadar toplamda 6,5 milyon konutumuzun dönüşümünü tamamlamış olacağız. Başta deprem bölgesi olmak üzere, ülkemizde afetlere dirençsiz tek bir sağlıksız yapı, tek bir çöküntü alanı kalmayacak şekilde çalışmalarımızı kararlılıkla yürütmeye devam edeceğiz." değerlendirmesini yaptı.

"Hedefimiz güçlü Türkiye"

Bakan Kurum, 6 Şubat'ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlere ilişkin bölgedeki son durum hakkında da bilgi verdi. "Depremzede kardeşlerimiz yeni yuvasına girmedikçe, biz de evimizde başımızı rahat bir şekilde yastığa koymayacağız" diyen Kurum, şu ana kadar 76 bin konutun tüm donatılarıyla hak sahiplerine teslim edildiğini söyledi.

Kurum, "Eylül ayında 100 bin sayısına ulaşacağız. Yine yıl sonuna kadar toplamda en az 200 bin konutumuzu yine bu anlayışla teslim edeceğiz. 2025'in sonuna geldiğimizde yeni yuvasına, bereketli iş yerine kavuşmayan tek bir depremzede kardeşimiz kalmayacak." diye konuştu.

Türkiye Yüzyılı'nı inşa etmenin yolunun deprem bölgesinin bir an evvel ayağa kaldırılmasından geçtiğini vurgulayan Kurum, Cumhur İttifakı olarak Türkiye Yüzyılı'nı afetlere karşı dirençli toplum ve dirençli şehirlerin yüzyılı yapacaklarını belirtti.

Bakan Kurum, bu noktada tüm güçleriyle millet için hazır olduklarını dile getirerek, şunları kaydetti:

"Adımlarımızı da devletimizin bu büyük hedefine göre atıyoruz. Yeni yuvalarımızı, deprem, toprak kayması, sel, yangın, şiddetli rüzgar gibi potansiyel tehlikelerin olmadığı güvenli alanlara kuruyoruz. Yeni yerleşim yerlerimizi, dere yatakları, suyolları ve su kanallarının uzağında, mevcut risklerin en asgariye indirildiği güvenli alanlarda inşa ediyoruz. Sadece geçmişin yeniden ihyası değil, geleceğin de kurgulanması için yoğun bir gayret gösteriyoruz. 11 şehrimizde yaptığımız çevre, kültür, tarih, spor, eğitim, ticaret ve şehircilik yatırımlarıyla, geçmiş ve geleceği kopmaz bağlarla birbirine bağlıyoruz.

Depremzede kardeşlerimiz de bu gayreti yakından takip ediyor ve devletimize sonuna kadar güveniyor. Çünkü milletimiz biliyor ki biz, referansı eser ve hizmet olan kadrolarız. Çünkü bizim hedefimiz güçlü Türkiye, bizim meselemiz, millete hizmettir. Deprem bölgesinde refahı, kalkınmayı hep beraber başaracağız. İstikrarı, güveni hep beraber tesis edeceğiz."