Sağlık & Çevre

KONFOR VE TEDAVİ BAŞARISI SAĞLIYOR

Abone Ol

Dünyanın en hızlı artan kronik hastalığından biri olan diyabet, hastalığın tedavisinde insülin pompaları hastalara konfor ve tedavi başarısı sağlıyor. Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi İç Hastalıkları ve Diyabet Polikliniği’nde erişkin hastalarda başlanan insülin pompa tedavisi sayesinde hastalar, şeker düzeyleri dengelenerek günde 4 defa enjeksiyon yapma zorunluluğundan kurtuluyorlar.

“ İki Defa Böbrek Nakli Oldum”

45 yıldır tip 1 diyabet tedavisi gören Serpil Ş. insülin pompa tedavisi ile yaşam kalitesinin ciddi oranda değiştiğini ifade etti. Yıllardır diyabete bağlı kalp ve damar, böbrek rahatsızlıkları ve göz bozuklukları mücadele eden hasta, “iki defa böbrek nakli oldum. Yaklaşık 3 yıl da diyaliz tedavisi gördüm.  Diyabetin kalbe olumsuz etkileri nedeniyle bypass ameliyatı oldum. Diyabet nedeniyle sık sık göz içi kanamalarım oluyordu.” diye konuştu.

Kaynatılan şırıngalarla başlanılan diyabet tedavisinde insülin kalemleri ile devam eden hasta, “2000’li yıllardan sonra hazır kalemlerle günde 4 kere insülin tedavisine başladım. Bu tedavi özellikle geceleri kan şekerimi düşürüyordu.  Bu sefer hipoglisemi korkusundan dolayı yalnız yatamıyordum.  Birkaç kez bilinç kaybı yaşadım. Bu nedenle günlük yaşantımda da rahat hareket edemiyordum.  Kan şekerimdeki hızlı yükseliş ve düşüşler yaşamımı olumsuz etkiliyordu.” ifadelerini kullandı.

Diyabet tedavisinde en son yeniliklerden biri olan insülin pompasından haberdar olan hasta, Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi İç Hastalıkları Polikliniği’ne başvurdu. İç Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Attila Önmez tarafından yürütülen insülin pompası tedavisi ile hastanın şekerinin normale yakın bir seviyede tutulması sağlandı.

“Artık Hipoglisemiden Korkmuyorum”

Tedavinin ardından yaşam kalitesinin arttığını ifade eden hasta, “ İnsülin pompası cihazı, 5 dakikada bir kendi kendini ölçerek kan şekeri izlemine göre minik dozlarda insülin uygulaması yapıyor.  Şekerim yükselmeye ya da düşmeye başladığında uyarı vermesi bana müdahale imkanı sağlıyor.  Artık Hipoglisemim iyi değerlerde seyrediyor ve dalgalanma yaşanmıyor. Bu nedenle artık hipoglisemiden korkmuyorum. Tek başıma uyuyabiliyor ve dışarı çıkabiliyorum. Günde en az 4 defa kan şekerimi ölçme derdinden kurtuldum. Şekerim düşmemesi için sık sık yemek yemek zorunda kalıyordum.  Bu da kilo almama neden oluyordu.  Kilo derdimden de kurtularak daha sağlıklı bir yaşama adım attım.” şeklinde konuştu.

“Tip 1 Diyabetli Hastaların Pompa Tedavisi İçin Başka İllere Göndermek Zorunda Kalıyorduk”

İnsülin pompası uygulaması hakkında bilgiler veren Doç. Dr. Attila Önmez,” Tıp Fakültesi hastanemiz Pediyatri Anabilim Dalında Prof. İlknur Arslanoğlu hocamız tarafından tip 1 diyabetli çocuk hastalara uzun yıllardır başarılı bir şekilde insülin pompa tedavisi uygulanmaktaydı. Ne var ki erişkin yaşlardaki tip 1 diyabetli hastaların pompa tedavisi için başka illere göndermek zorunda kalıyorduk. 1955’den bu yana diyabet hastalarına hizmet veren Türk Diyabet Cemiyeti İle Diyabet teknolojileri ve yapay pankreas konusunda ortak eğitim vaka paylaşımı ve bilimsel çalışma yapma kararı aldık.  Bundan dolayı diyabet hastalarına hizmet veren Türk Diyabet Cemiyeti bünyesinde çalışmakta olan İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Enver Güncüoğlu’dan bu konuda kliniğimize eğitim vermesini talep ettik, hocamız da özveri ile bu konuda vaka örnekleri ile bizlere eğitim verdi. Bundan sonra da ilk hastamız Serpil Hanımın tedavisini başarı ile gerçekleştirdik. Ardından peş peşe başka hastalarımıza da başarı ile tedavi uyguladık.” dedi.  

1978’li yıllarda kullanılmaya başlanan insülin pompalarının gelişen teknoloji ile günümüze kadar sürekli değişim gösterdiğine dikkat çeken Doç. Dr. Önmez,  “Günümüzde kullanılan en büyük insülin pompası bile bir çağrı cihazı büyüklüğündedir. İnsülin pompasının esası, taşınabilir bir elektromekanik pompa aracılığıyla deri altına sürekli insülin verme esasına dayanmaktadır.” diye konuştu.  

“Diyabetle İlişkili Uzun Dönem Komplikasyon Görülme Oranını Da Düşürmektedir

İnsülin pompası ile öğün öncesi uygulanan insülinin miktarını uzun sürelere yayarak ya da parça parça uygulayabildiğine dikkat çeken Doç. Dr. Önmez, “Dahası insülin pompası gün içinde kan şekerine etki edebilecek minik ara öğünler ya da sıra dışı gıda alımlarında kalem ya da enjektörle mümkün olmayan çok küçük miktarlardaki insülinin enjekte edilebilmesini de sağlamaktadır.  İnsülin pompası kan şekeri ve hemoglobin A1c düzeyleri üzerinde daha sıkı bir kontrol sağlayarak diyabetle ilişkili uzun dönem komplikasyon görülme oranını da düşürmektedir. İnsülin pompası, kalça, göbek, üst kol ya da bacak bölgesine yerleştirilen bir katatere bağlı silikon küçük bir kanül aracılığıyla vücuda sürekli insülin verir. Katater her üç günde bir değiştirilmektedir.  Sonuç itibarıyla insülin pompası sürekli insülin salgılaması, öğünün türüne göre verilecek insülini zamana yayabilmesi nedeniyle aslında sağlıklı bir pankreası taklit etmektedir.  Bu nedenle özellikle sürekli şeker ölçen sistemlerle birleştirilmiş bir pompaya yapay pankreas olarak tanımlamak oldukça uygundur.” şeklinde açıklamasını tamamladı.